Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/299 E. 2022/2204 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/299
KARAR NO : 2022/2204

TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/10/2020
NUMARASI : 2017/681 Esas- 2020/704 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 01/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/12/2022

Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/10/2020 tarih ve 2017/681 Esas ve 2020/704 Karar sayılı kararı aleyhine davacı-lı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 12/05/2010 tarihinde müvekkilinin yolcu konumunda bulunduğu …. sevk ve idaresindeki aracın …. plakalı araca çarpması neticesinde meydana gelen kazada müvekkilinin yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde …. plakalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, kaza anında aracın davalı sigorta şirketi uhdesinde sigortalı olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 500 TL geçici iş göremezlik, 500 TL bakıcı gideri ve 4.000 TL sürekli iş göremezlik olmak üzere toplam 5.000 TL maddi tazminatın ve maluliyet tespitine yönelik grafi vs. tetkikler gideri toplamı 692,60 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın kaza tarihinden itibaren 2 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılmadığından süre yönünden reddini, davacının yolcu olarak bulunduğu otobüsün Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortasını yapan sigorta firmasi sorumlu olduğunu, müvekkili tarafından kazaya karışan aracın ZMMS poliçesi yapıldığını, davayı kabul etmemekle birlikte kazaya karışan sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunmadığını, mahkememizin 2017/57 D.İş dosyasında alınan raporları kabul etmediklerini, haksız ve hukuksuz davanın reddini talep etmiştir.

Mahkemece yapılan yargılama sonunda; “davanını kısmen kabul kısmen reddi ile sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin reddine, 3.230,55 TL geçici iş göremezlik ve 729,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 3.959,55 TL maddi tazminatın taleple bağlı kalınarak dava tarihinden (29.05.2017) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (poliçe limiti ile sınırlı olarak) davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair talebin reddine” dair karar verilmiştir.

İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekilleri dilekçesinde özetle; usuli kazanılmış haklarının ihlal edilerek hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, hükme esas alınan maluliyet raporunun hükme ve denetime elverişli olmadığını, bu nedenlerle mahkemece verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili dilekçesinde özetle; göz önünde bulundurulan 10.07.2020 tarihli bilirkişi raporunun eksik, hatalı tespit ve değerlendirmeler içerdiğini, raporun bu haliyle hükme esas alınmasının mümkün olmadığını, davacının iyileşme sürecinin somut olay ile örtüşmediğini, davanın reddedilen kısmı yönünden hesaplanmış olan 3.400,00 TL vekalet ücretinin maktu olarak belirlenmesinin AAÜT’ye göre hatalı olup, nispi olarak hesaplanması gerektiğini belirterek mahkemece verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

Dava, trafik kazası nedeniyle maddi tazminat talebine ilişkindir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince, istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Davacı vekili tarafından, 12/05/2010 tarihinde davacının yolcu konumunda bulunduğu …. sevk ve idaresindeki aracın ……plakalı araca çarpması neticesinde meydana gelen kazada davacının yaralandığını belirterek maddi tazminat talep edilmiştir.

… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Değişik iş sayılı dosya kapsamında alınan 12/04/2017 tarihli maluliyet raporunda davacının maluliyet oranının %9,3 olarak belirlendiği, yargılama aşamasında alınan 04/12/2017 tarihli raporda ise davacının maluliyet oranının %12,1 olarak belirlendiği, mahkemece çelişkinin giderilmesi için ATK 2. İhtisas Kurulu’nun 28/06/2019 tarihli raporunda ise davacının maluliyetinin bulunmadığının bildirildiği, mahkemece her üç rapor arasındaki çelişkinin açıklığa kavuşturulması için Adli Tıp İkinci Üst Kurulunun 16/01/2020 tarihli raporunda ise tüm belgeler incelenerek davacının 12.05.2010 tarihinde geçirmiş olduğu kaza nedeniyle yaralanmasından dolayı sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığına, iş göremezlik süresinin 6 ay olduğuna ve 1 ay başkasının bakımına muhtaç olduğuna ilişkin rapor düzenlendiği anlaşılmaktadır.

Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre, usuli işlemlerin kanuna uygun şekilde yapılarak, hükme esas alınan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, hükme esas alınan kusur raporunun kaza ile ilgili olarak düzenlenen kaza tespit tutanağı ile uyumlu olduğu ve belirlenen kusur durumunun olayın oluş şekline uygun olduğu, hükme esas alınan 16/01/2020 tarihli maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine uygun olarak ve dosya kapsamındaki raporlar arasındaki çelişkiyi giderir şekilde düzenlendiği, çelişki giderilmeden karar verilmesi mümkün olmadığından rapora süresi içerisinde itiraz edilmemesi davacı lehine usuli kazanılmış hak oluşturmayacağı anlaşılmakla davacı tarafın istinaf itirazları yerinde görülmeyerek istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1. maddesine göre esastan reddine karar verilmiştir.
Katılma yolu ile istinaf başvurusunda bulunan davalı vekili vekalet ücretine ilişkin itiraz da bulunmuş ise de; 2020 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. Maddesinde; ” Maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.” maddesi gereği mahkemece hükmedilen vekalet ücretinin yerinde olduğu görülmekle davalı vekili tarafından yapılan istinaf itirazları yerinde görülmemiş ve başvurunun HMK’nın 353/1-b,1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

KARAR:
1-Taraf vekillerinih istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca esastan reddine,
2-Alınması gereken 270,48 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL nin mahsubu ile bakiye 216,08 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3- Davacı taraftan alınması gereken harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına,
5-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Gider avansından harcanmayan kısmın talep halinde ilgilisine iadesine,
Dair, 6100 s. HMK’ nun 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK’ nun 362/1. bendi gereğince kararın tebliğinden itibaren 2 (iki) haftalık süre içinde Yargıtay TEMYİZ yasa yolu açık olmak üzere OY BİRLİĞİ ile karar verildi. 01/12/2022

Başkan Üye Üye Katip