Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/2213 E. 2023/1121 K. 17.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 17. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/2213 – 2023/1121
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/2213
KARAR NO : 2023/1121

TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

BAŞKAN :……….
ÜYE : ……..
ÜYE :……..
KATİP : ……….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/07/2021
NUMARASI : 2021/34 Esas- 2021/551 Karar
DAVACI : …………
VEKİLİ : Av. …………
DAVALI : ……….
VEKİLLERİ : Av………..
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 17/07/2023
GEREKÇE TARİHİ : 17/07/2023

Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/07/2021 tarih ve 2021/34 Esas ve 2021/551 Karar sayılı kararı aleyhine davacı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin……….. sevk ve idaresinde bulunan aracın sebep olduğu kaza ile yaralandığını, kaza nedeniyle soruşturma başlatıldığını, davalı sigorta şirketine ………. tarihinde başvurulduğunu, arabuluculuk görüşmelerinin yapıldığını ancak olumlu sonuçlandırılmadığını, tüm bu nedenlerle ……. TL sürekli iş göremezlik, ………. bakıcı gideri tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle davanın zamanaşımına uğradığını, sigorta şirketine usulüne uygun ön başvurunun bulunmadığını, poliçe limitleriyle sorumlu olduklarını, maluliyetin ve kusurun ATK tarafından belirlenmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminatının teminat dışında olduğunu, TRH 2010 yaşam tablosuna göre asgari ücret üzerinden uzman aktüer bilirkişi tarafından hesabın yapılması gerektiğini, uzlaşma yapılmış ise gözönünde bulundurulması gerektiğini, faiz isteminin haksız olduğunu, dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini, hatır taşıması ve müterafik kusur indiriminin yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın reddine karar verilmiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuran davacılar vekili dilekçesinde özetle; kusur tespiti yönünden alınan bilirkişi raporuna taraflarınca süresi içerisinde ………. tarihinde itiraz edildiğini, yeniden rapor aldırılmasını talep ettiklerini ancak yerel mahkemenin itirazları yönünde herhangi bir değerlendirmede bulunmadığını, mahkemenin gerekçeli kararda bilirkişi raporuna yönelik herhangi bir itirazın bulunmadığı hususunu ileri sürmesinin eksik inceleme yapılarak karar verildiğini destekler ve ispatlar nitelikte olduğunu, savcılık dosyasındaki kusur bilirkişi raporu ile yerel mahkemece aldırılan kusur bilirkişi raporunun birbirine aykırılık teşkil ettiğini, mahkemenin kazanın oluş şeklini değerlendirirken davacı küçüğün yokuşta duraklama yapan sigortalı araca plastik şişe ile yokuş aşağı kaydığı sırada aracın altına girmesi ile meydana geldiği, davacı küçüğün tam kusurlu olduğu şeklinde kanaate vardığını ancak araç hareket halinde iken kazanın gerçekleştiğini, ……….. Hastanesi Adli Tıp Raporunda göğüs travması, yüzün sağ kısmında 3 cm açık yara ve hayati tehlikenin varlığının tespit edildiğini, bu hususa göre aracın durağan halde olamayacağını belirterek mahkemece verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava: trafik kazası nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Davacı tarafça, kaza tarihinde dava dışı sürücü ………….. davacı küçüğe çapması neticesinde davacı küçüğün yaralandığını belirterek geçici ve sürekli iş göremezlik ve bakıcı gideri nedeni ile maddi tazminat talep edilmiştir.
Mahkemece alınan ……….. tarihli kusur raporu ve mahkemenin kabulü doğrultusunda kazanın oluş şeklinin, olay tarihinde sürücü Mehmet Koca’nın sevk ve idaresindeki ……….. plakalı aracı ile trafik akımının iki yönlü geliş – gidiş olarak işlediği seyir yönüne dik eğimli …….. nolu sokak üzerinde durakladığı sırada plastik cisim üzerinde kayarak gelen yaşı küçük davacı yayanın sağ tarafından çarptığı aracın altına girmesi şeklinde meydana geldiğinin kabul edildiği ve aracın durur vaziyette olması nedeniyle kazanın gerçekleşmesinde herhangi bir kusuru bulunmadığının kabul edildiği anlaşılmaktadır.
Davacı tarafça, kaza nedeniyle başlatılan soruşturma dosyasında alınan kusur raporu ile çeliştiği belirtilerek itirazda bulunulmuştur. Savcılık aşamasında alınan raporda, aracın çalışır vaziyette olduğu kabul edilerek sigortalı sürücü ………. KTK’nın 52/1-b maddesinde belirtilen sürücüler hızlarını kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak kuralını ihlal ettiğinin belirtildiği görülmüştür. Ancak davacı anne ve babanın kazanın nasıl gerçekleştiğini görmediklerini beyan etmesi, olay sonrası trafik kazası tespit tutanağı düzenlenmediği, polis merkezi görevlilerince basit kroki çizilerek olay yeri görgü tespit tutanağı tutulduğu ve araca ait herhangi bir lastik izi ve araç parçasına rastlanılmadığının belirtildiği, sürücü ………. ile tanık ……..’ın ifadelerinde aracın durur vaziyette olduğunu beyan etmeleri ve dosya kapsamında sürücü ………… ’ın ifadelerinden başka kazanın meydana gelişi ile ilgili bilgi, belge, resim ve kamara kaydı bulunmadığı anlaşılmakla aracın durur vaziyette iken kazanın gerçekleştiği kabulünün dosya kapsamına uygun olduğu değerlendirilmiştir. Kaldı ki mahkemece alınan ……….. tarihli sağlık raporunda kaza tarihinde yürürlükte olan Çocuklar için Engellilik Değerlendirilmesi hakkındaki yönetmelik hükümleri doğrultusunda yapılan değerlendirmede davacı küçüğün kaza nedeniyle kalıcı maluliyetinin olmaması nedeniyle maddi tazminat talep hakkı bulunmadığı anlaşılmakla, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, usuli işlemlerin kanuna uygun şekilde yapılarak, aşamalarda ileri sürülen iddia ve cevapların denetimi sağlayacak biçimde eksiksiz sergilenip, hükme esas alınan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekili tarafından yapılan istinaf itirazları yerinde görülmemiş ve başvurunun HMK’nın 353/1-b,1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken ………. TL istinaf karar harcından peşin alınan ………. TL nin mahsubu ile bakiye ………. TL’nin davacıdan alınarak Hazineye GELİR KAYDINA,
3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Gider avansından harcanmayan kısmın talep halinde ilgilisine iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 361 ve devamı maddeleri uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 17/07/2023

Başkan Üye Üye Katip

e~imzalıdır. e~imzalıdır. e~imzalıdır. e~imzalıdır.

M.T.