Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/371 E. 2022/2247 K. 05.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/371
KARAR NO : 2022/2247

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/11/2020
NUMARASI : 2018/574 Esas- 2020/888 Karar
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 05/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 05/12/2022

Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/11/2020 tarih 2018/574 esas ve 2020/888 karar sayılı kararı aleyhine davalı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 20/03/2018 tarihinde müvekkili ….’a plakası belli olmayan bir aracın çarpması sonucu müvekkilinin yaralandığını, kazanın oluşmasında davacı küçüğün kusurunun bulunmadığını, yapılan başvuruya rağmen davalı sigorta şirketinin taleplerini karşılamadığını, zararın tespitinin mümkün olmaması nedeniyle şimdilik 100 TL maddi tazminatın temerüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sigorta şirketine dava açılmadan önce başvuru şartının yerine getirilmediğini, plakası tespit edilemeyen araçların ispatının somut delillere dayanması gerektiğini, kusur oranının ve maluliyet tespitinin adli tıp kurumu tarafından belirlenmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatından müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, SGK ödemelerinin hesapta tenzil edilmesi gerektiğini, poliçe limiti ve kusur oranı ile sorumluluklarının sınırlı olduğunu, dava tarihinden itibaren yasal faizin talep edilebileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece yapılan yargılama sonunda; Davanın kabulü ile, 270.704,51 TL kalıcı maluliyete yönelik maddi tazminatın 25/04/2018 tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

İstinaf kanun yoluna başvuran davalı …vekili dilekçesinde özetle; 2918 sayılı KTK 97. Maddesi uyarınca başvuru şartının yerine getirilmediğini, plakası tespit edilmeyen araçların varlığı ve kusurunun ispatının somut delillere dayandırılması gerektiğini, kusur oranları arasındaki çelişki giderilmeden hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporlarını kabul etmediklerini, hesaplamaya esas alınan maluliyet raporunun mevzuata uygun olmadığını, davacının müvekkili şirketten hak edeceği tazminat bedelinin 30.000-TL lik kısmını …..a devir ettiğini, davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin temerrüte düşmemesi nedeni ile dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilebileceğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

Dava; trafik kazası nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. maddesi gereğince, istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Davacı vekilince, davacı küçük …’ün büyük annesi …. ile karşıdan karşıya geçerken plakası tespit edilemeyen bir motorsikletin çarpması sonucu yaralandığını belirterek maddi tazminat talep edilmiştir.
1-Davalı vekilince davaya konu talepler bakımından, davacı tarafından kurumlarına davadan önce usulüne uygun bir başvuruda bulunulmadığı, yapılan başvuruya usulüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporunun eklenmediği belirtilerek istinaf talebinde bulunulmuş ise de; 2918 sayılı KTK.nın 97.maddesi “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde, dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir…” hükmünü amirdir. Davacının söz konusu hüküm kapsamında davalı ….başvuruda bulunduğu anlaşıldığından davalı vekilinin gerekli belgelerle başvurulmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğine ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.

2-Davalı vekilince plakası tespit edilemeyen aracın varlığının somut delillerle ispatlanması gerektiği belirtilerek istinaf itirazında bulunulmuştur.
…. Yönetmeliği’nin 9. maddesinde hesaba başvurulabilecek haller düzenlenmiş olup, düzenlemenin mefhumu muhalifinden bu haller dışında hesaba başvurulamayacağı anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamı, mahallinde yapılan keşif esnasında dinlenen tanık beyanları, tedavi evrakları, düzenlenen raporlar ve davacıdaki yaralanmanın niteliği nazara alındığında somut uyuşmazlık bakımından …. Yönetmeliğinin 9. maddesi uyarınca davalı Güvence hesabına husumet yöneltilebileceği kanaatine varıldığından davalı vekilinin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
3-Davalı vekilince kusur raporları arasında çelişkinin giderilmediği belirtilerek istinaf itirazında bulunulmuş ise de, mahkemece kusur raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi için İTÜ den oluşan bilirkişi heyetinden rapor alındığı, hükme esas alınan kusur raporunun olayın oluş şekli ile uyumlu olup denetime imkan verir şekilde düzenlendiği anlaşıldığından davalı tarafın kusura ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
4-Davalı tarafça hükme esas alınan maluliyet raporunun usulüne uygun olarak düzenlenmediği belirtilerek istinaf itirazında bulunulmuştur.

Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.

Hükme esas alınan 01/10/2020 tarihli raporun kaza tarihinde yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlendiği anlaşılmakla birlikte rapor içeriğinde “her iki üst alt ve alt eksrterimite eklem hareket açıklıklarının tam, motor kas güçlerinin doğal olduğu, atrofi ve kısalık saptanmadığı, sol kulağın 2 cm önünde cilt seviyesinde ciltten hafif açık renkte yüzde sabit ize neden olan iyileşmiş yara tamir dokusunun bulunduğu, yapılan psikiyatrik değerlendirilmesinde tedavi ile işlevselliği kısmen düzelen travma sonrası stres bozukluğu olduğunun özür durumunun % 40 olduğunun” belirtildiği anlaşılmıştır.

Davacının maluliyetinin haksız fiil sorumlusunun fiili sonucu oluştuğunun, yani haksız fiil ile maluliyet arasında illiyet bağının bulunduğunun da belirlenmesi sorumluluk açısından zorunludur. Rapor içeriğinde maluliyet oranın davacının hangi rahatsızlığı nedeni ile verildiğine ilişkin somut bir tespit belirtilmemiştir. Bu nedenlerle maluliyet raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Eksik inceleme ile karar verilemez. Bu itibarla kaza tarihinde yürürlükte bulunan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre, yukarıda belirtilen hususlarda dikkate alınarak, kazadan sonra oluştuğu belirtilen “travma sonrası stres bozukluğu” nedeniyle davacıda kalıcı maluliyet bulunup bulunmadığı, kaza ile illiyet bağının olup olmadığı, maluliyet oranına etki edip etmediği, belirtilen travma sonrası stres bozukluğunun süreklilik arz edip etmediği (ömür boyu sürüp sürmeyeceği) ve sürekli değilse ne kadar süre devam edeceği konusunda içerisinde psikiyatri uzmanı da bulunan bir heyetten açıklayıcı, denetime elverişli rapor alınıp sonucuna göre, davalı lehine oluşan kazanılmış haklar da gözetilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde denetime uygun olmayan rapor uyarınca hüküm kurulması yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 4.H.D.nin 2022/5727 E. 2022/11055 K. Yargıtay 4.H.D.nin 2022/9072 E. 2022/9993 K., Yargıtay 4. H.D.nin 2022/4232 E. 2022/9669 K.)

5-Davalı vekilince davacı tarafından dava konusu alacağın 30.000-TL lik kısmının temlik edildiği, söz konusu temlik dikkate alınmaksızın hüküm tesis edildiği belirtilerek istinaf itirazında bulunulmuştur.
İbraz edilen …. tarihli temlik sözleşmesi uyarınca davacı tarafça Gaziantep 2. Asliye Ticaret mahkemesinin 2018/574 Esas sayılı dosyasında açılan tazminat davasına konu alacağın 30.000-TL lik kısmının temlik edildiğinin belirtilmesi nedeni ile, 6100 Sayılı HMK nın 125/2 maddeside dikkate alınarak mahkemece değerlendirme yapılması gerekirken temlik sözleşmesi dikkate alınmaksızın yargılamaya devamla tazminat miktarının tümü bakımından davacı lehine hüküm tesisi yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 4.H.D.nin 2021/12751 E. 2022/7150 K.)

Yukarıda açıklanan nedenle, bu aşamada sair hususular incelenmeksizin HMK’nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve dairemiz kararına uygun şekilde tarafların kazanılmış hakları da nazara alınarak, davanın yeniden görülerek eksikliklerin giderilmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.

KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE;
Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/11/2020 tarih 2018/574 esas ve 2020/888 sayılı kararının HMK’nın 353/1-a,6 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA,
Dosyanın davanın yeniden görülmesi için MAHALLİNE İADESİNE,
2-Davalıdan tahsil edilen istinaf karar harcının istek halinde yatıran tarafa iadesine,
3-İstinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama neticesinde verilecek kararla birlikte değerlendirilmesine,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak oybirliğiyle karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip