Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/2041 E. 2022/2020 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/2041
KARAR NO : 2022/2020

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/03/2022
NUMARASI : 2020/456 Esas- 2022/258 Karar
DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :

VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
KARAR TARİHİ : 03/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/11/2022

Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/03/2022 tarih ve 2020/456 esas ve 2022/258 karar sayılı kararı aleyhine davacı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin yetkilisi olduğu şirkete ait olan …. plakalı römork ile … plakalı çekici araç ve davalı şirkete ait olan sürücü …..sevk ve idaresindeki … plakalı aracın hız sınırını aşması ve hatalı sollama yapması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın oluşumunda müvekkiline ait araç sürücüsünün herhangi bir kusurunun bulunmadığını, karşı tarafın kusurlu olduğunu, kazaya sebebiyet veren aracın kaza tarihinde ….Sigorta A.ş. tarafından ZMMS yapıldığını, fakat sigorta şirketinin bahse konu hasarın yurt dışında gerçekleşmiş olması sebebi ile hasarın teminat dışında kaldığının bildirildiğini, bu nedenle hasar bedeli için davalı şirkete ihtarname gönderildiğini fakat davalı şirketin müvekkilinin aracında oluşan hasarı karşılamadığını bu nedenle şimdilik 1.100,00 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu trafik kazası sonrası tutulan kaza tespit tutanağının eksik ve hüküm kurmaya elverişli olmadığını, müvekkiline ait aracın sürücüsünün kusurlu olmadığını, karşı tarafın kusurlu olduğunu, talep edilen tazminat miktarının haksız olduğunu bu nedenlerle müvekkili aleyhine açılan haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile 1.000,00 TL pert-total bedeli ve 26,16 TL kazanç kaybı olmak üzere toplam 1.026,16 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

İstinaf başvurusunda bulunan davacı vekili dilekçesinde özetle; davalı şirkete ait araç sürücüsü tamamen kusurlu olması nedeniyle Irak hükümeti tarafından yapılan ceza yargılaması neticesinde adli para cezası verildiğini, Yargıtay kararlarına göre ceza zamanaşımının uygulanmaması için soruşturma kovuşturma yapılmış olma şartı aranmadığını, mahkemece zamanaşımı yönünden kısmen red kararı verilmesinin uygun olmadığını ileri sürerek yerel mahkemece verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince, istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazası nedeniyle araçta oluşan hasar ve kazanç kaybı nedeniyle maddi tazminata ilişkindir.
Dava konusu olay incelendiğinde kazanın Irak ülkesi sınırları içerisinde gerçekleştiği tartışmasızdır. Taraflar arasında dosyaya sunulan evraklar tetkik edildiğinde kaza nedeniyle herhangi bir yaralanma olduğuna dair bir evrak bulunmamaktadır. Kaza sonucu sadece maddi hasar ortaya çıkmış, kimse yaralanmamış, hayatını kaybetmemiştir.

2918 sayılı KTK’nun 109/1. maddesi hükmüne göre “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar”. Somut olayda, davaya konu trafik kazasının 27/09/2018 tarihinde meydana geldiği, olayın maddi hasarlı trafik kazasından ibaret olduğu ve uzamış ceza zamanaşımının uygulanmasını gerektirir bir durumun bulunmadığı dosya kapsamıyla sabittir. Bu itibarla, davaya konu talepler yönünden 2 yıllık zamanaşımı süresinin geçerli olduğu; davanın kısmi dava niteliğinde açıldığı ve ıslah dilekçesinin 22/02/2022 tarihli olup, davalı tarafça süresi içerisinde ıslaha karşı verdiği dilekçeyle, ıslahla artırılan kısım yönünden zamanaşımı def’ini ileri sürdüğü; davacının ıslah yoluyla taleplerini artırdığı tarihin KTK’nun 109/1. maddesindeki 2 yıllık zamanaşımı süresinden sonra olduğu anlaşılmıştır.( Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/7239 E. 2017/8442 K.Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2014/23504 E. 2017/5929 K.)

Bu itibarla; davacı tarafça dava, kısmi dava olarak açılmış olup, zamanaşımı ancak talep edilen kısım yönünden durmuştur. Davacının ıslah dilekçesiyle talep ettiği alacak yönünden iki yıllık zamanaşımı süresi dolmuş olup, ıslah edilen kısım yönünden davanın reddine ilişkin verilen karar usul ve yasaya uygun olup, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1. maddesine göre esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca esastan reddine,
2-Davacıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL’ nin mahsubu ile bakiye 26,30 TL nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Gider avansından harcanmayan kısmın talep halinde ilgilisine iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olarak oybirliği ile karar verildi. 03/11/2022

Başkan Üye Üye Katip