Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1173 E. 2021/2035 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1173
KARAR NO : 2021/2035

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ŞANLIURFA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/04/2021
NUMARASI : 2021/208 Esas- 2021/387 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı)
KARAR TARİHİ : 22/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/12/2021

Şanlıurfa Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/04/2021 tarih ve 2021/208 esas ve 2021/387 karar sayılı kararı aleyhine davalı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin maliki olduğu, …. plakalı aracın 15/10/2019 -15/10/2020 tarihleri arasında geçerli olmak üzere …poliçe numaralı dar kapsamlı kasko sigortası kapsamında davalı tarafça sigortalandığını, müvekkilinin aracı 07/01/2020 tarihide kaza yaptığını, meydana gelen kaza davalı … şirketine bildirmiş … numaralı hasar dosyasında hazırlanan uzman incelemesi raporunda araçta hasar gören malzeme tutarı 71.506,32 TL işçilik ücreti ise 3.300,00 TL hesaplanmış olduğunu, ancak malzeme tutarına 14.663,12 TL işçilik ücretine ise 495,00 TL ıskonto uygulanarak araç kasko güvencesi kapsamı dışına çıkarıldığını belirterek dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL araç bedelinin 07/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte, 1.000,00 TL ticari kazanç kaybı bedelinin 07/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Anonim Türk Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle;
Davacı … adına kayıtlı olan … plakalı, … …. 2015 model otomobilin, müvekkili şirkete …. nolu poliçe ile 15.10.2019 – 15.10.2020 vadeli … Kasko Sigorta Poliçesiyle (….) sigortalı olduğunu, bahse konu aracın 07.01.2020 tarihinde, dava dışı ….sevk ve idaresinde, Pozantı – Ankara yolunda seyir halinde iken sürücünün direksiyon hâkimiyetini kaybetmesi üzerine trafik kazası meydana geldiğini,kaza sonrası davacının kazayı müvekkili şirkete bildirmesi üzerine, … numaralı hasar dosyası açıldığını ve araç üzerinde uzman incelemesi incelemesi yaptırıldığını, yapılan incelemeler sonucunda, aracın piyasa değerinin 115.000,00 TL olduğunu, araçta meydana gelen hasarın ise, davacının iddialarının aksine herhangi bir indirim uygulanmaksızın, KDV hariç 59.648,20 TL olduğu tespit edildiğini, davaya konu olayda, aracın KDV hariç onarım masraflarının aracın rizikonun gerçekleştiği tarihteki piyasa değerinin %60’ının altında kaldığı tespit olmakla davacının talepleri reddedildiğini ….. nolu poliçede, davacı yanın kazanç kaybına dair herhangi bir ek teminatın bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı tarafın faiz talebi ve faiz türüne de itiraz ettiklerini,
Beyanla davacı vekilinin istinaf talebinin reddini istemiştir.

İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince görev dava şartı noksanlığından DAVANIN USUL YÖNÜNDEN REDDİNE,HMK’nın 20. Maddesi uyarınca MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE, görevli Mahkemenin TÜKETİCİ MAHKEMESİ OLDUĞUNA, HMK’nun 20. Maddesindeki yasal şartlar yerine getirildiğinde dosyanın görevli Şanlıurfa Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, karar verilmiştir.

İstinaf kanun yoluna başvuran davacı … vekili dilekçesinde özetle;
Şanlıurfa Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından, sözleşmenin konusu olan aracın hususi otomobil olduğunu ve davacının tacir olmadığı gerekçesiyle görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğuna karar verildiğini, somut olayda, Kasko sigorta poliçesinden de anlaşılacağı üzere, aracın kullanım şeklinin kiralık oto olarak belirtilmiş olup kiralamanın, sigorta poliçesi kapsamına alındığını,sigorta sözleşmesinin konusu olan aracın, müvekkili tarafından kazanç elde etmek amacıyla 3. kişilere kiralandığını, müvekkilinin mesleki ve ticari amaçlarla hareket ettiği sabit olduğundan dolayı müvekkilinin tüketici sıfatını kazanamayacağını,işin esasının incelenerek karar verilmesi gerekirken, görev ile ilgili dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmadığını,
Beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince, istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Dava, kasko poliçesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin olup; davalı, davacıya ait aracın kasko sigorta şirketidir.
Bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca TTK’da düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nın 4. maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır.
Somut olayda, davacının maliki olduğu, …plakalı aracın 15/10/2019 -15/10/2020 tarihleri arasında geçerli olmak üzere …. poliçe numaralı dar kapsamlı kasko sigortası kapsamında davalı tarafça sigortalandığı, aracın 07/01/2020 tarihide kaza yaptığı anlaşılmıştır. Taraflar arasında düzenlenen kasko sigortası sözleşmesinde tüketici konumundadır.Taraflar arasında akdi bir ilişki olup davalının sorumluluğunun kaynağı davacının davalı … ile yapmış olduğu kasko sözleşmesidir. Davacı tüketici olarak imzalamış olduğu sözleşmeye dayanarak davalı tarafından ödenmeyen zararın tazmini talep etmektedir.

28/11/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un 2. maddesinde Kanun’un kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır. Yine 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenmiş olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanun’un görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.

İstinafa konu dava bakımından; taraflar arasında akdi bir ilişki olup davacının tacir olduğuna ve aracı ticari işletmesinde kullandığı yönünde dosyada delil bulunmadığı, dava konusu alacağın 6502 sayılı Kanunun 3/1 maddesi kapsamında kalan tüketici işlemlerinden kaynaklandığı ve dava da Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Görev, kamu düzenine ilişkin olup, HMK’nın 114. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendine göre, görev dava şartıdır. Aynı Kanunun 115/1. maddesi gereği mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Yargılamanın her aşamasında dava şartlarını re’sen dikkate alınmalıdır. Ayrıca, kasko sigorta poliçesinde aracın kullanım şeklinin kiralık oto olarak belirtilmiş olması da davanın tüketici mahkemesinde görülmesine engel değildir. ( benzer nitelikte, YARGITAY17. Hukuk Dairesi ESAS NO : 2016/8607 KARAR NO : 2017/2891 / ESAS NO : 2016/3144 KARAR NO: 2016/2811)

Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı şirket ile davacı arasındaki ilişki 6502 sayılı Kanunun 3/1 maddesi kapsamında kalan tüketici işlemlerinden kaynaklanmakta olup bu nedenlerle sonuç olarak davacının istinaf sebepleri yerinde olmadığından ilk derece mahkemesinin verdiği görevsizlik kararının usul ve yasa yönünden hukuka uygun bulunması nedeniyle 6100 sayılı HMK. 353/1-b,1 maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca esastan reddine,
2-Alınması gereken 187,86 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL ıslah harcın mahsubu ile bakiye 128,56 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Gider avansından harcanmayan kısmın talep halinde ilgilisine iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olarak oybirliği ile karar verildi. 22/12/2021

Başkan Üye Üye Katip