Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/2651 E. 2022/2281 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/2651
KARAR NO : 2022/2281

TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ŞANLIURFA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/09/2022
NUMARASI : 2022/488 Esas- 2022/1060 Karar
DAVACI :

VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 08/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/12/2022

Şanlıurfa Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/09/2022 tarih ve 2022/488 Esas ve 2022/1060 Karar sayılı kararı aleyhine davacı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …. plakalı aracın 15/05/2019 tarihinde sebebiyet verdiği kazada müvekkilinin yaralandığını, kazanın meydana gelmesine …. plakalı araç sürücüsünün tam kusuruyla sebebiyet verdiğini, müvekkilinin araçta yolcu konumunda olduğunu, tazminat taleplerine ilişkin daha önce açılan davanın kısmi dava olarak açıldığını, ilerleyen aşamada davalı şirketçe ödeme yapılması sebebiyle davanın feragat ile sonuçlandığını, düzenlenen ibraname ile müvekkilinin bir takım zararlarının karşılandığını, ibraname ile müvekkiline yapılan ödemelerin makbuz hükmünde olup müvekkilinin henüz karşılanmamış tazminat haklarının saklı olduğunu, müvekkilinin sürekli iş göremezlik oranının göz önüne alındığında ömür boyu sürekli bakıcı ihtiyacı olduğunu, iş göremezlik zarar durumunun devam ettiğini belirterek dilekçesinde talep ettiği geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile geçici ve sürekli bakıcı gideri tazminatlarının davalıdan tahsili ile müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketçe başvuru üzerine hasar dosyası oluşturulduğunu, hasar dosyası kapsamında ödeme yapıldığını, müvekkil şirketin poliçeden kaynaklı tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, müvekkili şirket ile davacı şirketin sulh olduklarını ve karşılıklı olarak dava konusu olay nedeniyle birbirleri ve sigortalı sürücüyü ibra ettiklerini, ödeme ya da ibranın bir borcu sona erdiren işlemler olup hüküm kesinleşinceye kadar her zaman taraflarca ileri sürülebilir olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.

Mahkemece yapılan yargılama sonunda; 6100 sayılı HMK’nın 114/1-i ve 115/2 maddeleri gereğince “kesin hüküm” bulunması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; Davanın kesin hüküm sebebiyle usulden reddinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, ibraname ile müvekkilinin birtakım zararlarının karşılandığını, yapılan ödemelerin makbuz hükmünde olup müvekkilinin henüz karşılanmamış tazminat haklarının saklı olduğunu, müvekkilinin kaza sebebiyle sürekli olarak bakıcıya ihtiyacı duyduğunu, anılan ibraname ve müvekkiline yapılan kısmi ödeme nedeniyle müvekkilinin bakiye zararını talep etme hakkının ortadan kalkmayacağını ileri sürerek mahkemece verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

Dava, trafik kazası nedeniyle tazminat talebine ilişkindir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. maddesi gereğince, istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Davacı vekili meydana gelen kazada davacının yaralandığını ve malul kaldığını, davalı tarafça kısmi ödeme yapıldığını açıklayıp bakiye zararın tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davalı tarafça yapılan savunmada, davacının bu davadan evvel maluliyet tazminatı talebi ile davalı şirket aleyhine dava açıldığını, davacıya yeterli ödeme yapıldığını savunarak kesin hüküm itirazında bulunmuştur.

Davacının daha önce tarafları aynı olan Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açtığı, davacı vekili tarafından sunulan 25/06/2020 tarihli feragat dilekçesine istinaden Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/252 Esas, 2020/523 Karar ve 08/09/2020 tarihli kararı ile davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği, hükmün 28/12/2021 tarihinde kesinleştiği, talep konuları aynı olduğundan eldeki dava ile kesin hüküm oluşturduğu anlaşılmaktadır. Ancak, yerleşik Yargıtay kararları doğrultusunda gelişen durumun ispatı halinde ise kesin hükümden sözedilemeyeceği ancak bunun için de Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin dava dosyasından sonra ortaya çıkan yeni gelişen durumun da ispatı gerekmektedir. Gelişen durum; olay sonucu meydana geldiği halde, başlangıçta bilinen yaralanmalar dışında, sonradan ortaya çıkan veya gelişen, olaya bağlı vücut bütünlüğünü bozan sonuçlar olarak tanımlanabilir. Gelişen durumun olup olmadığı ise her olaya özgü olarak kanıtlara göre değerlendirilir.

Davacı eldeki dava ile, geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile bakıcı gideri tazminatı talebinde bulunmuştur.
Davacının aynı kazaya bağlı olarak yeniden talepte bulunabilmesi için maluliyet oranındaki artışta gelişen bir durumun varlığı şarttır. Ancak davacı tarafın iddialarının incelenmesinde gelişen durumların varlığı veya maluliyetin arttığına ilişkin iddia da bulunulmadığı, taraflar arasında imzalanan ibranamenin bakıcı giderini de kapsadığı anlaşılmakla artık Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasının eldeki dava için kesin hüküm oluşturduğu göz önüne alınarak davacı vekilinin istinaf itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.

Taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, usuli işlemlerin kanuna uygun şekilde yapılarak, aşamalarda ileri sürülen iddia ve cevapların denetimi sağlayacak biçimde eksiksiz sergilenip, hükme esas alınan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davacı vekili tarafından yapılan istinaf itirazları yerinde görülmemiş ve başvurunun HMK’nın 353/1-b,1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

KARAR:
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca esastan reddine,
2-Alınması gereken harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Gider avansından harcanmayan kısmın talep halinde ilgilisine iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 361 ve devamı maddeleri uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 08/12/2022

Başkan Üye Üye Katip