Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/97 E. 2022/2273 K. 06.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 17. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/97 – 2022/2273
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/97
KARAR NO : 2022/2273

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : ..
ÜYE : …
ÜYE :..
KATİP : ..
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/10/2021
NUMARASI : 2021/472 Esas- 2021/764 Karar
DAVACI : ..
VEKİLLERİ : Av. ..
: Av. F.
DAVALI : 1 -..
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 2 -….
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 06/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/12/2022

Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/10/2021 tarih, 2021/472 Esas ve 2021/764 Karar sayılı kararı aleyhine davacı ve davalı Güvence Hesabı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde;… tarihinde plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın müvekkiline çarpması neticesinde müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, tedavi gördüğünü, kazanın oluşumunda müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, karşı tarafın kusurlu olduğunu, kazaya sebebiyet veren aracın plakasının ve sürücüsünün tespit edilemediğinden davanın …yöneltildiğini, müvekkilinin sağlık giderleri teminatından davalı ….. kurumunun sorumlu olduğunu belirterek şimdilik 20,00 TL, maddi tazminatın davalı …..10,00 TL belirsiz bakıcı gideri tazminatının davalı ….’dan alınarak müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiş, davacı vekili 12/02/2019 tarihli dilekçesi ile dava değerini 54.478,38 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı …. vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin bakıcı gideri yönünden hukuksal bir sorumluluğunun bulunmadığını, davacı asilin bakıcı veya tedaviye bağlı sair harcamaları, sigorta şirketleri ve ….. tarafından karşılanması gerektiğini, açılan davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek müvekkili aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. vekili cevap dilekçesinde; açılan davayı kabul etmediklerini, davacı iddialarının ispatlanması gerektiğini, davanın yetkili mahkemede açılmadığını, yetkili mahkemenin İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, müvekkili şirket aleyhindeki kesin ve somut delillere dayanmayan haksız ve hukuka aykırı davanın reddini ve gerekli yerlerden raporların alınması Hususunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince; davalı …. yönünden verilen karar kesinleşmiş olduğundan bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davalı …..yönünden; davanın kabulü ile; her ne kadar 12/02/2019 havale tarihli hesap bilirkişi raporunda davacı tarafın geçici iş göremezlik tazminatı talep edebileceği bedel 14.428,08 TL olarak hesap edilmiş ise de; taleple bağlı kalınarak 10,00 TL geçici iş göremezlik tazminatının 08/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, her ne kadar 12/02/2019 havale tarihli hesap bilirkişi raporunda davacı tarafın sürekli iş göremezlik tazminatı talep edebileceği bedel 54.498,38 TL olarak hesap edilmiş ise de; taleple bağlı kalınarak 54.488,38 TL geçici iş göremezlik tazminatının 08/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir,
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; maluliyetin hatalı ve düşük maddi tazminatın düşük hesaplandığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı …. vekili istinaf dilekçesinde; başvuru şartının yerine getirilmediğini, maluliyet raporunun hatalı olduğunu, kusur oranları arasındaki çelişkinin giderilmediğini, kazanın varlığı ve plakası tespit edilemeyen aracın kaza yaptığının ispat edilmesi gerektiğini, geçici iş göremezlikten sorumlu olmadıklarını, sgk tarafından geçici iş göremezlik tazminatı için ödenen miktarın düşülmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik yönünden derdestlik itirazından dolayı davanın reddedilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde; başvuru şartını yerine getirdiklerini, maluliyetin doğru yönetmeliğe göre alındığını, kusurun belirlendiğini ve müvekkilinin kusursuz olduğunu, sürekli iş göremezlik tazminatından davalının sorumlu olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ilişkin davalı istinafının reddini istemiştir.
HMK 355 md. gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde;
2918 sayılı KTK.nın 97. maddesi “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir…” hükmünü amirdir. Mahkeme tarafından delillerin değerlendirilmesinde ve takdirinde bir isabetsizlik olmamasına göre özellikle davacının söz konusu hüküm kapsamında davalı kuruma başvurduğu, kaldı ki madde metninde başvuru sırasında hangi belgelerin sunulacağına ilişkin hüküm de bulunmadığı sabit olduğundan davalı vekilinin faiz başlangıcının başvurudan 15 gün sonrasında başlatılması kararının hatalı olduğuna ve gerekli belgelerle başvurulmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğine ilişkin istinaf itirazları kabul edilmemiştir.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi gereğince ihdas edilen …… Yönetmeliği’nin 15. maddesi gereğince,…..ı yönünden faizin başlangıç (temerrüt) tarihi belirlenirken, ilgililerce gerekli belgeler de ibraz edilerek .. Yönetmeliğinin 9, 14. ve 15. maddelerinde yazılı biçimde fona başvurulduğu halde ödeme yapılmamışsa başvuru tarihinden itibaren … temerrüde düştüğünün kabulü gerekir. Gerekli belgeler ibraz edilmeksizin başvuruda bulunulmuş ya da hiç müracaat edilmemiş ise .. temerrüdünden bahsedilemeyeceğinden faiz başlangıcının dava tarihi olarak kabulü gerekir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre, usuli işlemlerin kanuna uygun şekilde yapılarak, hükme esas alınan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davacı tarafça dava açılmadan önce davalı … başvuruda bulunulduğu …. Yönetmeliğinin 15. maddesi uyarınca mahkemece hüküm altına alınan faiz başlangıç tarihinin hatalı olduğuna ilişkin istinaf itirazları kabul edilmemiştir.
6111 sayılı yasanın 59. maddesi ile değişik 2918 sayılı KTK’nın 98. maddesi ile getirilen ” Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın … tarafından karşılanır” hükmü gereğince trafik kazası sonucu yaralanan kişi, tümüyle iyileşip eski sağlığına kavuşuncaya kadar yaptığı tıbbi tedavi ile sınırlı sağlık hizmet bedelleri ….. tarafından karşılanacaktır. Geçici iş göremezlik tazminatının ve bakıcı giderinin bu madde kapsamında değerlendirilemeyeceği ve bu tazminatların da davalı sigorta şirketinin sorumluluğunda olduğu belirtildiği üzere davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun devam ettiğinden, tüm bu açıklanan nadenlerle davalı vekilinin itirazın yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Dosya içerisinde bilgi ve belgelere, davalı tarafın istinaf itirazlarına göre; Mahkemece hükme esas alınan aktüer raporunda, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarına uygun olarak, KTK’nin 111. maddesi çerçevesinde ödemenin yeterli olup olmadığının değerlendirilerek ödeme tarihi verilerine göre yapılan hesaplamanın davacının zararını karşılamadığının tespiti üzerine, hesap tarihindeki verilere göre hesaplanan tazminattan, zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, davadan önce davalının ödediği bedellerin rapor tarihine kadar yasal faiziyle güncellenmiş değerleri düşülerek sonuç tazminatın belirlendiği, söz konusu belirlemenin davacı tarafın müterafik kusuru da dikkate alınarak yerinde olduğu, müterafik kusur indirimi yapılması halinde de ödemenin ödeme tarihine göre davacı tarafın zararını karşılamadığı, hükme esas alınan aktüer raporunda Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin güncel içdihatlarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağı belirtildiğinden aksi yöndeki istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Dosyanın incelenmesinde kaza tarihinde yürürlükte bulunan özürlülük ölçütü ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkındaki yönetmelik hükümlerine göre maluliyetin tespit edildiği anlaşıldığı için aksi yöndeki istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Kusur raporuna itiraz edilmiş ise de kusurun diğer dosyadan belirlendiği ve plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu tespit edildiğinden aksi yöndeki istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Kazanın meydana geldiği maluliyet raporu hastane kayıtları, kusur raporu ile sabit olduğundan aksi yöndeki istinaf itirazları da yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü gibi davacı tarafından davalı aleyhine geçici iş göremezlik tazminatı nedeniyle Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/43 Esas dosyası ile 04.09.2019 tarihinde dava açtığı, davanın 30.12.2020 tarihinde karara çıktığı ancak davalının istinaf etmesi üzerine istinaf incelemesinde olduğu anlaşılmış ise de eldeki dosyada fazlaya ilişkin haklar saklı tutulduğu ancak bedel artırımı yada ıslah edilmeksizin 10,00 TL geçici iş göremezlik tazminatının talep edildiği, mahkemece taleple bağlı kalınarak 10,00 TL geçici iş göremezlik tazminatına hükmedildiği ve miktar itibariyle de kesin olduğu anlaşıldığından aksi yöndeki istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Bu itibarla davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekili ile davalı ….. vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı taraftan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcına peşin yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile eksik kalan 21,40 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irad kaydına,
3-Davalı taraftan alınması gereken 3.723,46 TL istinaf karar ve ilam harcına peşin yatırılan 930,86 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile eksik kalan 2.792,60 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irad kaydına,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Gider avansından harcanmayan kısmın talep halinde ilgilisine iadesine,
6-Kararın kesin olması nedeniyle tebligatların ve harç tahsil/iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olarak oybirliği ile karar verildi. 06/12/2022

Başkan Üye Üye Katip
..