Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1325 E. 2023/481 K. 28.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 17. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1325 – 2023/481
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1325
KARAR NO : 2023/481

TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

BAŞKAN : …………
ÜYE :………….
ÜYE :………..
KATİP : ……….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/05/2021
NUMARASI : 2020/559 Esas- 2021/327 Karar
DAVACI : ……….
VEKİLLERİ : Av. ……..
DAVALI : ………….
VEKİLLERİ : Av. ……….
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 28/04/2023
GEREKÇE TARİHİ : 28/04/2023

Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/05/2021 tarih ve 2020/559 Esas ve 2021/327 Karar sayılı kararı aleyhine davalı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ……. İli ……….. Bulvarı üzerindeki ………. Otomotiv önünden karşıdan karşıya geçmekte iken plakası belirlenemeyen bir aracın çarpması sonucu yaralandığını, kazaya kusurlu hareketiyle sebebiyet veren araç sürücüsünün aynı zamanda kaza yerinde durmayarak kaçtığını, davanın ikamesinden önce ………… başvuru yapıldığını, müvekkilinin geçirdiği trafik kazasından dolayı ……….. TL maddi zararın davalıdan tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın başvuru şartını eksiksiz olarak yerine getirmeksizin iş bu davayı açtığını bu nedenle açılan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, kazanın varlığını ispata yarar herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığını, söz konusu kaza sebebiyle meydana geldiği iddia edilen iş göremezlik ile kaza ile arasındaki illiyet bağının da davacı tarafından ispat edilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla kusur oranının tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesi gerektiğini, tazminat hesaplamasının genel şartlarda belirlenen usul ve esaslara uygun olarak yapılması gerektiğini, gelirin asgari ücret üzerinden hesap edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile …………-TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihi olan ……….. tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili dilekçesinde özetle; davacı tarafın başvuru şartını yerine getirmeden iş bu davayı açtığını bu nedenle davanın usulden reddi gerektiğini, davacı tarafça kazanın varlığının ispatlanamadığını, hesaplamanın TRH 2010 ve 1,8 teknik faize göre yapılması gerektiğini, kazaya karışan araç sürücüsünün ve davacının kusur durumunun Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenecek kusura ilişkin bilirkişi raporu ile tespit edilmesi gerekirken bu hususa uyulmadığını, alınan maluliyet raporunun usule uygun olmayıp hüküm kurmaya elverişli olmadığı ileri sürülerek mahkemece verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava; trafik kazası nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Davacı tarafça, ……….. tarihinde yaya konumundayken sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen aracın çarpması sonucu yaralandığı belirtilerek yaralanmasına ilişkin maddi tazminat talep edilmiştir.
Davalı vekilince, davaya konu talep bakımından davacı tarafından kurumlarına davadan önce usulüne uygun bir başvuruda bulunulmadığı belirtilerek istinaf itirazında bulunulmuş ise de; 2918 sayılı KTK.nın 97.maddesi “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir…” hükmünü amirdir. Davacının söz konusu hüküm kapsamında davalı Güvence Hesabına başvurduğu, madde metninde başvuru sırasında hangi belgelerin sunulacağına ilişkin hüküm bulunmadığı sabit olduğundan davalı vekilinin başvuru şartının yerine getirilmediğine ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
Dava konusu kazanın ………. günü saat ………. sıralarında davacının ………. Mahallesi ………….. Bulvarı üzeri ……… Otomotiv önünden bölünmüş yolu karşıdan karşıya geçmeye çalıştığı sırada ………. Kavşağı istikametine seyir halinde olan plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın çarpması neticesinde meydan geldiği, kazanın oluşumunda davacı yaya ………. KTK md. 68/b maddesi ile KTY md. 138/b maddesini ihlal ettiği, faili meçhul sürücünün KTK md. 52/1-b maddesi kuralını ihlal ettiği, bu değerlendirmeler ışığında davaya konu kazanın gerçekleşmesinde %75 oranında davacı yayanın, %25 oranında plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün kusuru ile gerçekleştiğinin mahkemece kabul edildiği, mahkemece alınan kusur raporunda kusur oranlarının belirtilmemesi nedeniyle mahkemece itirazları karşılar şekilde tekrar kusur raporu alınmamasına ilişkin davalı tarafça istinaf itirazında bulunulmuş ise de, davalı tarafça olayın oluşuna ilişkin farklı bir iddia ve anlatım bulunmaması göz önüne alındığında kaza anında trafik sigortası bulunmayan dava dışı araç sürücüsünün kazanın gerçekleşmesinde tali oranda (%25) kusurlu olduğu kabulünün yerinde olması nedeniyle bu hususa ilişkin davalı itirazı yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilince plakası tespit edilemeyen aracın varlığının somut delillerle ispatlanması gerektiği belirtilerek istinaf itirazında bulunulmuştur. …………. Yönetmeliği’nin 9. maddesinde hesaba başvurulabilecek haller düzenlenmiş olup, düzenlemenin mefhumu muhalifinden bu haller dışında hesaba başvurulamayacağı anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamı, soruşturma aşamasında davacının beyanları ve yer göstermesi, tedavi evrakları, düzenlenen raporlar ve davacıdaki yaralanmanın niteliği nazara alındığında somut uyuşmazlık bakımından Güvence Hesabı Yönetmeliğinin 9. maddesi uyarınca davalı Güvence hesabına husumet yöneltilebileceği kanaatine varıldığından davalı vekilinin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilince tazminat hesaplanmasında TRH 2010 yaşam tablosunun kullanılması halinde uygulanacak teknik faizin 1,8 olması gerektiği belirtilerek istinaf itirazında bulunumuş ise de: hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda TRH 2010 yaşam tablosu ve % 1,8 teknik faiz uygulanmak suretiyle davacının zararlarının hesaplandığı görülmüştür.
……….. Hukuk Dairesinin ………. tarih ………. Esas ……….. Karar sayılı ilamında tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağı belirtilmiştir. Hesaplamada TRH 2010 yaşam tablosunun kullanılması ……… Hukuk dairesinin güncel içdihatlarına da uygun olmakla yerinde görülmüştür. Her ne kadar …………. Hukuk Dairesinin güncel içtihatlarında hesaplamada TRH 2010 tablosu ve progresif rant yöntemi uygulanması gerektiği belirtilmekte ise de davalı tarafın istinaf itirazları ve istinaf edenin sıfatına göre aleyhe kaldırma yapılamayacağından (Yargıtay 4. H.D.nin 2021/3030 E. 2021/2658 K.) davalı vekilinin bu hususa ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Davalı tarafın maluliyet raporuna ilişkin istinaf itirazlarının değerlendirilmesinde:
Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/2620 E. 2021/2238 K., Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 2021/2621 E. 2021/2234 K.,)
Dosya içerisinde mevcut ……….. tarihli bilirkişi raporunda; davacının yaralanmasının kaza tarihinde yürürlükte olmayan ………. tarih ve ……….. Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte kazanma Gücü Kaybı Oranı tespit işlemleri yönetmeliği hükümleri uyarınca kişinin kalıcı maluliyetinin %3,3 oranında olduğu, geçici iş göremezlik süresinin ise 2 aya kadar uzayabileceği, iyileşme süresi içinde 2 hafta bakıcı ihtiyacı olduğunun belirtildiği görülmüştür.
Kazanın ………. tarihinde meydana geldiği dikkate alındığında, kaza tarihinde yürürlükte olan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği esas alınarak rapor düzenlenmesi gerekirken Çalışma Gücü ve Meslekte kazanma Gücü Kaybı Oranı tespit işlemleri Yönetmeliğine göre düzenlenen rapor uyarınca karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
Bu nedenle; Mahkemece, davacıda oluşan maluliyet oranının tespitine yönelik olarak belirtilen yönetmeliğe uygun olarak maluliyet raporu alınarak, sonucuna göre maluliyet oranında değişiklik olması halinde maluliyet raporları arasında oluşacak çelişki de giderilerek ve duruma göre gerekirse kazanılmış haklar gözetilerek aktüer bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken bu husus gözetilmeksizin hüküm kurulması yerinde görülmemiş ve davalının bu hususa ilişkin istinaf itirazı haklı görülmüştür. (Yargıtay 4. H.D.nin 2021/13451 E. 2022/9539 K.)
Bu aşamada sair yönler incelenmeksizin HMK’nın 353/1-a.4-6 maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve dairemiz kararına uygun şekilde tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak davanın yeniden görülerek eksikliklerin giderilmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/05/2021 tarih ve 2020/559 Esas ve 2021/327 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a,6 maddeleri gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE,
3-Davalı yandan tahsil edilen istinaf karar harcının istek halinde iadesine,
4-İstinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda değerlendirilmesine,
5-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak oybirliğiyle karar verildi. 28/04/2023

Başkan Üye Üye Katip

e~imzalıdır. e~imzalıdır. e~imzalıdır. e~imzalıdır.

M.T.