Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1466 E. 2022/466 K. 14.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1466 E.
KARAR NO : 2022/466 K.

TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/06/2021
NUMARASI : 2021/98 Esas, 2021/421 Karar
DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARARININ
TARİHİ : 14/03/2022
YAZIM TARİHİ : 14/03/2022

Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/06/2021 Tarih, 2021/98 Esas, 2021/421 Karar sayılı kararı aleyhine davalı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 02/04/2020 tarihinde sürücü ….’in sevk ve idaresindeki tırın müvekkillerinin desteği olan …..’ye çarpması sonucu müvekkillerinin desteğinin hayatını kaybettiğini, yapılan soruşturmada alınan bilirkişi raporuna göre davalı sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu bulunduğunu, bu nedenlerle her davacı için 200 TL olmak üzere şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında talebini HMK’nın 107/2. maddesi gereğince 409.000,00 TL olarak arttırmıştır.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının belirsiz alacak davası açmada hukuki yararının bulunmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, usulüne uygun ön başvuru bulunmadığını, uzun süreli araç kiralama sözleşmesi nedeniyle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddedilmesi gerektiğini, davalının işletenlik sıfatının devam edip etmediğinin araştırılması gerektiğini, TRH 2010 yaşam tablosuna göre hesabın yapılması gerektiğini, ehil bilirkişi tarafından kusurun tespit edilmesi gerektiğini, müterafik kusur indiriminin yapılması gerektiğini, poliçe limitleri dahilinde sorumlu olduklarını, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiğini, eksik evrak ve bilgi ile dosyanın bilirkişilere tevdi edildiğini, mahkemece davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile davacı … yönünden 278.297,63 TL, davacı … yönünden 46.114,20 TL, davacı … yönünden 26.696,25 TL, davacı …. yönünden 39.410,65 TL ve davacı …yönünden ise 19.481,27 TL destekten yoksun kalma tazminatının 04/06/2020 tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.

İstinaf başvurusunda bulunan davalı vekili dilekçesinde özetle; davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının taleplerini zamanaşımına uğradığını, davacı tarafından KTK’nın 97.maddesine uygun başvuru yapılmaması nedeniyle dava şartının gerçekleşmediğini, dolayısıyla faiz başlangıcının dava tarihi olarak kabul edilmesi gerektiğini, müvekkil sigorta şirketi ile davalılar arasında akdedilmiş uzun süreli araç kiralama sözleşmesi olduğunu, ıslah dilekçesinin taraflarına tebliğ edilmediğini, kazanın meydana gelmesinde sigortalının kusur durumunun ehil bilirkişi tarafından tespit edilmesi gerektiğini, müterafik kusur indiriminın yapılması gerektiğini, bu nedenlerle mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle ölenin yakınlarının destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkindir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince, istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, usuli işlemlerin kanuna uygun şekilde yapılarak, aşamalarda ileri sürülen iddia ve cevapların denetimi sağlayacak biçimde eksiksiz sergilenip, hükme esas alınan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve özellikle; davalı vekili tarafından öne sürülen itirazların mahkemece yerinde gerekçelerle reddedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalı sigortacı vekili tarafından yapılan istinaf itirazları yerinde görülmemiş ve başvurunun HMK’nın 353/1-b,1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla;

KARAR:
1-İncelenen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gereken 28.007,10 istinaf karar harcından peşin alınan 7.002,00 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 21.005,10TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Gider avansından harcanmayan kısmın talep halinde yatırana iadesine dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 361 ve devamı maddeleri uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 14/03/2022

Başkan Üye Üye Katip