Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/699 E. 2023/29 K. 06.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 17. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/699
KARAR NO : 2023/29

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/06/2020
NUMARASI : 2015/600 Esas- 2020/415 Karar
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …-
DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 06/01/2023
GEREKÇE TARİHİ : 06/01/2023

Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/06/2020 tarih ve 2015/600 esas ve 2020/415 karar sayılı kararı aleyhine davacı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … tarihinde …plakalı aracın kusuruyla meydana gelen kazada müvekkilinin yaralandığını, oluşan kazada müvekkilinin bir kusurunun bulunmadığını, kusurlu aracın kaza tarihinde davalı … şirketi tarafından sigortalı olduğunu belirterek şimdilik … TL tazminatın davalı … şirketinden alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ….. plakalı aracın müvekkili şirket kayıtlarında ve tramer sorgusunda herhangi bir sigorta poliçesinin bulunmadığını, ilgili yerlerden gerekli raporlarnı alınması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacının davasının bakıcı gideri yönünden feragat nedeniyle reddine, sürekli iş göremez ve geçici iş göremez tazminat davasının reddine karar verilmiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; dosyada bulunan maluliyet raporlarının olaya uygun olmadığını, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı uyarınca maluliyet tespit işlemlerine göre rapor alınması gerektiğini, …… tarihli celsede ‘’Kusur ve Maluliyet’’ yönünden davalı tarafın itiraz etmesi üzerine yeniden bu hususlarda rapor aldırılmasına karar verildiği ve gerekli avansın yatırılması için de davalı tarafa kesin süre verildiğini, ilgili duruşma zaptının davalı tarafa tebliğ edildiğini, verilen süre içerisinde bu masrafların yatırılmadığını, bu nedenle bu ara kararlardan vazgeçilerek daha önce alınan bilirkişi raporları doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğine ilişkin taleplerinin mahkemece hatalı değerlendirildiğini, bakıcı giderine ilişkin dosya içerisinde bulunan raporların çelişkili olduğunu, yargılamanın uzamaması açısından bakıcı giderine ilişkin davalarından kısmen feragat edildiğini, ancak mahkemenin bu beyanlarını dikkate alınmaksızın dosyayı ek rapora göndermesi üzerine yargılamanın uzamaması açısından bekledikleri sonuç gerçekleşmediğinden feragat dilekçelerini geri aldıklarını, KTK ‘nın 111 maddesi uyarınca karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava; trafik kazası nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Davacı tarafından sevk ve idaresindeki ….. plakalı motorsiklet ile dava dışı sürücü ……’in sevk ve idaresindeki davalı … şirketine ZMMS poliçesiyle sigortalı ……plakalı aracın çarpışması şeklinde meydana gelen kazada yaralandığı belirtilerek geçici, sürekli iş göremezlik, efor ve malul kalınan döneme ilişkin giderler nedeni ile maddi tazminat talep edilmiştir.
1-Davacı vekilince Mahkemece verilen kesin süre içerisinde davalı tarafın gerekli masrafı yatırmaması nedeni ile mevcut dosya kapsamı uyarınca karar verilmesi gerektiği belirtilerek istinaf itirazında bulunulmuştur.
Dosya kapsamının incelenmesinde; mahkemece ……. tarihli duruşmada “davalı tarafın kusur ve maluliyet raporlarına itirazı uyarınca gerekli ……. TL yatırması için iki haftalık kesin süre verilmesine, aksi taktirde bilirkişi raporlarına yaptıkları itirazların reddedilip dosya içerisinde mevcut raporlara göre karar verileceği hususunun ihtiranı ” karar verildiği, söz konusu celsede davalı vekilinin hazır bulunmadığı, duruşma zaptının davalı vekiline …. tarihinde tebliğ edildiği, tebliğ tarihi itibariyle sürenin ….. tarihinde sona erdiği, ancak davalı vekilince …… tarihinde gerekli masrafın yatırıldığı, mahkemece ücretin geç yatırılmasının celsenin talikine sebebiyet vermediği belirtilerek yargılamaya devam olunduğu görülmüştür.
Yasa koyucunun temel amacı, gerekli masrafın yatırılmasını ve davaların Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3.maddesi hükmüne göre makul sürede sonuçlandırılmasını sağlamaktır. Somut olayda, mahkemece davalı tarafın yokluğunda verilen kesin sürede kesin sürenin başlangıç tarihinin açıkça belirtilmediği bu itibarla kesin sürenin usulüne uygun olmadığı gibi, celse talikine uğramadan davalı tarafça gerekli masraf yatırılmıştır. Davanın uzamasının engellenmesi prensibi uyarınca davalı tarafça gerekli masrafın yatırıldığı kesin sürenin amacına da ulaştığı belirlendiğinden davacı vekilinin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
2-Davacı vekilince bakıcı giderine ilişkin taleplerinden yargılamanın uzamaması amacıyla feragat edildiği, ancak mahkemece bu beyanları dikkate alınmadan işlem yapılarak yargılamaya devam olunması nedeni ile feragat beyanlarını geri aldıkları, bu itibarla bakıcı gideri taleplerinin feragat nedeni ile reddinin doğru olmadığı belirtilerek istinaf itirazında bulunulmuş ise de; Feragat, HMK’nın 307. maddesinde düzenlenmiş olup, söz konusu madde uyarınca feragat davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olarak tanımlanmış, aynı Kanunun 311. maddesinde ise feragatin, kesin hüküm gibi hukukî sonuç doğuracağı açıklanmıştır.
Davacının davasından kısmen veya tamamen feragat etmesi ile dava konusu uyuşmazlık feragat edilen kısım bakımından sona erer, kesin hükmün hukuksal sonuçlarını doğurur. Bu nedenle mahkeme henüz feragat nedeniyle davanın reddine karar vermemiş olsa bile davacı feragattan dönemez feragat ile bağlıdır. Ancak, feragatle ortaya çıkan sonucun buna sebep olan rızayı ifsat eden bir nedenle malul olduğu kanıtlanırsa, doğurduğu netice bakımından hileye, hataya maruz kalan kimseye talep hakkı bahşedeceği kuşkusuzdur. Öte yandan; diğer maddi hukuk işlemlerinde olduğu gibi (BK’nın 23. madde vd ) hata, hile veya ikrah nedeniyle feragatın feshi için dava açılabileceği gibi, feragatın hata, hile veya ikrah nedeniyle geçersiz olduğu aynı davada da savunma yoluyla ileri sürebilir.
Davacı tarafça yargılamanın uzamaması adına bakıcı gideri yönünden davalarından kısmen feragat edildiği, ancak mahkemece bu beyanları uyarınca işlem yapmaksızın bakıcı gideri hususunda ek rapor alınmasına karar verilmesi nedeni ile yargılamanın uzamaması açısından bekledikleri sonucun gerçekleşmediği iddiası ile feragatin geri alındığı belirtilmiş ise de, istinaf itirazları ve davacı tarafın savunmalarına göre feragatin irade bozukluğu içinde gerçekleştiğine ilişkin iddia ve ispat bulunmadığından mahkemece bakıcı giderine ilişkin kısmi feragat dikkate alınarak hüküm tesisi yerinde görülmüştür.
3-Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/2620 E. 2021/2238 K., Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 2021/2621 E. 2021/2234 K.,)
Dosya içerisinde mevcut …..Üniversitesi Adli Tıp A. Dalı Başkanlığından oluşturulan üç kişilik bilirkişi heyeti raporunda; Davacının yaralanmasının … tarih ve …. Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte kazanma Gücü Kaybı Oranı tespit işlemleri yönetmeliği hükümleri uyarınca meslekte kazanma gücünün azalma oranın % 14,3, geçici iş göremezlik süresinin ise 12 aya kadar uzayabileceğinin belirtildiği, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen …. tarihli rapor da ise; Çalışma Gücü ve Meslekte kazanma Gücü Kaybı Oranı tespit işlemleri yönetmeliği hükümleri uyarınca davacının % 3,3 oranında meslekte kazanma gücünü kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin olay tarihinden 9 aya kadar uzayabileceğinin belirtildiği görülmüştür.
Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarında açıkça çelişki bulunmaktadır. Çelişki giderilmeksizin hüküm tesisi yerinde görülmemiştir. …… tarihli raporda şahsın 2015 yılı 8. ayında da kaza geçirdiği, ikinci kazada sağ ekstremite eski kırık bölgelerinde tekrar kırık oluştuğu ve yeniden opere edildiği belirtilmesine rağmen ATK raporunda söz konusu kazaya ilişkin yaralanmanın belirtilmediği anlaşıldığından, mahkemece öncelikle davacının olaydan sonra geçirdiği ikinci kazaya ilişkin tüm tedavi evraklarının ilgili hastanelerden celbi ile dosya içerisinde mevcut Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesince düzenlenen rapor ile Üniversite Adlı Tıp Anabilim Dalı başkanlığı tarafından düzenlenen rapor arasında açıkça ve büyük oranda çelişki olmasıda dikkate alınarak, Adli Tıp Genel Kurulundan davacının davaya konu … tarihinde meydana gelen kaza ile ilgili maluliyet durumuna ilişkin kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan “Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine uygun, raporlar arasındaki çelişkiyi nedenleri ile birlikte açıklar surette giderecek, denetime uygun, ayrıntılı rapor aldırılarak sonucuna göre hüküm tesisi gerekir.
Kabule göre de: Davacı tarafça…. tarihinde dava açıldığı, mahkemece henüz maluliyet raporu ve aktüer raporu aldırılmadan, taraflar arasında …. tarihli ibraname düzenlendiği ve davalı tarafça söz konusu ibraname uyarınca toplam …. -TL ödeme yapıldığı, mahkemece aldırılan hesap raporunda yapılan ödeme hesap tarihi itibariyle güncellenerek tazminat miktarının belirlendiği anlaşılmıştır. Oysa, yargılama devam ederken dava tarihinden sonra yapılan ödeme tutarının yasal faiz eklenmeksizin, yani güncelleme yapılmadan hesaplanan tazminattan indirilmesi gerekir. Ancak davacı tarafça bu hususta istinaf itirazında bulunulmadığı gibi, yargılama aşamasında yapılan ödemelerin güncellenerek alacaklarının hesaplanması talep edildiğinden, söz konusu yanılgı davalı açısından kazanılmış hak teşkil ettiğinden kaldırma nedeni yapılmamış sadece eleştirilmekle yetinilmiştir.
Mahkemece, dava tarihinden sonra yapılan ödeme ile davacının yapılan hesaba göre davalı … şirketi nezdinde bir alacağı kalmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş ise de, dava tarihinden sonra yapılan ödeme ile ödenen miktar kadar davanın konusuz kaldığı dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken, ödemenin dava tarihinden sonra olması dikkate alınmaksızın hüküm tesisi yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 17. H.D.2014/5975 E.2015/14227 K.)
Yukarıda açıklanan nedenle, bu aşamada sair hususular incelenmeksizin HMK’nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve dairemiz kararına uygun şekilde tarafların kazanılmış hakları da nazara alınarak, davanın yeniden görülerek eksikliklerin giderilmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE;
Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/06/2020 tarih ve 2015/600 esas ve 2020/415 sayılı kararının HMK’nın 353/1-a,6 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA,
Dosyanın davanın yeniden görülmesi için MAHALLİNE İADESİNE,
2-Davacıdan tahsil edilen istinaf karar harcının istek halinde yatıran tarafa iadesine,
3-İstinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama neticesinde verilecek kararla birlikte değerlendirilmesine,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak oybirliğiyle karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip
… … … …

G.D.