Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. GAZİANTEP BAM 17. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/712
KARAR NO : 2023/1535
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/09/2020
NUMARASI : 2018/115 Esas- 2020/677 Karar
DAVACI : …
…
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVALI : … –
…
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 07/12/2023
GEREKÇE TARİHİ : 18/12/2023
Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/09/2020 tarih ve 2018/115 esas ve 2020/677 karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
I. DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacı ile davalı arasında ……. yılında eser sözleşmesi akdedildiğini, aradaki sözleşme gereğince davacının sözleşmede belirtilen edimleri yapmayı taahhüt ettiğini, bunun karşılığında …… TL+ KDV ücreti ödeyeceğini, ancak sözleşmede kararlaştırılan ücret yapılacak 9 hizmet için kalem kalem değil genel bir fiyat belirlendiğini, davacının sözleşmeye uygun olarak edimlerini ifa ettiğini, ancak davalı taraf sözleşmede yer alan bedellerin ödenmediğini, sözlü olarak sözleşmede belirtilen işlerin bir kısmının yapılmadığını iddia ettiğini, davacı tarafından toplam ……. TL tutar kabul edildiğini, ancak ……. TL’lik sözleşme bedelinde indirim kabul edildiğini, bu nedenlerle davacı tarafından ……. esas numarası ile icra takibi başlatıldığını, yapılan takibe davalı taraf eksik iş iddiasıyla itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, bu nedenlerle ………. TL üzerinden fatura tarihinden işleyecek reeskont avans faiziyle beraber davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının dava dilekçesinin 9. maddesinde “Ekte sunulan cari hesap ekstresi incelendiğinde davacı ile davalının 2015 yılından bu güne kadar aralıksız çalıştığı ve davacının davalıya toplamda ……. TL fatura kestiği, bunun karşılığında davalının ……. TL ………. TL kalan bakiyeyi ödemediği” şeklinde beyanda bulunduğunu, bu nedenle davacının eldeki davada davalı şirketten talep ettiği rakamın ……… TL olduğunun açıkça görüldüğünü, bu anlamda davacının eldeki davayı belirsiz alacak davası olarak ikame etmesinde hukuki yararın bulunmadığını, bu nedenlerle davalı hakkındaki davanın reddine vekalet ücreti ve yargılama masraflarının diğer taraflara yüklenmesine karar verilmesi talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Davacının davasının kabulü ile, ……… TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermiştir.
IV. İSTİNAF:
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar:
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili süresinde istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının eldeki davayı belirsiz alacak davası olarak ikame etmesinde hukuki yararının bulunmadığını, ayrıca ……… esasında icra takibi bulunduğunu ve itirazın iptali davası açabileceğini, davacı tarafın müvekkili şirkete vermiş olduğu hizmetlerin tamamlanmadığını, TTK’nın 23. maddesinin tacirler arasındaki mal satış sözleşmelerindeki mal değişimi ile ilgili esasları düzenleyen bir madde olduğunu ve uyuşmazlık konusunun ise eser sözleşmesi olduğunu, gerekçeli kararda, icra dosyasına yaptıkları itirazın haksız olduğunun ve iptali gerektiği şeklinde hüküm kurulduğunu, eldeki davanın tazminat davası olduğunu ve icra inkar tazminatına hükmedilmiş olduğunu ileri sürmüştür.
C. Gerekçe:
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme:
Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk:
TBK. m.470 vd., 6100 sayılı HMK m.341, 353, 355, 359 ve 389 vd.
3. Değerlendirme:
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
3.1.Anayasa’nın 141. maddesi gereğince bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması gereklidir. Gerekçenin önemi Anayasal olarak hükme bağlanmakla gösterilmiş olup gerekçe ve hüküm birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. HMK’nın 297/1-c maddesi, bir mahkeme hükmünün kapsamının ne şekilde olması gerektiğini açıklamıştır. Buna göre bir mahkeme hükmünde, tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin birer birer, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde hükümde gösterilmesi gereklidir. Bu kısım, hükmün gerekçe bölümüdür. Gerekçe, hakimin (mahkemenin) tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur. Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimi yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hüküm bulunması gerektiği açıktır.
Mahkemece, hükmün gerekçesinde ” davalının icra dosyasına yaptığı itiraz haksız olup iptali gerekmiş, alacak likit olduğundan icra inkar tazminatına hükmetmek lazım geldiği” hususu belirtilmiş olmasına karşın bu konuda hüküm tesis edilmemesi nedeniyle gerekçe ile hüküm arasında uyumsuzluk oluştuğu ve hükmün bu haliyle infazda tereddüt yaratacak nitelikte olduğu açıktır.
Bu durumda, mahkemece; yukarıda açıklanan yasa hükümlerine ve içtihada uygun şekilde; hüküm çelişkisi içermeyen kendi içinde tutarlı, maddi olaya ve talebe uygun, denetime elverişli gerekçeli karar oluşturulmak gerekirken, Anayasa ile HMK’nın 297 ve 298. maddelerine aykırı şekilde, hükümde çelişki ve infazda tereddüt yaratacak şekilde karar yazılması doğru görülmediğinden kararın kaldırılması gerekmiştir.
3.2.Dava tarihi itibariyle alacağın miktar ve değerinin tam ve kesin olarak belirlenmesi mümkün olduğundan HMK’nın 107 nci maddesine göre belirsiz alacak davası açılamayacağı, ancak belli bir miktar gösterilerek talepte bulunulduğundan davacının davasının HMK’nın 109 uncu maddesinde ifade edilen kısmi dava niteliğinde olduğu kabul edilmelidir. (…… E.K.)
3.3.Kabule göre, taraflar arasındaki sözleşme 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğinde olup, uyuşmazlığın bu hükümlere göre çözümlenmesi gerektiği açıktır. Eser sözleşmesi, karşılıklı edimleri içeren bir iş görme akdidir. Yüklenicinin edimi, eseri meydana getirmek ve iş sahibine teslim etmek, iş sahibinin karşı edimi ise teslim edilen eserin bedelini ödemektir. Eser sözleşmesinin varlığı halinde, yüklenici işi sözleşme, fen ve sanat kurallarıyla iş sahibinin beklediği yararı gözeterek imal edip teslim ettiğini, iş sahibi ise iş bedelini ödediğini ispat etmek zorundadır.
Somut olayda, TTK 23. maddesinde düzenlenen ticari satış ve ayıp ihbarı ile ilgili hükümlerin eser sözleşmelerinde uygulanmasının mümkün bulunmadığı (……..) yine ayıp ihbarının 6102 sayılı TTK’nın 18/3 maddesinde belirtilen şekilde yapılmadığı belirtilmiş ise de Dairemizin ve Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında eser sözleşmelerinde ayıp ihbarının varlığının her türlü delille yapılabileceği gözetilerek yargılamaya devam olunması gerekirken mahkemenin aksi yöndeki kabulü doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, sair hususlar incelenmeksizin, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, Dairemiz kararına uygun şekilde, istinaf edenin sıfatı, istinaf itirazları uyarınca kazanılmış haklarda dikkate alınarak davanın yeniden görülerek eksikliklerin giderilmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE;………. sayılı kararının HMK’nın 353/1-a,6 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA,
Dosyanın davanın yeniden görülmesi için MAHALLİNE İADESİNE,
2-Davalıdan tahsil edilen istinaf karar harcının istek halinde yatıran tarafa iadesine,
3-İstinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama neticesinde verilecek kararla birlikte değerlendirilmesine,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak oybirliğiyle karar verildi
. 07/12/2023
Başkan Üye Üye Katip
… … … …
e-imza e-imza e-imza e-imza
İ.S.