Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/703 E. 2023/55 K. 10.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 17. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/703
KARAR NO : 2023/55

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/10/2020
NUMARASI : 2020/340 Esas- 2020/702 Karar
DAVACILAR : 1-… -TC: …
2-… -TC: …
3-… -TC: …
4-… – TC:…
VEKİLLERİ : Av. …- …
Av. …- …
DAVALI : … –
VEKİLİ : Av. …-İstiklal Cd.no.215 Beyoğlu İstanbul
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 10/01/2023
GEREKÇE TARİHİ : 10/01/2023

Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/10/2020 tarih ve 2020/340 esas ve 2020/702 karar sayılı kararı aleyhine davalı …. istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri lehine …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasında aynı olay nedeni ile bedensel zarardan kaynaklı maddi tazminat talepli dava açıldığını, tüm bilirkişi raporlarının alındığını, bu davada …’ın sevk idaresindeki aracın %15 kusurlu bulunduğunu, sürücü…n %80 kusurlu, araçta yolculuk etmekte olan her bir kişinin kendi yaralanmasında kendi adına ayrı ayrı %10 kusurlu olduklarının tespit edildiğini, müvekkillerinin meydana gelen kazada kusurlarının bulunmadığını, müvekkillerinin yaralandığını belirterek her bir müvekkili için … TL geçici iş göremezlik,… TL kalıcı maluliyet ve … TL bakıcı giderine yönelik maddi tazminatın temerrüd tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sigorta şirketine usulüne uygun başvurunun bulunmadığını, poliçe ve teminat limitlerinin belirlenmesi gerektiğini, araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduklarını, uzman aktüer bilirkişinin hesap yapması gerektiğini, davacı … ve …. sürekli maluliyetlerinin bulunmadığını, mevzuata uygun maluliyet raporu olmadan başvurunun yapıldığını, geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı giderinin teminat dışı olduğunu, TRH 2010 yaşam tablosu hükümlerine göre hesap yapılması gerektiğini, müterafik kusur ve hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, vazgeçme ve uzlaşma hususunun araştırılması gerektiğini, faiz talebinin reddi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; Davanın davacı … yönünden kabulü ile, …. TL geçici iş göremezliğe yönelik maddi tazminatın …. tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’a ödenmesine, …. TL kalıcı maluliyete yönelik maddi tazminatın …. tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’a ödenmesine, … TL bakıcı giderine yönelik maddi tazminatın … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’a ödenmesine, Davanın davacı … yönünden kabulü ile; … TL geçici iş göremezliğe yönelik maddi tazminatın …. tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’a ödenmesine, …. TL kalıcı maluliyete yönelik maddi tazminatın … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’a ödenmesine, …. TL bakıcı giderine yönelik maddi tazminatın …. tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’a ödenmesine, Davanın davacı … yönünden kabulü ile; … TL geçici iş göremezliğe yönelik maddi tazminatın … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’e ödenmesine, …. TL bakıcı giderine yönelik maddi tazminatın ….tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’e ödenmesine, Davanın davacı … yönünden kabulü ile; ….TL geçici iş göremezliğe yönelik maddi tazminatın … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’a ödenmesine, … TL bakıcı giderine yönelik maddi tazminatın …. tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’a ödenmesine, karar verilmiştir.
Davacılar vekilince istinaf başvuru dilekçesi ibraz edilmiş ise de, mahkemece … tarihli karar ile davacılar vekilince süresi içerisinde eksik harçların yatırılmaması nedeni ile istinaf talebinden vazgeçilmiş sayılmasına karar verilmiş, ek karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmamıştır.
İstinaf kanun yoluna başvuran davalı …. vekili dilekçesinde özetle; dosya kapsamında alınmış veya taraflarına tebliğ edilmiş herhangi bir hesap raporu bulunmadığını, haricen sunulan hesap raporu esas alınarak hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı ollup kabul edilemeyeceğini, KTK 97. Maddesi uyarınca usulüne uygun bir başvuru bulunmadığını, geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri taleplerinin teminat kapsamı dışında olduğunu, davacılar emniyet kemeri takmadıklarından, araçta istiap haddi aşıldığından müterafik kusur indiriminin yapılması gerektiğini, % 10 luk müterafik kusurun Yargıtay uygulamalarına aykırı olduğu gibi, ATK raporunda belirlenen % 10 luk kusur oranının müterafik kusur olarak alınmasının hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, trafik kazası nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Davacılar tarafından, … tarihinde dava dışı … sevk ve idaresindeki, davalı … şirketine ZMMS poliçesiyle sigortalı … plakalı araçta yolcu olarak bulunduklarını, söz konusu aracın dava dışı … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile çarpışması şeklinde meydana gelen kazada yaralandıklarını, daha önce …. plakalı aracın ZMMS poliçesini düzenleyen dava dışı …. Sigorta aleyhine … Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, söz konusu dosyada alınan kusur raporuna göre davacıların içinde bulunduğu araç sürücünün % 80 karşı araç sürücüsünün % 10 ve davacı yolcuların % 10 kusurlarının bulunduğunun tespit edildiğini belirterek bakiye geçici iş göremezlik, kalıcı iş göremezlik ve bakıcı giderine ilişkin maddi tazminat talep edilmiştir.
1-Medenî Hukuk yargılamasına hâkim olan ilkelerden biri taleple bağlılık ilkesidir. Bu ilke 6100 sayılı HMK’nın 26’ncı maddesinde açıkça ifade edilmiştir. Buna göre, hâkim tarafların talepleri ile bağlıdır. Talepten fazlasına veya talepten başka bir şeye karar veremez. Bunun anlamı tarafın talep etmediği husus hakkında mahkemenin karar veremeyeceğidir. Buna göre hâkim, tarafların dilekçelerinde talep edilen hususları karşılar. Hâkimin, tarafların talep etmediği bir hususta karar vermesi mümkün değildir. Tarafın neyi talep edip etmediği ve hâkimin ne hakkında karar verip veremeyeceği dava dilekçesine bakılarak tespit edilir. Bu tespitin konusunu, istenilen hukukî sonuç oluşturur. Bu itibarla hâkimin karar verme sınırı dava dilekçesi ile belirlenmiş olur.
6100 sayılı HMK’nun 297/2. maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu düzenlemeye göre, davacı tarafın, davaya konu ettiği her bir talebin hüküm altına alınması hakim için bir zorunluluktur. (Yargıtay 17.H.D. 2014/9227 E. 2016/8118 K.)
Somut olayda; davacılar … ve …’ın dava dilekçesinde kalıcı iş göremezlik taleplerinin bulunmasına rağmen, mahkemece sadece davacıların geçici iş göremezlik ve bakıcı giderlerlerine ilişkin talepleri hakkında hüküm tesis edilmesi, kalıcı iş göremezlik tazminatına ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmaması yerinde görülmemiştir.
2-T.C. Anayasası’nın 36/1. maddesinde, “Herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı merciileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” düzenlemesine, 6100 Sayılı HMK’nun 27. maddesinde “Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını içerir” düzenlemesine yer verilmiştir.
Adil yargılanma hakkının kapsamında yer alan savunma haklarının etkin biçimde kullanılmasını teminen konulan yasal düzenlemelerden biri de, davada esaslı işlem olan bilirkişi raporlarının taraflara tebliğine ilişkin düzenlemedir. 6100 sayılı HMK’nun 280/1 maddesi “Bilirkişi, raporunu, varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak mahkemeye verir; verildiği tarih rapora yazılır ve duruşma gününden önce birer örneği taraflara tebliğ edilir” hükmünü amirdir. Anılan tüm bu yasal düzenlemelerde, davada taraf olanların haklarının korunması amaçlanmıştır.
Dosya kapsamına göre; Mahkemece, … tarihli ara karar ile davacı vekiline başvuruya ilişkin belgelerin ibrazı ve davanın belirsiz alacak davası olması nedeni ile dava değerini mahkemeye bildirmek üzere iki haftalık kesin süre verildiği, davacı vekilince mail yolu ile başvuru yapıldığına ilişkin mail çıktılarının ve …… tarihli bedel arttırım dilekçesinin sunulduğu ve dilekçe ekinde davacı vekiline hitaben düzenlenen bilirkişi mütalaasının eklendiği, mahkemece söz konusu mütalaa ve bedel arttırım dilekçesi davalı tarafa tebliğ edilmeksizin, dava dilekçesindeki talepler bakımından herhangi bir aktüer inceleme yaptırılmaksızın, davacı vekilince ibraz edilen bilirkişi mütalaası dikkate alınarak 01/10/2020 tarihli duruşmada esasa ilişkin hüküm tesis edildiği anlaşılmakla, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi mütalaasının davalı tarafa tebliğ sağlanmadan ve söz konusu mütalaada bakıcı giderine ilişkin bir hesaplama bulunmamasına rağmen, mahkemece bakıcı giderine ilişkin tazminatın ne şekilde belirlendiği gerekçeli karar içeriğinde denetime imkan verir şekilde açıklanmaksızın hüküm tesisi yerinde görülmemiştir.
3-6098 sayılı Borçlar Yasasının, “Tazminatın belirlenmesi” üst başlıklı 51/1 maddesi ile; Hâkimin, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği hükme bağlanmıştır.
Tazminattan indirim sebeplerini düzenleyen, Türk Borçlar Yasasının 52. maddesinde öngörülen sebepler, daha çok zarar görenle ilgilidir. “Hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı” yönündeki genel hukuk ilkesinin etkisiyle, maddede sayılan belirli hal ve durumlarda tazminattan indirim yapılması mümkün bulunmaktadır.
Davacıların, yolcu olduğu otomobilde nizamlara aykırı ve kendi emniyetlerini tehlikeye atacak şekilde istiap haddinin aşılarak/emniyet kemeri takılmaksızın yolculuk yapmaları sürüş kusurlarından olmayıp, hakim tarafından tazminattan indirim sebebi olarak kabul edilmelidir. Yolculuk için gerekli koruyucu önlemleri almamak veya kurallara aykırı yolculuk yapmak gibi hususlar bilirkişi tarafından kusur oranı belirlenirken dikkate alınacak hususlar değildir. Oysa hükme esas alınan kusur raporunda 27 AP 865 plaka sayılı araçta meydana gelen kaza neticesinde yaralanan her bir yolcunun istiap haddinin üzerinde ve nizamlara aykırı şekilde yolculuk etmesi nedeni ile alt düzeyde % 10 kusurlu olarak değerlendirildiği görülmüştür. Yerleşik Yargıtay kararlarında belirtildiği üzere müterafik kusura ilişkin hususun kusur raporunda irdelenmesi hatalıdır.
Somut olayda, yolcu konumunda olan davacıların, istiap haddinin aşıldığı otomobilde yolcu olarak bulunmalarına göre, yaralanma şekilleri, emniyet kemeri takılıp takılmadığı, takılmadı ise yaralanma/maluliyet üzerindeki etkisi ve istinaf edenin sıfatına göre kazanılmış haklar da gözetilerek, zarar görenin müterafik kusurunun varlığı ve indirim yapılması gerekip gerekmediğinin irdelenip tartışılması, müterafik kusur oluştuğunun kabul edilmesi halinde, belirlenen tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yargıtay içtihatlarına aykırı olarak % 10 müterafik kusura ilişkin indirimin hesaplamada peşinen yapıldığı, ayrıca indirim yapılmadığının belirtilerek hüküm tesisi yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 4. H.D.nin 2021/15316 E. 2022/5069 K., Yargıtay 4. H.D.nin 2021/6250 E. 2021/9143 K.)
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, sair hususlar bu aşamada incelenmeksizin, mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, Dairemiz kararına uygun şekilde tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak davanın yeniden görülerek eksikliklerin giderilmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı …. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE;
Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/10/2020 tarih ve 2020/340 esas ve 2020/702 sayılı kararının HMK’nın 353/1-a,6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
Dosyanın davanın yeniden görülmesi için MAHALLİNE İADESİNE,
2-Davalıdan tahsil edilen istinaf karar harcının istek halinde yatıran tarafa iadesine,
3-İstinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama neticesinde verilecek kararla birlikte değerlendirilmesine,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davalı tarafından tehiri icra talebi kapsamında … Dairesinin … Esas sayılı icra dosyasına mehil vesikası için ibraz edilen …. tarihli ve …. numaralı … TL tutarlı teminat mektubunun yatırana İADESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Katip
… … … …
e-imza e-imza e-imza e-imza
G.D.