Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1293 E. 2023/398 K. 24.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 17. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1293
KARAR NO : 2023/398

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … ( …)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/05/2021
NUMARASI : 2019/771 Esas- 2021/266 Karar
DAVACI : … -T.C. NO: …-
VEKİLLERİ : Av. …-
: Av. …-
: Av. …-
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …-
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 24/04/2023
GEREKÇE TARİHİ : 08/05/2023

Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/05/2021 tarih, 2019/771 Esas ve 2021/266 Karar sayılı kararı aleyhine davalı şirket vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; ….. tarihinde davalı … tarafından sigortalanan ……. plakalı araç sürücüsü ……. direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde devrilmesi sonucu araçta yolcu olarak bulunan müvekkili …’in yaralandığını, müvekkilinin ……. …… hastanesinde ve ……. Hastanesinde tedavi gördüğünü, kaza neticesinde her iki davacını da vücudunun çeşitli yerlerinden sakatlandığını, müvekkilinin kazadan beri tedavi gördüğünü ve vücut fonksiyonu kaybına uğradığını, davalı şirkete tazminat ödemesi için başvuru yapıldığını ancak bugüne kadar davalı şirket tarafından uzlaşma sağlanamadığını belirterek, davacının uğradığı gerçek zararın tespiti ile davacı için davalıdan sürekli maluliyet için …… TL ve daha sonra yargılama aşamasında tespit edilecek gerçek zararın davalılara başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiş davacı vekili …… tarihli dilekçesiyle dava değerini ……. TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde dava öncesi müvekkili şirkete başvuru şartı yerine getirilmediği, bu suretle müvekkili şirketin temerrüde düşmesi söz konusu olmayacağı gibi, henüz miktarı ve niteliği belirlenmemiş bir alacağa dair talep hakkının borcu muaccel hale getirmesi de imkansız olduğunu, dava dilekçesinde bahsi geçen ……. plakalı araç, müvekkili şirkete, ……. tarihleri arasında …….. numaralı KTK Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigorta olduğunu, poliçe kapsamında davacıya ……. tarihinde …… TL ödeme yapılarak zararı karşılanmış olduğundan huzurdaki davayı açmasında hukuki yararı söz konusu olmadığını, ödemeye ilişkin dekontu cevap dilekçesinde sunduğunu, bu noktada mahkemede görülmekte olan davada dava konusu kazada müvekkil şirkete sigortalı aracın kusur oranının tespiti için dosyanın varsa savcılık/ceza dosyası evraklarının da temini ile Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine gönderilerek kusur raporu alınması gerektiğini belirterek müvekkili şirket aleyhine açılan haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İlk derece mahkemesince; davanın kabulüne ……. TL’nin …… tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davalı şirket vekili tarafından süresi içerisinde sunulan istinaf dilekçesinde; usulüne uygun başvuru şartının yerine getirilmediğini, maluliyetin hatalı hesaplandığını, araca fazla kişi binerek istihap haddi aşılarak ve bu durumu bilerek araçta yolculuk yaptığı bu durumun müterafik kusuru oluşturduğunu belirtilerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

HMK 355 maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde;
Dava trafik kazasından kaynaklı cismani zarar nedeniyle maddi tazminat talebine ilişkindir.
2918 sayılı KTK.nın 97.maddesi “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir…” hükmünü amirdir. Mahkeme tarafından delillerin değerlendirilmesinde ve takdirinde bir isabetsizlik olmamasına göre özellikle davacının söz konusu hüküm kapsamında davalı kuruma başvurduğu ve davalı tarafından ödeme yapıldığı, kaldı ki madde metninde başvuru sırasında hangi belgelerin sunulacağına ilişkin hüküm de bulunmadığı sabit olduğundan davalı vekilinin faiz başlangıcının başvurudan 15 gün sonrasında başlatılması kararının hatalı olduğuna ve gerekli belgelerle başvurulmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğine ilişkin istinaf itirazları kabul edilmemiştir.
Dosyanın incelenmesinde …… Üniversitesi Adli Tıp Ana bilim dalında görevli heyet tarafından olay tarihinde yürürlükte olan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik” hükümleri doğrultusunda raporda özür durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybı oranının %24 olduğu, tıbbi iyileşme sürecinin 6 ay olduğu, iyileşme dönemi içerisinde 1 ay bakıcı ihtiyacı olduğu, devamlı suretle başkasının yardım ve bakımına muhtaç olmadığı, anlaşıldığı için aksi yöndeki istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Dosyanın incelemesinde kaza tespit tutanağına ve dosyadan alınan kusur raporuna göre kazanın araç sürücüsünün, aracın hızını yol durumuna göre ayarlamaması nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybederek yoldan çıkması ve aracın takla atması şeklinde meydana gelmiştir. Kaza yapan aracın doblo araç olduğu kazanın araçtan kaynaklanmadığı ve yolcu konumunda bulunan davacının kusurunun bulunmadığının tespit edilmiştir. Ayrıca kaza yapan aracın fiat doblo araç olduğu ve 7 kişiye kadar taşıma kapasitesi de olduğu anlaşıldığından istiap haddinin aşıldığı ve davacı bu durumu bilerek yolculuk yaptığı şeklindeki müterafik kusur iddiasının yerinde olmadığından aksi yöndeki istinaf yerinde görülmemiştir.
Bu itibarla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı taraftan alınması gereken ……. TL istinaf karar ve ilam harcına peşin yatırılan ……. TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile eksik kalan …….. TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irad kaydına,
3-İstinaf masrafının davalı üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Gider avansından harcanmayan kısmın talep halinde ilgilisine iadesine,
6-Kararın kesin olması nedeniyle tebligatların ve harç tahsil/iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olarak oybirliği ile karar verildi. 24/04/2023

Başkan Üye Üye Katip
… … … …
e~imzalıdır. e~imzalıdır. e~imzalıdır. e~imzalıdır.

M.K.