Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1384 E. 2022/200 K. 11.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 17. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1384 – 2022/200
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1384
KARAR NO : 2022/200

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : ………
ÜYE : ………..
ÜYE :……….
KATİP : …………

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ŞANLIURFA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/06/2021
NUMARASI : 2020/274 Esas- 2021/507 Karar
DAVACI : ……….
VEKİLİ : Av. …………
DAVALI : ………..
VEKİLİ : Av. …………
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 11/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 11/03/2022

Şanlıurfa Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/06/2021 tarih ve 2020/274 esas ve 2021/507 karar sayılı kararı aleyhine davalı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … tarihinde çevre yolu … istikametine dönüş yapan … plaka sayılı aracın ve … poliçesi tespit edilemeyen aracın kusuru ile sebebiyet verdiği trafik kazası nedeniyle müvekkilinin yaralandığını, devam eden süreçte geçici ve sürekli iş gücü kaybı yaşayacak şekilde malul kaldığını, kazaya sebebiyet veren aracın …. poliçesi tespit edilemediği için … gereği davalı kurumun kusur oranı nispetinde meydana gelen bedeni zarardan sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile geçici iş gücü kaybı yönünden 100,00 TL ve sürekli iş gücü kaybı yönünden 900,00 TL olacak şekilde toplam 1.000,00 TL maddi tazminatın zararın meydana geldiği tarihten, aksi durumda da davalı şirkete ihbar tarihinden (17/10/2019 ) itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davaya konu kazanın oluşumundaki kusur oranlarının tespitinin Adli Tıp Kurumu vasıtasıyla yapılması gerektiğini, zarar görenin kusuru oranında tazminattan indirim yapılması gerektiğini, zarar görenin tam kusurlu olması halinde ise davacının tazminat talep hakkı bulunmadığını, davaya konu maluliyet tazminatının uzman bilirkişilerce hesaplanması gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatı talep edilemeyeceğini, davacının müterafik kusurunun da indirim sebebi olduğunu, … tarafından davacıya ödenmiş veya ödenen rücuya tabi tazminat miktarının tespit edilerek müvekkili kurum tarafından ödenecek tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, müvekkili aleyhine karar verilmesi halinde ancak yasal faiz oranında ve dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile; geçici iş göremezlikten kaynaklanan 2.788,85 TL’nin davalı …, Güvence Hesabı Yönetmeliğinin 14.maddesine göre belirlenen temerrüt tarihi olan 15.11.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte alınarak davacı …’a verilmesine, sürekli iş göremezlikten kaynaklanan 45.089,12 TL’nin davalı …’ndan, Güvence Hesabı Yönetmeliğinin 14.maddesine göre belirlenen temerrüt tarihi olan 15.11.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte alınarak davacı …’a verilmesine karar verilmiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili dilekçesinde özetle; usulüne uygun başvuru bulunmadığından davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, davacının daimi maluliyet durumunun tespiti için Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden erişkinler için engellilik değerlendirmesi hakkında yönetmeliğe uygun sağlık raporu alınması gerektiğini, müvekkili kurumun geçici işgöremezlik tazminatından sorumluluğunun bulunmadığını, maluliyet tazminatı hesaplanmasında, TRH-2010 tablosunun kullanılması halinde uygulanacak teknik faizin (iskonto oranı) 1,8 olması gerektiğini, hükmedilen tazminattan müterafik kusur indirimi yapılmamış olmasının yerinde olmadığını, …tarafından davacıya ödenmiş rücuya tabi tazminat miktarının tespit edilerek müvekkili kurum tarafından ödenecek tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, ancak dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilebileceğini, temerrüt tarihinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava; trafik kazası nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Davacı tarafından, sevk ve idaresindeki … plakalı motorsiklet ile sigortasız … plakalı aracın çarpışması şeklinde meydana gelen kazada yaralandığı belirtilerek maddi tazminat talep edilmiştir.
1- Davalı vekilince, davaya konu talepler bakımından davacı tarafından kurumlarına davadan önce usulüne uygun bir başvuruda bulunulmadığı, başvuru şartının yerine getirilmediği belirtilerek istinaf itirazında bulunulmuş ise de; evrak kapsamından davacının davadan önce davalı … başvuruda bulunduğu ve hasar dosyasının açıldığı anlaşılmıştır.
2918 sayılı KTK.nın 97. maddesi “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir…” hükmünü amirdir. Davacı vekilinin söz konusu hüküm kapsamında davalı … başvuruda bulunduğu, madde metninde başvuru sırasında hangi belgelerin sunulacağına ilişkin hüküm bulunmadığı sabit olduğundan davalı vekilinin başvuru şartının yerine getirilmediğine ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
2-Davalı vekili, müvekkil şirketin Geçici İş göremezlik tazminatından sorumlu olmadığını belirterek istinaf talebinde bulunmuş ise de: 6111 sayılı yasanın 59. maddesi ile değişik 2918 sayılı KTK’nın 98. maddesi ile getirilen “Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın … tarafından karşılanır” hükmü gereğince trafik kazası sonucu yaralanan kişi, tümüyle iyileşip eski sağlığına kavuşuncaya kadar yaptığı tıbbi tedavi ile sınırlı sağlık hizmet bedelleri …. tarafından karşılanacaktır. Geçici iş göremezlik tazminatı madde kapsamında değerlendirilemeyeceğinden bu hususa ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
3-Davalı vekilince davacının daimi maluliyet durumunun tespiti bakımından Adli Tıp kurumu 3. İhtisas Dairesinden Erişkinler için Engellilik Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmeliğe uygun olarak rapor alınması gerektiği belirtilerek istinaf itirazında bulunulmuş ise de, Mahkemece … Adli Tıp Ana Bilim Dalı tarafından kaza tarihinde yürürlükte bulunan Maluliyet Tespit işlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre düzenlenen rapor uyarınca hüküm tesis edilmiş olması nedeni ile davalı tarafın istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
4-Davalı vekilince tazminat hesaplanmasında … yaşam tablosunun kullanılması halinde uygulanacak teknik faizin 1,8 olması gerektiği belirtilerek istinaf itirazında bulunumuş ise de: Yargıtay 4. Hukuk dairesinin güncel içtihatlarında trafik kazasından kaynaklanan bedensel zararlara ilişkin tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağının belirtildiği bu itibarla, tazminat hesaplamasında TRH 2010 Tablosu’nun kullanılmasında bir isabetsizlik görülmemekle birlikte, Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih 2019/40-2020/40 sayılı iptal kararı da gözetilerek, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartları’ndaki düzenlemelerin değil Borçlar Kanunu ve Karayolları Trafik Kanunundaki düzenlemelerinin esas alınmasıyla hesaplamada 1,8 teknik faiz yönteminin değil progresif rant yönteminin dikkate alınması gerektiğinden mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda TRH 2010 yaşam tablosu ve prograsif rant yönteminin uygulanması ve mahkemece SGK dan rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı hususu sorularak hüküm tesis edilmiş olması nedeni ile davalı tarafın istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 4. H.D.nin 2021/3709 E. 2021/5064 K., Yargıtay 4. H.D.nin 2021/14384 E.2021/6476 K.)
5-Davalı vekilince müvekkil kurum aleyhine ancak dava tarihinden itibaren faiz işletilebileceği belirtilerek istinaf itirazında bulunulmuştur.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi gereğince ihdas edilen … Yönetmeliği’nin 15. maddesi gereğince, …ı yönünden faizin başlangıç (temerrüt) tarihi belirlenirken, ilgililerce gerekli belgeler de ibraz edilerek …Yönetmeliğinin 9, 14. ve 15. maddelerinde yazılı biçimde fona başvurulduğu halde ödeme yapılmamışsa başvuru tarihinden itibaren …temerrüde düştüğünün kabulü gerekir. Gerekli belgeler ibraz edilmeksizin başvuruda bulunulmuş ya da hiç müracaat edilmemiş ise Güvence Hesabının temerrüdünden bahsedilemeyeceğinden faiz başlangıcının dava tarihi olarak kabulü gerekir.
Somut olayda davalıya davadan önce başvuruda bulunulduğu ve davalı kurum tarafından talep edilen maluliyet raporunun davacı vekilince, davalı … ibraz edilerek 15/11/2019 tarihinde kayıt altına alındığı ve mahkemece söz konusu tarihten itibaren faize hükmedildiği anlaşılmakla davalı tarafın istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
6-Davalı vekilince müterafik kusur nedeni ile indirim yapılması gerektiği belirtilerek istinaf itirazında bulunulmuştur.
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunu’nun 44. maddesinde (6098 sayılı TBK md. 52) düzenlenmiştir. Zarar görenin kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılması da gerekebilir.
Hükme esas alınan maluliyet raporu içeriğine göre, davacı …’ın kaza nedeni ile “sağ patella kırığının (patella kemiği/diz kapağı kemiği) ” oluştuğu bu itibarla davacının motosiklete binerken dizlik, koruyucu ekipman kullanmadığının sabit olduğu, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içdihatları uyarınca koruyucu ekipman kullanılmamasının maluliyetin artmasına sebebiyet vermesi halinde müterafik kusur indiriminin uygulanması gerekliliği belirtildiğinden mahkemece müterafik kusur indirimi uygulanmaksızın hüküm tesisi yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 4. H.D.nin 2021/3109 E. 2021/1596 K.) Hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirtilen toplam tazminat miktarından davacının koruyucu ekipman kullanmayarak maluliyetinin artmasına sebebiyet vermesi nedeni ile % 20 oranında indirim yapılmak suretiyle davacının talep edebileceği tazminat miktarının hesaplanması gerektiği anlaşılmıştır.
Kabule göre de: davacı tarafından dava açılmadan önce arabuluculuğa müracaat edilmiş ve arabuluculuk son tutanağı tanzim edilmiştir. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13, 18/14 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326. maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. Bakanlık bütçesinden ödenen arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden sayılır. Bu nedenle eldeki dava yönünden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davadaki haklılık oranına göre taraflardan tahsili ile hazineye irat kaydına dair karar verilmesi gerekirken bu yönde karar verilmemesi kamu düzeni ile ilgili olduğundan resen incelenerek yerinde görülmemiştir.
Yukarıda izah edilen nedenlerle davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmüş ancak söz konusu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca dosya üzerinde inceleme yapılarak, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak TBK’nun 51. ve 52. maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle, davanın kısmen reddedilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım için yargılama giderleri yönünden taraflar arasında paylaştırmaya gidilemeyeceği de nazara alınarak (Yargıtay 17. H.D.nin 2019/3781 E. 2020/2098 K., Yargıtay 17. H.D.nin 2016/2975 E.2018/11904 K., Yargıtay 17. H.D. Nin 2016/287 E.2018/10887 K.) aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Şanlıurfa Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/06/2021 tarih 2020/274 esas 2021/507 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE;
1-Geçici İş Göremezlikten kaynaklanan 2.231,08 TL’nin ve Sürekli İş Göremezlikten kaynaklanan 36.071,29 TL’nin davalı ….’ndan, …Yönetmeliğinin 14.maddesine göre belirlenen temerrüt tarihi olan 15.11.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte alınarak; davacı ….’a verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Karar tarihi itibari ile alınması gereken 2.616,43 TL nispi karar ilam harcının davacı tarafından yatırılan 44,40 TL maktu karar ilam harcı ve 164,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 208,40 TL ‘den mahsubu ile bakiye 2.408,03‬ TL ‘nin davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 44,40 TL peşin harç, 164,00 TL ıslah harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 989,10 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine hüküm tarihi itibari ile yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 5.745,36 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-TBK’nın 51. ve 52. maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle, davanın kısmen reddedilmesi halinde, takdiri indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti takdir edilemeyeceğinden bu yönde karar verilmesine yer olmadığına,
7-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretine ilişkin yargılama giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
İstinaf Yargılaması Yönünden ;
8-Davalı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan, başvurma harcı dışında istinaf karar harçlarının talep halinde davalı tarafa iadesine,
9-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 121,30- TL başvurma harcı, 5,50 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 126,8 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine;
10-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücreti vekalet takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK.362/1-a maddesi gereği kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip
…………………………………………………………………………………………………………….

………………