Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/103 E. 2022/2140 K. 22.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/103
KARAR NO : 2022/2140

TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/10/2020
NUMARASI : 2019/302 Esas- 2020/611 Karar
DAVACI :

VEKİLLERİ :

DAVALI :

VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 22/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/11/2022

Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/10/2020 tarih ve 2019/302 Esas ve 2020/611 Karar sayılı kararı aleyhine davalı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 08/03/2009 tarihinde davalı … şirketi nezdinde ZMMS poliçe ile sigortalı olan, dava dışı ……’nın sevk ve idaresindeki …. plaka sayılı aracın müvekkiline çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin ağır yaralandığını, davalı tarafın %15 maluliyet oranı üzerinden 83.103,00 TL ödeme yapmış olduğunu fakat yapılan ödemenin zararı karşılamadığını belirterek, 43.000,00 TL maluliyet, 1.000,00 TL bakıcı gideri, 1.000,00 TL geçici iş göremezlik tazminatının, temerrüt tarihinden işletilecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmişlerdir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinin dava dilekçesinde belirttiği 08/03/2009 tarihinde yaralamalı trafik kazasına karıştığını belirttiği …. plakalı aracın ZMMS poliçesi ile sigortalandığını, davacı yanın taleplerinin zaman aşımına uğramış olduğunu, davacıya 83.103,00 TL ödeme yapılmış olduğunu, müvekkili şirketin sigortalısının kusur oranında sorumluluğunun bulunduğunu, ilgili yerlerden gerekli raporlar alınması gerektiğini belirterek açılan davanın reddini talep etmiştir.

Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kabulü ile 56.672,00 TL kalıcı maluliyet 1.000,00 TL geçici iş göremezlik, 666,00 TL bakıcı tazminatı olmak üzere toplam 58.338,00 TL tazminatın temerrüt tarihi olan 10/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

İstinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava konusu talebinin zaman aşımına uğradığını, sigorta şirketinin sigortalısının kusuru oranında tazminat ödemesiyle yükümlü olduğunu, davacının sürekli sakatlık durumunun ATK’dan alınacak rapor ile ispatlanması gerektiğini, davacının dava konusu kaza nedeniyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerektiğini, müvekkili şirketin sigorta bedelini ödeme yükümlülüğünün dava tarihinde muaccel hale geldiğini, müterafik kusur nedeniyle tazminatta indirim yapılması gerektiğini belirterek mahkemece verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

Dava, trafik kazası nedeniyle maddi tazminat talebine ilişkindir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince, istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Davacı tarafından, kaza tarihi olan 08/03/2009 tarihinde davalı … şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı …. plakalı aracın direksiyon hakimiyetini kaybederek orta refüj taşlarına çarpması neticesi aracın devrildiği ve araç içerisinde yolcu olan davacının yaralandığı belirtilerek maddi tazminat talep edilmiştir.
Kaza tarihi 08/03/2009 olup, davacı tarafça 22/04/2019 tarihinde dava açılmıştır. Davalı tarafça davanın zaman aşımı nedeni ile reddi gerektiği belirtilerek istinaf itirazında bulunulmuştur.

Zaman aşımı hukuki mahiyeti itibariyle bir defidir. Yani borcu yerine getirmekten kaçınma salahiyetidir. Bu salahiyet borcun kendisini ortadan kaldırmamakla birlikte borca bağlı dava hakkını ortadan kaldırır. Ancak davada ileri sürülüş biçimi esasa cevap süresi içinde verilen cevap dilekçesi ile olmalıdır.
Dava dilekçesinin davalıya 14/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilince iki haftalık yasal süre bittikten sonra 16/10/2019 tarihli cevap dilekçesi ile zaman aşımı definde bulunulduğu, davacı vekilince yazılı beyanlarında süresi içerisinde olmayan beyanları ve zaman aşımı defiini kabul etmediklerinin belirtildiği anlaşılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta davalı tarafça süresi içerisinde zaman aşımı definde bulunulmamış olup, davanın niteliğinin belirsiz alacak davası olması, bu tür davalarda süresinde zamanaşımı def’in de bulunulmaması halinde arttırılan bedel için sonradan zamanaşımı def’inde bulunulamayacağından davalı tarafın zaman aşımına ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.(Yargıtay 17. H.D.nin 2020/208 E. 2021/713 K., Yargıtay 17. H.D. Nin 2021/2994 E. 2021/1553 K., Yargıtay 17. H.D.nin 2019/4277 E.2021/314 K.)

Davalı vekilince müterafik kusur nedeni ile indirim yapılması gerektiği belirtilerek istinaf itirazında bulunulmuştur.
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunu’nun 44. maddesinde (6098 sayılı TBK md. 52) düzenlenmiştir. Zarar görenin kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılması da gerekebilir.

Dosya kapsamındaki ifadelerden, davacı ile yolcu olarak bindiği araç sürücüsü …..’nın aynı yaşlarda ve arkadaş oldukları anlaşılmaktadır. Hayatın olağan akışına göre, davacının arkadaşı olan sürücünün gerekli ehliyetnameye sahip olup olmadığını bilme ihtimalinin yüksek olduğu ve davacının ehliyetsiz sürücünün aracına binmekle müterafik kusurlu olduğu dikkate alınarak, TBK’nın 52. maddesi uyarınca maddi tazminattan makul oranda hakkaniyete uygun indirim yapılması gerekirken, bu hususta karar verilmemesi doğru görülmemiştir.

Hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirtilen toplam tazminat miktarından davacının ehliyetsiz sürücünün aracına binmesinin maluliyetinin artmasına sebebiyet vermesi nedeni ile % 20 oranında indirim yapılmak suretiyle davacının talep edebileceği tazminat miktarının hesaplanması gerektiği anlaşılmıştır.

Davalı vekilince ticari faize hükmedilmesinin hatalı olduğu belirtilerek istinaf itirazında bulunulmuştur. Zarara neden olan sigortalı ….. plakalı aracın ….marka araç olduğu poliçede kullanım amacının otomobil olarak belirtildiği görülmekle sigortalı araç ticari araç değildir. O halde; temerrüt faizi olarak yasal faize hükmedilmesi gerekirken ticari faize hükmedilmesi yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 17. H.D.nin 2019/3013 E. 2020/2492 K.Yargıtay 17. H.D.nin 2016/14119 E.2019/5754 K.)

Yukarıda izah edilen nedenlerle davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmüş ancak söz konusu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca dosya üzerinde inceleme yapılarak, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak TBK’nun 51. ve 52. maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimleri nedeniyle, davanın kısmen reddedilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım için yargılama giderleri yönünden taraflar arasında paylaştırmaya gidilemeyeceği de nazara alınarak (Yargıtay 17. H.D.nin 2019/3781 E. 2020/2098 K., Yargıtay 17. H.D.nin 2016/2975 E.2018/11904 K., Yargıtay 17. H.D. Nin 2016/287 E.2018/10887 K.) aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,
2-Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/10/2020 tarih ve 2019/302 Esas ve 2020/611 Karar sayılı Kararının KALDIRILMASINA,
3-6100 sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında kararla;
4- Davacının maddi tazminat talebinin Kısmen kabul kısmen reddi ile;
45.337,60-TL kalıcı maluliyet 800,00TL geçici iş göremezlik 532,80-TL bakıcı tazminatı olmak üzere toplam 46.670,40-TL’nin temerrüt tarihi olan 10/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
5-Alınması gereken 3.188,05 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 153,70 TL harcın mahsubu ile bakiye3.034,35 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Davacının yaptığı ve karşıladığı harç dahil toplam 1.370,81 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Arabuluculuk gideri olan 1.320,00 TL’ nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
8-Davalının yaptığı herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre 9.200,00 TL ücreti vekaletin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
10-TBK’nın 51. ve 52. maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle, davanın kısmen reddedilmesi halinde, takdiri indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti takdir edilemeyeceğinden bu yönde karar verilmesine yer olmadığına,
11-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan meblağın HMK 333. maddesi, HMK yönetmeliğinin 47. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi uyarınca yatıran tarafa iadesine,

İstinaf Harç ve Giderleri
1-Davalı taraftan alınan peşin istinaf karar ve ilam harcının talep halinde iadesine,
2-Davalı tarafından karşılanan 148,60 TL istinaf başvuru harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Gider avansından harcanmayan kısmın talep halinde ilgilisine iadesine,
4-Karar kesin olduğundan tebligatların ve harç tahsil/iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından vekalet ücretine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olarak oybirliği ile karar verildi. 22/11/2022

Başkan Üye Üye Katip