Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/1294 E. 2022/1625 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1294
KARAR NO : 2022/1625

TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/03/2022
NUMARASI : 2019/621 Esas 2022/257 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat
İSTİNAF KARARININ
TARİHİ : 29/09/2022
YAZIM TARİHİ : 29/09/2022

Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/03/2022 Tarih, 2019/621 Esas, 2022/257 Karar sayılı kararı aleyhine davalı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 09/09/2016 tarihinde …. plakalı aracın yapmış olduğu tek taraflı trafik kazası neticesinden müvekkili davacının yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde …. plakalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, kaza anında aracın davalı … uhdesinde sigortalı olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla refakat, eğitimden yoksunluk, ulaşım ve yemek vb. giderleri, efor kaybı tazminatı ve geçici iş göremezlik ile 35.000 TL masraf ve 1.000 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının başvuru şartlarını yerine getirmediğini, kusur durumu için ATK Trafik İhtisas Dairesinden rapor alınmasını, maluliyete ilişkin ATK Üçüncü İhtisas Kurulundan rapor alınması gerektiğini, hesaplama işlemlerinin poliçe genel şartlarına göreyapılması gerektiğini, tedavi giderlerinin Zorunlu Trafik Poliçesi kapsamından çıkarıldığını, hatır taşımasının değerlendirilmesini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile 291.124,11 TL sürekli iş göremezlik, 4.184,60 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 295.308,71 TL tazminatın (26.10.2016) tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte (poliçe limiti ile sınırlı olarak) davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair geçici ve sürekli iş göremezlik talebi ile tedavi gideri talebinin reddine karar verilmiştir.

İstinaf başvurusunda bulunan davalı vekili dilekçesinde özetle; hükme esas alınan maluliyet raporunun hatalı olduğunu, geçici iş görmezlikten doğan zararların 01/06/2015 tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası genel şartlarının yürürlüğe girmesi ile poliçe teminatı dışına çıkarıldığını ve sorumluluğun SGK’ya geçtiğini, istiap haddinin aşılması sebebiyle hükmedilecek tazminata müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesi gerektiğini, KTK’nın 97.maddesine uygun başvuru yapılmaması nedeniyle dava şartının gerçekleşmediğini, dolayısıyla faiz başlangıcının dava tarihi olarak kabul edilmesi gerektiğini, bu nedenlerle mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Dava, trafik kazası sonucu maruz kalınan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat talebine ilişkindir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince, istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Dosyanın incelenmesinde; 09.09.2016 tarihinde, davacı tarafın içinde yolcu olarak bulunduğu, davalı tarafa ZMMS ile sigortalı ve dava dışı ….. sevk ve idaresindeki …. plaka sayılı aracın yaptığı tek taraflı kazada davacı yaralanmış, kazanın oluşumunda hükme esas alınan ATK kusur raporuna göre araç sürücüsü …..%100 oranında kusurlu bulunmuştur.

Mahkemece davanın kısmen kabul ve kısmen reddine dair verilen 2016/1232 E. 2018/1671 K sayılı hüküm, dairemizin 2019/663 E. 2019/1467 K. Sayılı kararı ile; maluliyete ilişkin bilirkişi raporları arasında çelişki olması sebebiyle kaldırılmıştır.
Dairemizin kaldırma kararından sonra,mahkemece ATK’den çelişkinin giderilmesi amacıyla yeniden maluliyet raporu alınmış, tanzim edilen raporda özetle; davacının maluliyet oranın %33, geçici iş göremezlik süresinin ise 4 ay olduğu tespit edilmiştir.

Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesinde, “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” düzenlemesi yer almakta olup, madde metninde zarar görenin yazılı başvurusuna hangi belgeleri eklemesi gerektiğine ilişkin bir düzenleme yer almamaktadır. Davacının sigorta şirketine yazılı olarak başvuru yaptığı sabit olduğuna göre maluliyet raporu ve diğer bir takım belgelerle birlikte başvuru yapılması gerektiğine ilişkin hak aramanın özünü kısıtlayabilecek gerekçelerle başvuruyu reddetmek doğru olmadığından davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi gerektiğine ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.

Davalı vekilince araçta istiap haddini aşar nitelikte yolcu bulunduğu, bu itibarla tazminattan müterafik kusur nedeni ile indirim yapılması gerektiği belirtilerek istinaf itirazında bulunulmuştur.
Somut olayda kaza esnasında araç içerisinde davacı ile birlikte toplam altı kişi bulunduğu anlaşılmıştır. Bu durumda müterafik kusur indirimi yapılabilmesi için kazanın oluşumunda veya zararın artmasında istiap haddinin aşılmasının etkisi olması gerekir. Kaza tespit tutanağında ve dosya kapsamına göre kaza esnasında davacının emniyet kemerinin takılı olup olmadığına ilişkin bir belirlemenin yapılmadığı gibi kazanın istiap haddinin aşılması sebebiyle gerçekleştiğine dair bir tespitin de yapılmadığı görülmüştür. Buna göre davalı tarafın müterafik kusur indirimine ilişkin istinaf itirazı yerinde değildir

Davalı taraf her ne kadar, dairemizin kaldırma kararı öncesinde tanzim edilen maluliyet oranından daha düşük bir oran belirlenmesine rağmen hükmedilen tazminat bedelinin değişmediği yönünde itirazda bulunmuş ise de, dosyada bulunan hesap raporlarının incelenmesinde; kaldırma kararından önce TRH yaşam tablosuna göre %1,8 faiz uygulanmak suretiyle hesaplama yapıldığı halde, kaldırma kararı sonrası yine TRH yaşam tablosuna göre ancak %10 arttırım ve eksiltim yöntemi uygulanmak suretiyle hesaplama yapıldığı ve hesaplamadaki farklılığın temel kaynağının bu durum olduğu anlaşılmakla davalı tarafın bu yöndeki istinaf itirazları yerinde görülmemiş ve davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla;

KARAR:
1-İncelenen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 20.172,54 TL istinaf karar harcından peşin alınan 4.728,00 TL’ nin mahsubu ile eksik kalan 15.444,54‬ TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Gider avansından harcanmayan kısmın talep halinde yatırana iadesine dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 361 ve devamı maddeleri uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 29/09/2022

Başkan Üye Üye Katip