Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. GAZİANTEP BAM 17. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1353 – 2023/461
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/1353
KARAR NO : 2023/461
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
BAŞKAN : ……….
ÜYE : ………..
ÜYE : …………
KATİP : …………
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ŞANLIURFA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/04/2021
NUMARASI : 2020/1236 Esas- 2021/331 Karar
DAVACI : ………….
VEKİLİ : Av…………..
DAVALI : ……………..
VEKİLLERİ : Av. ………….
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 28/04/2023
GEREKÇE TARİHİ : 28/04/2023
Şanlıurfa Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/04/2021 tarih ve 2020/1236 esas ve 2021/331 karar sayılı kararı aleyhine davacı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının ….. plakalı aracına, …… tarihinde davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı olan ……. plakalı aracın kusuru ile çarpması neticesinde, davacı aracında hasar meydana geldiğini ve aracının 15 gün süre ile tamirde kaldığını, araçta …… TL hasar kaydı oluştuğunu, sigorta şirketine ön başvuru yaptıklarını ancak zararın karşılanmadığını, arabuluculuk işlemlerinin sonuç vermediğini, fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak suretiyle ….. TL değer kaybı tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Belirsiz dava nevinde açılan davanın hukuki kurallara aykırı olduğunu, dava tarihinden önce davacı tarafa ödeme yapıldığını, davayı kabul etmemekle birlikte davalı şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranında ve poliçe limitleri ile sırlandırıldığını, davacıya ait aracın öncesinde hasar kaydının bulunduğunu, kötü niyetli açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; Davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını, davaya konu taleplerinin ıslah ile genişletilmesi ve artırılmasının mümkün olduğunu, mahkemece talebin genişletilemeyeceği ve artırılamayacağı sebebiyle davanın reddine karar vermesinin hatalı olduğunu, davalı sigorta şirketinin arabuluculukta anlaşmamasına rağmen kötüniyetli olarak ve hiçbir açıklama yapmadan müvekkili asile kısmi ödeme yaptığını, kısmi yapılan ödemenin fazlaya ilişkin hakların talep edilmesine hukuken engel teşkil etmediğini, davalı tarafın ibra edilmemiş veya anlaşma yönünde herhangi bir işlem yapılmamış olduğunu, mahkemece bilirkişi marifeti ile gerçek değer kaybının tespitinin gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava; trafik kazası nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Davacı tarafça, ……….. plakalı aracı ile seyir halindeyken, davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesiyle sigortalı ………… plakalı araç sürücüsünün şerit ihlali yapması neticesinde aracına çarptığını, aracında değer kaybı oluştuğunu belirterek değer kaybına ilişkin maddi tazminat talep edilmiştir.
Mahkemece, davacının dava dilekçesinde ve talep sonucunda açıkça kendisine davadan önce değer kaybı tazminatının hiç ödenmemiş olduğundan bahisle eldeki davanın açıldığının belirtildiği, basit yargılama usulüne göre iddianın genişletilmesi yasağı kapsamında dava dilekçesinin verilmesinden sonra talep sonucunun değiştirilip arttırılamayacağı, dava açılmadan önce davacının talep sonucunun davalı tarafından yerine getirilerek uyuşmazlığın sonlandırıldığı belirtilerek yersiz açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamına göre: davacı tarafça, kaza nedeni ile aracında değer kaybı oluştuğu, değer kaybına ilişkin maddi zararının karşılanmadığı belirtilerek tazminat talep edildiği, Mahkemece yanılgılı değerlendirme ile “davacının talebinin, değer kaybı nedeni ile sigorta şirketince hiç ödeme yapılmadığına ilişkin olduğu, sigorta şirketi tarafından dava tarihinden önce ödeme yapıldığı, davacının artık bakiye ödenmeyen zararını dava dilekçesinde talep etmemesi nedeni ile iddianın genişletilmesi yasağı kapsamında talep edemeyeceği” belirtilerek hüküm tesis edilmiş ise de, davalı sigorta şirketi tarafından davadan önce yapılan ödemenin taraflar arasında bir anlaşmaya ilişkin olarak yapıldığına dair ibraname, belge sunulmadığı gibi, başvuru ve arabulucuk faaliyetleri sonucu tarafların uzlaşamamasına rağmen, sonraki aşamada davacının hesabına sigorta şirketi tarafından tek taraflı olarak yapılan ödemeden davacının haberdar edildiğine ilişkin bir belge de sunulmamıştır.
Zira; yapılan ödeme taraflar arasındaki bir anlaşmaya ilişkin olsa dahi, 2918 sayılı KTK’nın 111. maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre de Yasa’nın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Yasada belirtilen 2 yıllık süre, hak düşürücü süre olup re’sen dikkate alınması gerekir.
Davacı tarafça kaza nedeni ile aracında oluşan değer kaybına ilişkin maddi zararının tahsili talep edildiğinden, sigorta şirketi tarafından davadan önce yapılan, taraflar arasında uzlaşmaya dayanmayan tek taraflı ödemenin zararı karşılayıp karşılamadığı, davacının bakiye zararı bulunup bulunmadığı hususunda mahkemece taraf delilleri toplanıp, davacının talep edebileceği değer kaybı tazminatının kusur durumu ve Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarına uygun olarak aracın özellikleri, modeli, yakıt cinsi, kilometresi, modeli değerlendirilerek aracın kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeri ile kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybı hesaplanarak, sigorta şirketi tarafından dava tarihinden önce yapılan ödeme de dikkate alınarak hüküm tesisi gerekirken yanılgılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenle, bu aşamada sair yönler incelenmeksizin HMK’nın 353/1-a.-6 maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve dairemiz kararına uygun şekilde davanın yeniden görülerek eksikliklerin giderilmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE;
Şanlıurfa Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/04/2021 tarih ve 2020/1236 esas ve 2021/331 karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a,6 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA,
Dosyanın davanın yeniden görülmesi için MAHALLİNE İADESİNE,
2-Davacıdan tahsil edilen istinaf karar harcının istek halinde yatıran tarafa iadesine,
3-İstinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama neticesinde verilecek kararla birlikte değerlendirilmesine,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Katip
e-imza e-imza e-imza e-imza
G.D.