Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/969 E. 2023/108 K. 17.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 17. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/969 – 2023/108
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/969
KARAR NO : 2023/108

TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

BAŞKAN : ………
ÜYE : ……….
ÜYE : ………
KATİP : ………….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/10/2020
NUMARASI : 2019/231 Esas- 2020/696 Karar
DAVACILAR : 1-……….
2-……………..
.
VEKİLİ : Av……….
DAVALI : …………
VEKİLİ : Av. …………
DAVANIN KONUSU : Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 17/01/2023
GEREKÇE TARİHİ : 17/01/2023

Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/10/2020 tarih ve 2019/231 Esas ve 2020/696 Karar sayılı kararı aleyhine davacı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin …….. tarihinde yoldan karşıya geçmek üzereyken davalı …… sigortalısı ……… sevk ve idaresindeki aracın çarpması sonucu ağır yaralandığını, davalı sigortalısının tam kusurlu olduğunu, yapılan başvuruya rağmen davalı sigorta şirketinin herhangi bir ödeme yapmadığını tüm bu nedenlerle ……… TL kalıcı maluliyet, ………. TL bakıcı gideri olmak üzere ……… TL maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek faizi ile birlikte alınarak müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkiline usulüne uygun başvurunun yapılmadığını, ceza yargılamasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, kusur ve maluliyet raporunun adli tıp kurumundan alınması gerektiğini, geçici iş göremezlik ve bakıcı giderinin teminat dışında olduğunu, SGK ödemelerinin hesapta tenzil edilmesi gerektiğini, müterafik kusur ve hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu olduklarını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulü ile ……….. TL kalıcı maluliyete yönelik yönelik maddi tazminatın ……….tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, …….. TL bakıcı giderine yönelik maddi tazminatın ……… tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; yerel mahkemece dosyada alınan tüm bilirkişi raporlarının hatalı olduğunu, ATK dan yeni bir rapor alınmasını talep ettiklerini ancak taleplerini kabul edilmediğini bu yönüyle müvekkili yönünden kusur dağılımının hatalı olduğunu, dosyada alınan maluliyet raporlarının eksik ve hüküm kurmaya elverişsiz olduğunu ileri sürerek mahkemece verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
HMK 355 maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde,
6100 sayılı HMK’nın “İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar” başlıklı 341. maddesinin (2) no’lu bendinde, miktar veya değeri Binbeşyüz Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararların kesin olduğu belirtilmiş, 2.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 24.11.2016 tarihli 6763 sayılı “Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 41.maddesi ile de, maddede yer alan “binbeşyüz” ibaresi, “üçbin” şeklinde değiştirilmiş, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, bu miktarın Maliye Bakanlığınca her yıl için tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması kabul edilmiştir. Buna göre 2020 yılı için Maliye Bakanlığınca istinaf kesinlik sınırı 5.390 TL olarak belirlenmiştir.
Karar tarihi itibariyle, miktar ve değeri 5.390 TL’yi geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.(HMK 341/2) Somut uyuşmazlıkta, hükme esas alınan aktüer raporda davacının gelirinin asgari ücret düzeyinde kabul edilerek hesaplama yapıldığı, davacı vekilince süresi içerisinde hesaplama tekniğine ilişkin itirazda bulunulmadığı gibi ıslah dilekçesinde de itirazdan bahsetmediği bu itibarla davacının talepte bulunduğu ve bulunabileceği miktarlar ve davanın kabulüne karar verilen kısmı nazara alındığında kararın davacı yönünden kesin olduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamınca davacı vekilinin kurulan hüküm bakımından istinaf kanun yolu başvurusunun, kesin karara karşı yapılması sebebiyle HMK’nın 346. maddesine göre reddedilmesi gerekir. Mahkemece istinaf itirazı yönünden bir karar verilmeksizin dosyanın Dairemize gönderildiği 01.06.1990 tarih 3/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararı uyarınca parasal kesinlik sınırı nedeniyle temyiz edilemeyecek kararların temyizi halinde Yargıtay’ca temyiz dilekçesinin reddine karar verilebileceği belirtildiğinden, bu hususta dairemizce de karar verilebileceğinden davacının istinaf itirazlarının kesinlik nedeni ile reddine karar verilmiştir.
Dosya miktar itibariyle kesinlik sınırı altında kaldığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun kesinlik nedeniyle usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin HMK’nun 341. ve 352. maddeleri uyarınca miktar yönünden kesinlik nedeniyle REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf gider avansından arta kalan kısmın yatırana iadesine,
5-Kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 17/01/2023

Başkan Üye Üye Katip

e~imzalıdır. e~imzalıdır. e~imzalıdır. e~imzalıdır.

M.T.