Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/321 E. 2022/1048 K. 27.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/321
KARAR NO : 2022/1048

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/12/2021
NUMARASI : 2019/870 Esas- 2021/796 Karar
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 27/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/05/2022

Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/12/2021 tarih ve 2019/870 esas ve 2021/796 karar sayılı kararı aleyhine davalı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 26/10/2019 tarihinde müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu …. plakalı araç ile …..plakalı aracın çarpışmasıyla meydana gelen kazada müvekkilinin yaralandığını, meydana gelen kaza nedeniyle …Cumhuriyet Başsavcılığı’nca soruşturma başlatıldığını, müvekkilinin meydana gelen kazada herhangi bir kusurunun bulunmadığını,….. plakalı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunu, …. plakalı aracın davalı sigorta nezdinde sigortasının bulunduğunu, davalı sigorta şirketine başvuru yaptıklarını, davalı şirket tarafından süresinde dönüş yapılmadığını, dava şartı olan arabuluculuk yoluna gittiklerini ancak arabuluculuk sonucunda da anlaşmaya varılamadığını belirterek şimdilik 100,00 TL maddi tazminatın (50,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 50,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı) yargılama aşamasında müvekkilinin maluliyet oranının tespiti ile bu oran nazara alınarak tespit edilecek gerçek zararın davalıya ilk başvuru tarihinden itibaren işleyecek faizi ile beraber müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile; 128.468,43 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 50,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 128.518,43 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 14/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

İstinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili dilekçesinde özetle; davacı tarafından dava açılmadan önce usuli işlemler gereği müvekkili şirkete başvurduğunu, ancak bu başvurunun eksik evrak ile yapıldığından kendisinden eksik evrakların temininin talep edildiğini, bu talebe dönüş yapılmayarak dava açma yoluna gidildiğini, geçici işgöremezlik tazminatı taleplerinin Trafik Sigortası Genel Şartları, Poliçe Özel Şartları ile Karayolları Trafik Kanunu Hükümleri itibariyle, poliçe teminatına dâhil olmadığını, davacıda oluşan maluliyete ilişkin alınan bilirkişi raporunda davacının tüm vücut engelinin %19 olduğunun belirtildiğini, ancak alınan maluliyet raporunun hatalı olduğunu, davacı …..’de oluşan sürekli maluliyet oranının %16 olup sürekli iş göremezlik tazminatı hesaplaması yapılırken bu oran üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini, başvuranın müterafik kusurundan dolayı tazminat tutarından indirim yapılması gerektiğini, aktüer hesaplamasında %1,8 teknik faiz yöntemi uygulanmamasının yerinde olmadığını, ıslaha konu edilen rakam için ancak ıslah tarihinden itibaren yasal faiz istenebileceğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava; trafik kazası nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;

Davacı tarafından, davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesiyle sigortalı …. plakalı aracın sağ şeritte trafiğin yavaşlaması nedeni ile aniden sol şeride geçmek için manevra yapması üzerine aynı istikamette seyir eden davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu …. plakalı araca çarpması şeklinde meydana gelen kazada yaralandığı belirtilerek geçici ve sürekli iş göremezlik nedeni ile maddi tazminat talep edilmiştir.

2918 sayılı KTK.nın 97. maddesi “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir…” hükmünü amirdir. Davacı vekilinin söz konusu hüküm kapsamında başvuruda bulunduğu, davalı sigorta şirketi nezdinde 28/11/2019 tarihinde hasar dosyası açıldığı, madde metninde başvuru sırasında hangi belgelerin sunulacağına ilişkin hüküm bulunmadığı sabit olduğundan davalı vekilinin başvuru şartının yerine getirilmediğine ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.

Hükme esas teşkil eden maluliyet raporunun, kaza tarihinin 20.02.2019 tarihi sonrası olması nedeni ile kaza tarihinde yürürlükte olan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak düzenlendiği (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/2620 E. 2021/2238 K., Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 2021/2621 E. 2021/2234 K.,) mağluliyet raporu içeriğine göre kaza nedeni ile davacının sağ humerus üst uç parçalı fraktür arazısının oluştuğu ve kas gücünün azaldığı bu itibarla maluliyet raporunun usulüne uygun olarak tanzim edildiği, davalı vekilince müterafik kusur nedeni ile zarardan indirim yapılması gerektiği belirtilerek istinaf itirazında bulunulmuş ise de, Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar göreninde kusurunun bulunması halinde sözkonusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK md. 52 düzenlenmiştir. Zarar görenin kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması sözkonusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir. Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmalıdır.

Evrak kapsamına göre davacının … plakalı araç içerisinde şöför koltuğunun yanında yolcu olarak bulunduğu ve davalı sigortalı aracın, davacının içinde yolcu olarak bulunduğu aracın sağ ön kısmına çarpması neticesinde, davacının sağ kol ve ön kolundan yaralandığı, maluliyetinin bu yaralanmadan dolayı oluşup, davacının olay esnasında emniyet kemerini takıp takmadığı vs. müterafik kusurunun ispat yükü kendisinde olan davalı sigorta şirketi tarafından ispat edilemediği, bu itibarla mahkemece müterafik kusur indiriminin yapılmamasının yerinde olduğu anlaşıldığından davalı tarafın istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.

Davalı vekilince tazminat hesaplanmasında teknik faizin 1,8 olması gerektiği Anayasa Mahkemesi iptal kararının geçmişe etkili olmayacağı belirtilerek istinaf itirazında bulunulmuş ise de, Yargıtay 4. Hukuk dairesinin güncel içtihatlarında trafik kazasından kaynaklanan bedensel zararlara ilişkin tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağının belirtildiği bu itibarla, tazminat hesaplamasında TRH 2010 Tablosu’nun kullanılmasında bir isabetsizlik görülmemekle birlikte, Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih 2019/40-2020/40 sayılı iptal kararı da gözetilerek, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartları’ndaki düzenlemelerin değil Borçlar Kanunu ve Karayolları Trafik Kanunundaki düzenlemelerinin esas alınmasıyla hesaplamada 1,8 teknik faiz yönteminin değil progresif rant yönteminin dikkate alınması gerektiğinden mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda TRH 2010 yaşam tablosu ve prograsif rant yönteminin uygulanması nedeni ile davalı tarafın istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 4. H.D.nin 2021/3709 E. 2021/5064 K., Yargıtay 4. H.D.nin 2021/14384 E.2021/6476 K.)

2918 sayılı KTK.’nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Sigortaya başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir. Somut olayda davacı tarafça dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine başvuruda bulunulduğu, 28/11/2019 tarihinde hasar dosyasının açıldığı, mahkemece 14/12/2019 tarihinden itibaren faize hükmedildiği anlaşıldığından istinaf edenin sıfatı nazara alınarak davalı tarafın faiz başlangıcına ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
Medenî Hukuk yargılamasına hâkim olan ilkelerden biri taleple bağlılık ilkesidir. Bu ilke 6100 sayılı HMK’nın 26’ncı maddesinde açıkça ifade edilmiştir. Buna göre, hâkim tarafların talepleri ile bağlıdır, talepten fazlasına hükmedemez.

Davacı tarafça dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 50-TL geçici iş göremezlik ve 50-TL kalıcı maluliyet nedeni ile maddi tazminat talep edilmiş, 24/09/2021 tarihli dava değerinin arttırılmasına ilişkin dilekçede geçici iş göremezlik taleplerinden feragat ettikleri belirtilerek sadece sürekli iş göremezlik tazminatı bakımından dava değeri arttırılmıştır.

Davacı vekili tarafından ibraz edilen 05/11/2019 tarihli 26305 yevmiye sayılı …..Noterliğince düzenlenen vekaletnamede vekilin feragate yetkisi bulunduğu görülmüştür.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 310. maddesine göre davadan feragat, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Aynı Kanunun 311. maddesine göre de feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Bu yasal düzenleme ve davadan feragatın hukuki sonuçları dikkate alındığında mahkemece dava dilekçesinde talep edilen geçici iş göremezlik tazminatı talebi bakımından feragat nedeni ile red kararı verilmesi gerekirken talebi aşar şekilde geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin talebin kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nun 353/1-b,2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, tarafların kazanılmış hakları ve kesinleşen hükümler infazda tereddüt oluşmaması açısından tekrar belirtilmek suretiyle esas hakkında aşağıdaki şekilde hüküm tesisine karar verilmiştir.

KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/12/2021 tarih ve 2019/870 esas ve 2021/796 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
1-128.468,43 TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihi olan 14/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

Davacının geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin talebinin Feragat nedeni ile reddine,
2-Kabul edilen tazminat miktarı üzerinden alınması gereken 8.775,67 TL karar ve ilam harcının peşin alınan harç ve ıslah harcı toplamı olan 482,68 TL den mahsubu ile bakiye 8.292,99- TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan toplam 482,68-TL harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 2.134,90-TL yargılama giderinin haklılık durumu nazara alınarak 2.134,04-TL sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T’ne göre hesaplanan 16.154,50 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davanın reddine karar verilen geçici iş göremezlik talebi bakımından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 50-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
7-Hazine tarafından karşılanan zorunlu arabulucu gideri olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Karar kesinleştiğinde bakiye avansın yatırana iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden ;
9-Davalı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan, başvurma harcı dışında istinaf karar harçlarının talep halinde davalıya iadesine,
10-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 162,10 TL başvurma harcı ve 11,00 -TL e-tebligat gideri olmak üzere toplam 173,10 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
11-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücreti vekalet takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 361 ve devamı maddeleri uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip