Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1319 E. 2023/473 K. 28.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 17. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1319 – 2023/473
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1319
KARAR NO : 2023/473

TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

BAŞKAN : …………
ÜYE :………
ÜYE : ………..
KATİP : ………..
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/06/2021
NUMARASI : 2019/608 Esas- 2021/420 Karar
DAVACI : ………….
VEKİLİ : Av. …………..
DAVALI : ………..
VEKİLİ : Av. ……….
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 28/04/2023
GEREKÇE TARİHİ : 28/04/2023

Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/06/2021 tarih ve 2019/608 Esas ve 2021/420 Karar sayılı kararı aleyhine davacı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: …… tarihinde davalı …… Sigorta A.Ş nezdinde sigortalanan sürücü …… kontrolündeki …… plakalı araç ile ……. ve …… plakalı araçların çarpışması sonucu trafik kazasının meydana geldiğini, davacı küçük ……. anne ve babasının hayatını kaybettiğini, Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından davacıya …… vasi olarak atandığını, başka dosya üzerinden alınan kusur raporuna göre sürücü müteveffa ……..’nın ve plakası bilinmeyen araç sürücüsünün yarı yarıya kusurlu olduğunu, araç arkasında yolcu konumunda bulunan davacının herhangi bir kusurunun bulunmadığını, olayla ilgili soruşturma yürütüldüğünü, davacının maluliyetinin %…… olduğunu, şirketlere yapılan başvuruların ve arabuluculuğun olumlu sonuçlanmadığını, tüm bu nedenlerle şimdilik ……’ar TL geçici kalıcı iş göremezlik ve bakıcı giderine yönelik tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte kusurları oranında davalılardan alınarak müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …… A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini dilemiştir.
Davalı …… vekili cevap dilekçesinde özetle: Usulüne uygun başvurunun bulunmadığını, kusurun ve kazanın varlığının ispat yükümlülüğün davacıda olduğunu, kusur ve maluliyet raporunun ATK tarafından hazırlanması gerektiğini, TRH 2010 yaşam tablosuna göre asgari ücret üzerinden hesabın yapılması gerektiğini, SGK ödemelerinin hesapta tenzil edilmesi gerektiğini, hatır taşıması ve müterafik kusur indiriminin yapılması gerektiğini, geçici iş göremezliğin ve bakıcı giderinin teminat dışında olduğunu, faizin başvuru tarihinden 8 iş günü sonrasından itibaren başlatılması gerektiğini, ceza dosyasında uzlaşma varsa dikkate alınması gerektiğini beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; Davanın davalı …… A.Ş. yönünden feragat nedeniyle reddine, Davanın …… yönüyle kısmen kabulü ile, …… TL kalıcı iş göremezliğe yönelik maddi tazminatın …… tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ……’ndan alınarak davacıya verilmesine, …… TL bakıcı giderine yönelik maddi tazminatın ….. tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …….’ndan alınarak davacıya verilmesine, Geçici iş göremezliğe yönelik maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuran davalı …… vekili dilekçesinde özetle; davacının başvuru şartını yerine getirmeden iş bu davayı açtığını, davaya konu kazaya sürücüsünün ve plakası tespit edilemeyen aracın karıştığı iddiasının davacı tarafça ispat edilemediğini, bilirkişi raporunda plakası belirsiz araç için atfedilen kusur tespitini kabul etmediklerini, maluliyet oranın tespitinin adli tıp kurumu 3. Adli Tıp Kurulu tarafından düzenlenmesine yönelik taleplerinin yerel mahkemece değerlendirilmediğini, tazminat hesaplamasının davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan genel şartlarda belirlenen usul ve esaslara uygun olarak yapılması gerekirken yasal düzenlemeler dışına çıkılarak hesaplama yapılmış olmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müterafik kusur indirimi yapılması gerekirken yerel mahkemece herhangi bir indirim uygulanmadığını, müvekkili kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, bu nedenlerle mahkemece verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava; trafik kazası nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Davacı tarafça, plakası tespit edilmeyen meçhul sürücünün iki yönlü iki şeritli karayolunda seyir halinde iken önündeki taşıtı geçmek için uygun emniyetli şartların oluşmasını beklemeden kısmen karşı şeride girip karşı yönden gelen sürücü …… kontrolündeki …… plakalı araç ile …… ve …… plakalı araçların çarpışmasına neden olarak oluşan kaza neticesinde …… plakalı araç içinde yolcu olan davacının yaralandığı belirtilerek davalılardan kusurları oranında maddi tazminat talep edilmiştir.
1-2918 sayılı KTK.nın 97. maddesi “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir…” hükmünü amirdir. Davacı vekilinin söz konusu hüküm kapsamında davalı sigorta şirketine başvuruda bulunduğu, madde metninde başvuru sırasında hangi belgelerin sunulacağına ilişkin hüküm bulunmadığı sabit olduğundan davalı vekilinin başvuru şartının yerine getirilmediğine ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
2-Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekir. Bu belirleme ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarca, kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası ise Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca yapılması gerekmektedir. Davacının maluliyetinin tespiti için düzenlenen 07/12/2020 tarihli maluliyet raporunun kaza tarihi olan 22/05/2016 tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlendiği anlaşılmakla davalı tarafın bu hususa ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
3- Mahkeme gerekçeli kararında olayın oluş şeklini ve tarafların kusur durumunu resen değerlendirmiş ve karar içeriğinde; plakası tespit edilmeyen meçhul sürücünün iki yönlü iki şeritli karayolunda seyir halinde iken önündeki taşıtı geçmek için uygun emniyetli şartların oluşmasını beklemeden kısmen karşı şeride girip karşı yönden sürücü Hamza Ayğan ve yolcuları ile trafik can ve mal güvenliğini tehlikeye düşürecek tarzda üzerine kontrolsüz yöneldiğinden seyir emniyetini bozarak karşı şeride yönelmesine zemin hazırladığından olayda KTK 47/d 53/a 67 84/g 145/e madde kurallarına aykırı davrandığından dikkatsiz, özensiz ve nizamlara aykırı davranışı ile kazanın oluşumunda kusurlu olduğunu, davacının içinde yolcu olarak bulunduğu araç sürücüsünün yasal alkol sınırı üzerinde seyir halinde iken karşı istikametten kontrolsüz ve ani bir şekilde üzerine doğru yönelerek gelen kimliği belirsiz sürücünün yönetimindeki taşıtı gördüğünde etkili fren tedbiri ile yolun sağ kesimine yönelmek yerine karşı şeride girecek şekilde manevra tedbiri uygulandığından olayda KTK 47/c,d 48 56/a 67 ve 84/g maddeleri aykırı davranarak kusurlu hareket ettiğini ve kusurun iki sürücü arasında yarı yarıya olarak paylaşılması gerektiğini belirtmiştir.
Mahkeme kararı denetime imkan verecek şekilde gerekçeli olmak zorundadır. Kaza sonrası soruşturma aşamasında alınan ifadelerin farklılık göstermesine rağmen mahkemece kazaya plakası tespit edilemeyen aracın karıştığı ve neden olduğu kabul edilerek resen kusur dağılımı yapılmış ise de; plakası tespit edilemeyen aracın varlığına nasıl kanaat getirildiğine ilişkin gerekçede bir açıklama yapılmamıştır. Bu nedenle mahkemece ceza dosyası ve …….. Asliye Ticaret Mahkemesinin …… esas sayılı dosyası da getirtilerek, ceza dosyasında olayın oluş şekline ilişkin kesinleşmiş bir maddi vakıa var ise o esas alınarak, ceza dosyası kesinleşmemiş ise oradaki deliller, ceza dosyasında alınan ifadeler ve …….. Asliye Ticaret Mahkemesi kapsamında alınan raporlarda gözetilerek Karayolları Fen Heyetinden varsa çelişkiyi giderecek şekilde kusur raporu alınarak ve davacı tarafın dava dilekçesinde açıkça talebini davalılardan müteselsil olarak değil kusurları oranında talep ettiği gözetilerek karar verilmesi gerekirken buna uyulmaması yerinde görülmemiştir.
4-Davanın ……. vasi olarak atanan …… tarafından açılmasına rağmen mahkemece gerekçeli karar başlığında; davacı olarak …… gösterilmesi, küçüğün isminin ve davanın vasisi tarafından açıldığının belirtilmemesinin 6100 sayılı HMK’nın 297-(1)-b) maddesine aykırı olduğu görülmüştür.
Davacı küçük …….. D.lu olup 18 yaşını doldurduğu anlaşıldığından davacı vekiline davacı tarafça asaleten verilen vekaletname olup olmadığının araştırılarak mevcut ise dosya içerisine alınması, şayet mevcut değil ise müteakip işlemlerin davacı asil huzuruyla yapılması gerekirken davacı vasisi tarafından verilen vekaletname uyarınca işlem yapılması yerinde görülmemiştir.
Bu aşamada sair yönler incelenmeksizin HMK’nın 353/1-a.4-6 maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve dairemiz kararına uygun şekilde tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak davanın yeniden görülerek eksikliklerin giderilmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/06/2021 tarih ve 2019/608 esas ve 2021/420 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince Dairemizce yeniden hüküm kurulması yoluna gidilmek suretiyle: Mahkeme ilamında belirtilen kesinleşen hususlar infazda tereddüt hasıl olmaması açısından tekrar belirtilmek suretiyle YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA;
4-Davanın kısmen kabulü ile;
-Kalıcı iş göremezlik yönünden davanın kabulü ile,
-Bakiye avansın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden ;
5-Davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan, başvurma harcı dışında istinaf karar harçlarının talep halinde davacıya iadesine,
6-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam ……… -TL istinaf giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücreti vekalet takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olarak oybirliği ile karar verildi.28/04/2023

Başkan Üye Üye Katip

e~imzalıdır. e~imzalıdır. e~imzalıdır. e~imzalıdır.
M.T.