Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1983 E. 2023/923 K. 13.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 17. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1983
KARAR NO : 2023/923

TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/10/2021
NUMARASI : 2021/41 Esas- 2021/800 Karar
DAVACI : … – -…

VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … –
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 13/06/2023
GEREKÇE TARİHİ : 13/06/2023

Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/10/2021 tarih ve 2021/41 Esas ve 2021/800 Karar sayılı kararı aleyhine davacı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin kullanmış olduğu aracı ile kırmızı ışıkta durmakta iken ……… kullanmış olduğu araç ile arkadan çarpması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, kaza esnasında plakaları tespit edilemeyen başka araçların olay yerinden hızla geçmeleri sonucu müvekkilinin gözüne cam kırıklarının isabet ettiğini, müvekkilinin görme kaybı yaşadığını, arkadan çarpan aracın ZMMS sigortacısının davalı …….. A.Ş olduğunu, davalılara başvuru ve arabuluculuğun anlaşamama ile sonuçlandığını, sürekli maluliyet için şimdilik ……. TL maddi tazminatın başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …… A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; başvuru şartının usulüne uygun gerçekleştirilmediğini, davacının maluliyeti ile kaza arasında illiyet bağının bulunmadığını, kusur ve maluliyet raporunun ATK tarafından hazırlanması gerektiğini, araç sürücüsünün kusuru ve poliçe limitleriyle sorumlu olduklarını, aktüer hesabının TRH yaşam tablosuna göre yapılması gerektiğini, ücret ile ilgili belge sunulmadığından davacı gelirinin asgari ücret üzerinden hesap edilmesi gerektiğini, SGK ödemelerinin hesapta mahsup edilmesi gerektiğini, tedavi, geçici iş göremezlik ve bakıcı giderinin teminat dışı olduğunu, faiz başlangıcının başvuru tarihinden 8 iş günü sonrasından itibaren olması gerektiğini, soruşturma dosyasında uzlaşma sağlanıp sağlanamadığının tespitinin gerektiğini, davanın ihbarını talep ettiklerini belirterek tüm bu nedenlerle davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davanın her iki davalı yönünden reddine karar verilmiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin kusuru bulunmayan iş bu kaza nedeniyle kalıcı maluliyeti oluştuğunu, kusurlu tarafın ……… ve faili meçhul araçlar olduğunu, kırmızı ışıkta durduğu esnada aracına arkadan çarpıldığını, araçtan indiği esnada farklı bir motorlu aracın hızını düşürmeyerek geçmesi neticesinde araç tarafından sıçrayan cam kırıklarının yüzüne isabet ettiğini, kazada müvekkilinin ağır yaralanmasına sebep olan araçların plakası tespit edilemediğinden …….. sorumluluğu bulunduğunu, yerel mahkemece doğrudan illiyet bağının kurulamadığını belirterek mahkemece verilen kararın hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince, istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Davacı tarafça, kaza tarihi olan ………. tarihinde davacının kullanmış olduğu ……. plakalı aracı ile kırmızı ışıkta durmakta iken davalı sigorta şirketinin trafik sigortası ile sigortalanan ve dava dışı sürücü ………. kullanmış olduğu ……… plakalı aracın arkadan davacıya ait araca çarpması sonucu aracından dışarı çıkan davacının gözüne olay yerinden geçen plakaları tespit edilemeyen başka araçların tekerinden seken cam kırıklarının gözüne isabet etmesi nedeniyle yaralandığı belirtilerek maddi tazminat talep edilmiştir.
Mahkemece, yaralanma olayı ile davalı tarafından sigortalanan ……… plakalı aracın arkadan davacının aracına çarpması olayı arasında illiyet bağı bulunmadığından, davacının yaralanması olayı ile yaralanması arasında uzak illiyet bağı olması ve olayın trafik kazası olarak nitelendirilemeyeceği nedeniyle davalı ……… da sorumlu bulunmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu 3. Maddesine göre, karayolu üzerinde hareket halinde olan bir veya birden fazla aracın karıştığı ölüm, yaralanma ve zararla sonuçlanmış olan olaylara trafik kazası denilmektedir. Davacının iddia ettiği gibi yoldan geçen aracın tekerinden seken cam parçasının davacının gözüne isabet etmesi nedeniyle gerçekleşen olay trafik kazasıdır.
……… Yönetmeliği’nin 9. maddesinde hesaba başvurulabilecek haller düzenlenmiş olup, düzenlemenin mefhumu muhalifinden bu haller dışında hesaba başvurulamayacağı anlaşılmaktadır.
Türk Medeni Kanunun 6. maddesi uyarınca davacı iddiasını ispat ile yükümlü olup, Sigortacılık Yasası hükümleri ve TTK’nın 1409.maddesine kıyasen uygulanması halinde bunun aksinin davalı tarafından ispatlanması gerekmektedir.Bu durumda iddia olunan trafik kazasının varlığını ve varsa plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün kusurunu ispat yükü davacıya aittir.
Mahkemece alınan ………. tarihli kusur raporunda, davacının trafiği tehlikeye sokacak şekilde davranması nedeniyle KTK 68/c maddesi gereği, plakası tespit edilemeyen aracın ise hızını yol durumuna göre ayarlamamak nedeniyle KTK 52/b maddesine göre kusurlu olduğu belirtilmiştir.
TBK’nın 74. maddesinde haksız eylemin “kusur” öğesi konusunda hukuk hakimine tanınan yetkiler iki bölüm olup, birincisi “kusur bulunup bulunmadığına”, öteki “kusurun derecesini ve zararın tutarını belirlemeye” ilişkindir. Maddenin ilk cümlesine göre “kusurun varlığını” araştırmada yetkileri sınırlı olan hukuk hakimi, maddenin ikinci cümlesine göre “kusurun derecesini ve zarar tutarını belirlemede” tam bağımsız kılınmıştır.
HMK 266 madde hükmüne göre kusur oranlarının belirlenmesi teknik değil hukuki bir konudur. Elde edilen teknik bulgulara göre hakim bu oranı belirlemede ihlal edilen kuralları gözönüne almalıdır.
Haksız fiilden dolayı sorumlu olabilmek için kusurun bulunması şarttır.
Kusur raporunda plakası tespit edilemeyen araca kusur izafe edilmiş ise de, kaza tespit tutanağına göre kazanın gerçekleştiği saatin gece vakti olduğu, davacı tarafından yolda kaza olduğuna ilişkin uyarıcı bir işaret veya levha koymadan trafik akışını tehlikeye atar şekilde kendisinin aracından inerek kendi can güvenliğini de gözetmemeksizin yoldaki cam kırıklarını topladığı, dosya kapsamında plakası tespit edilemeyen aracın hızının fazla olduğuna ilişkin bir delil bulunmadığı ve bu aracın kusur raporunda değerlendirildiği gibi cam kırığı yoğun olan bölgeden geçip geçmediğinin de tespitinin mümkün olmadığı anlaşılmakla davacının, plakası tespit edilemeyen aracın kusuru bulunduğunu ispatlayamadığı dairemizce değerlendirilmiştir.
Her ne kadar mahkemece davacının yaralanması olayı ile plakası tespit edilemeyen araç arasında uzak illiyet bağı olması ve olayın trafik kazası olarak nitelendirilemeyeceği gerekçesiyle davalı …….. da sorumlu bulunmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş ise de, davanın reddine karar verilmesi sonuç itibariyle doğru olmakla beraber mahkeme gerekçesinin yerinde olmadığı, yaralanma olayı ile davalı tarafından ………. plakalı aracın arkadan davacının aracına çarpması olayı arasında doğrudan illiyet bağı bulunmadığından davalı Quick Sigortaya karşı açılan davanın reddi gerektiği, olay dairemizce trafik kazası olarak nitelendirilerek ve plakası tespit edilemeyen aracın ise olayda kusurunun bulunduğunun ispat külfetinin davacı da bulunduğu, ancak dosya kapsamında kusurun varlığının ispat edilemediği, kaldı ki yoldaki bir cismin sürücü tarafından görülüp gerekli tedbiri almadığını ispat hali dışında cismin lastik tarafından fırlatılmasında araca atfı kabil kusurdan söz etmenin mümkün olmadığı gözetilerek mahkeme gerekçesi değiştirilerek yeniden hüküm kurulması gerektiği anlaşılmış ancak bu yanılgı yargılamanın yenilenmesini gerektirmediğinden HMK’nın 353/1-b,2.maddesi gereğince gerekçe düzelterek esas hakkında yeniden hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken …….. TL istinaf karar harcından peşin alınan …….. TL nin mahsubu ile bakiye ……… TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Gider avansından harcanmayan kısmın talep halinde ilgilisine iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 361 ve devamı maddeleri uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip
… … … …
e~imzalıdır. e~imzalıdır. e~imzalıdır. e~imzalıdır.

M.T.