Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/387 E. 2022/399 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 17. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:…
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : ..
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : ..
ÜYE : ..
ÜYE :…
KATİP :…

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :..
NUMARASI : … Esas- … Karar
DAVACILAR : 1…
2-..
3-…
4-…
VEKİLİ : Av…
DAVALI : … ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : ..
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …

…Asliye Ticaret Mahkemesi’nin…. tarih ve …. esas ve … karar sayılı kararı aleyhine davacı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ….’in eşi, diğer müvekkillerinin babası olan muris….in kullanımında olan aracın, …tarihinde, … adlı şahsın kullanımında olan …plaka sayılı araçla çarpıştığını ve meydana gelen kazada hayatını kaybettiğini, kazanın iş kazası niteliğinde olduğunun…Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü… tarafından yürütülen soruşturmada müfettiş raporu ile karar altına alındığını ve müvekkillerine iş kazası aylığı ve ölüm aylığı bağlandığını, kazaya karışan….plaka sayılı aracın davalı şirket nezdinde …. poliçe numarası ile zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında sigortalı olduğunu, davalı tarafa destekten yoksun kalma tazminatının ödenmesi talebi ile … tarihinde başvurulduğunu, davalı tarafça …sayılı hasar dosyası kapsamında verilen cevapta sigortalıya ait araç sürücüsünün kusuru bulunmadığından bahisle taleplerinin reddedildiğini, davalı şirketin 2918 sayılı KTK’nın 85. vd maddeleri, 6098 sayılı TBK’nın 55. vd maddeleri ile Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları uyarınca sorumluluğunun bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 6100 Sayılı HMK’nın 107. maddesi uyarınca müvekkil… için şimdilik 10,00 TL, müvekkili…. için şimdilik 10,00 TL, müvekkili …. için şimdilik 10,00 TL, müvekkili ….için şimdilik 10,00 TL olmak üzere toplam 40,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacıların dava açmadan evvel arabuluculuk yoluna gitmelerinin gerektiğini, davanın arabuluculuğa başvurulmaksızın açıldığını, dava şartı eksikliği yönünden davanın reddedilmesi gerektiğini, davanın kabulü anlamına gelmemekle birlikte müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalı aracı işletenin kusur oranı ile sınırlı olduğunu, kaza tespit tutanağı uyarınca sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğu sabit olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, aksi kanaatte olunması halinde kusur tespitinin yapılması amacıyla dosyanın Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesi gerektiğini, zorunlu trafik sigortasının bir sorumluluk sigortası niteliği taşıdığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalının kusuru ile sınırlı olduğunu, destekten yoksun kalmış sayılabilmek için o kişinin desteğin bakma niteliğindeki yardımına muhtaç olması gerektiğini tazminat hesabında esas alınması gereken hesap tablosu başta olmak üzere tüm hususların tespit edilmesi ve hesaplamada dikkate alınması gerektiğini, davacıların herhangi bir sosyal sigorta kurumuna bağlı olup olmadıklarının araştırılması, bağlı olmaları halinde mükerrer ödeme vb. hukuka aykırılıkların ortaya çıkmaması amacıyla ilgili kurum tarafından davacılara herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı ve davacının ödemeye hak kazanıp kazanmadığı hususlarının açıklığa kavuşturulması gerektiğini, hesabın aktüerler siciline kayıtlı aktüerler tarafından yapılması gerektiğini, müterafik kusur açısından da değerlendirme yapılarak yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda hakkaniyet indirimi yapılması gerektiğini, davanın kabulü anlamına gelmemekle birlikte faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olarak kabul edilmesi gerektiğini, getiri kaybı gibi kazaya bağlı oluşan yansıma veya dolaylı zararlar nedeniyle yöneltilebilecek tazminat taleplerinin teminat dışında yer aldığını belirterek davanın aktif husumet eksikliği nedeniyle reddine, aksi kanaat halinde kusur hususunda inceleme ve tespitte bulunulabilmesi için dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesine, davacılara vefat kapsamında Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılmış olan ödemeler hususunda müzekkere yazılmasına ve işbu ödemeler doğrultusunda (tazminat yükümlülüğünü kabul anlamına gelmemek üzere) davacıların tazminat talep tutarından tenzil edilmesine, cismani ve destek tazminatı hesabının aktüerler siciline kayıtlı bilirkişi kanalı ile yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; 7155 Sayılı Kanunun 20’nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi ve 7155 Sayılı Kanunun 23’üncü maddesi ile 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A-2 maddesi uyarınca arabulucuya başvurulmadan dava açılmış olması karşısında, davanın Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A, 6325 sayılı Kanunun 18/A-2, Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeni ile USULDEN REDDİNE karar verilmiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle;
Mahkemece arabulucuğa başvurmadıkları gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verildiğini, verilen kararın eksik incelemeye göre verildiğini, anlaşmama tutanağının 20/04/2021 tarihinde dosyaya sunulmuş olduğunu, İş Mahkemesinin görevli olduğunu sandıklarını ve iş kazası nedeniyle açılacak davalarda arabuluculuk dava şartı olmadığından arabulucuğa başvurmadıklarını, Arabulucuğa başvurduklarını ve dosyaya son tutanağı sunduklarını belirtmelerine rağmen arabulucuğa başvurmadıkları iddiasıyla davanın usulden reddedildiğini, Yine 23.04.2021 tarihli ek beyan dilekçelerinde de arabuluculuk anlaşmama tutanaklarının 20.04.2021 tarihinde sunmuş olduklarını beyan etmişseler de beyanlarının incelenmemiş ve davanın usulden reddedildiğini, beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksunluk nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
07/06/2012 tarih ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ile bazı uyuşmazlıklar yönünden, bir yandan tarafların iradeleriyle kendi çözümlerini üretebilmeleri ve daha hızlı sonuç elde edebilmeleri, öte yandan da mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yine mahkemeler aracı kılınarak bazı tür hukuk uyuşmazlıklarında alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemi olarak ”Arabuluculuk” müessesesi benimsenmiştir.
Hukuk uyuşmazlıklarının arabulucukluk yöntemi ile çözülmesi ihtiyari olmakla birlikte, 6325 sayılı Kanun’da 06/12/2018 tarihli ve 7155 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle, mahkemelerin iş yükünün azaltılması için bazı tür uyuşmazlıklar için mahkemeye başvurmadan önce bir dava şartı olarak ”zorunlu arabuluculuk” şartı getirilmiştir. Bu bağlamda aynı kanun ile 6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesi ile getirilen düzenlemede, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulması bir dava şartı olarak kabul edilmiştir.
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesine göre, ilgili kanunlarda arabuluculuğa başvurulmuş olmasının dava şartı olarak kabul edilmiş olması durumunda, davacının arabuluculuk faaliyetleri sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son dava tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, bu zorunluluğa uyulmaması halince mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi taktirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiyenin gönderilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Yine mahkemece gönderilen ihtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın mahkemece davanın usulden reddine karar verilmesi ayrıca arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır.
Dava açılmadan önce arabulucuya hiç başvurulmamış olması dava yokluğu sebebiyle davanın reddini gerektiren bir husus olup, arabulucuya başvurulmuş olmakla birlikte anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin mahkemece verilen kesin süre içerisinde sunulmamış olması ise davanın usulden reddi yaptırımına bağlanmıştır.
Somut olayda davacı vekili tarafından 16/11/2020 tarihinde İş Mahkemesinde dava açılmış, yargılama devam ederken … tarihinde arabuluculuğa başvurulmuş, ve tarafların uzlaşmadığına dair … tarihinde tutanak düzenlenmiştir. …. İş Mahkemesince…. tarih …Esas,… Karar sayılı dosyasında ticaret mahkemesinin görevli olduğunu belirterek görevsizlik kararı vermiştir. … Asliye Ticaret Mahkemesi …. Esas sayılı dosyasında…. tarihinde tensip düzenlemiştir. Eldeki dosyada istisnai olarak görevsiz mahkeme aşamasında bu eksikliğin giderildiği ve görevli mahkeme olan ticaret mahkemesinde davanın esasına giderilmeden arabuluculuk işleminin tamamlandığı anlaşıldığından Mahkemece esasa girilerek karar verilmesi gerekirken tekrar davacıdan arabuluculuk Yasası gereklerini ” anlaşmazlık tutanağının getirilmesi” istemek Yasanın uygulamasındaki amacına da uygun düşmeyeceği, somut olayda HMK’nin 115/3. Maddesinde gözönüne alındığında dava şartı yokluğundan red kararı verilmesi doğru görülmediğinden davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile dosyanın esasına girilerek bir karar verilmek üzere kaldırılmasına ve ilk dereceye gönderilmesine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih …- … Esas ve Karar sayılı kararının kaldırılmasına,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE,
3-Davacıdan tahsil edilen istinaf karar harcının istek halinde iadesine,
4-İstinaf yargılama giderinin mahkemece yeniden verilecek kararda değerlendirilmesine,
5-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak oybirliğiyle karar verildi…

Başkan Üye Üye Katip
… … … …

….