Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/101 E. 2022/2148 K. 22.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/101
KARAR NO : 2022/2148

TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/10/2020
NUMARASI : 2019/250 Esas- 2020/615 Karar
DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
İLİŞKİLİ KİŞİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 22/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/11/2022

Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/10/2020 tarih ve 2019/250 Esas ve 2020/615 Karar sayılı kararı aleyhine davacı-lı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ……nün idaresindeki …. plakalı aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu gerçekleşen kazada müvekkillerinin murisi …’ın vefat ettiğini, kazada ….’nün araca 27 kişi bindirmesinin ve aracı hızlı kullanmasının tam ve asli kusurlu olduğunu gösterdiğini, müvekkillerinin eşi/annesi olan müteveffanın ölümü nedeniyle müvekkillerinin desteğinden yoksun kaldıklarını, yoksun kaldıklarını zararın giderilmesi için davalı şirkete başvuruda bulunduklarını ancak başvurularına olumlu bir yanıt alamadıklarını belirterek müvekkili …. için 10.000,00 TL, …..ve …t için ise 5.000,00 ‘er TL olmak üzere toplam 25.000,00 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu kazaya ilişkin ceza soruşturma ve kovuşturma dosyalarının celbi ile davacı yan ile uzlaşma yapılmış olması halinde davanın reddi gerektiğini, tarafların kusur oranlarının ATK tarafından belirlenmesi gerektiğini, davaya konu taşımanın hatır taşıması olup olmadığının tespitini, aktüer hesabının SGK tarafından bağlanan gelir de gözönünde bulundurularak indirim yapılmak sureti ile yapılmasını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulü ile davacı … için 203.162,21-TL, davacı … için 10.447,82-TL, davacı … için 14.340,40-TL, davacı … için 40.673,14-TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi olan 27/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.

İstinaf kanun yoluna başvuran davalı … vekili dilekçesinde özetle; müteveffanın anne-babasının sağ olup olmadığı bilinmeksizin hesaplama yapıldığını, olayda hatır taşıması bulunup bulunmadığı, müterafik kusur bulunup bulunmadığı, davacılara rücuya tabi gelir bağlanıp bağlanmadığı gibi hususlarının mahkemece incelenerek gerekli indirimlerin yapılması gerektiğini, müteveffanın olay sırasında ayakta yolcu olup olmadığı, emniyet kemerinin takılı bulunup bulunmadığının, araçta hatır için mi yoksa ücretli yolcu olarak mı taşındığının belirlenmesi gerektiğini, davacılara SGK tarafından iş kazası kapsamında ödeme yapılıp yapılmadığı hususunda kararda bir değerlendirme yapılmadığını ileri sürerek mahkemece verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

Dava, trafik kazası nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince, istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Dosya kapsamından,…. günü …. yolunun 71. km’sinde… sevk ve idaresindeki …plakalı aracın … karayolunda …yönünden … istikametine seyir halinde iken lastiğin patlamasının da etkisiyle gidişe göre yolun sağ tarafından yoldan çıkıp yolun sağ tarafından bulunan su kanalına girmesi ve devrilmesi neticesinde dava konusu kazanın meydana geldiği anlaşılmaktadır.
Davalı … vekili tarafından desteğin anne ve babasının hayatta olup olmadığı araştırılmadan ve pay ayrılmadan hesaplama yapılmasına yönelik istinaf talebinin incelenmesinde;
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 96/1. maddesinde “zarar görenlerin tazminat alacakları, sigorta sözleşmesinde öngörülen sigorta tutarından fazla ise, zarar görenlerden her birinin sigortacıya karşı yöneltebileceği tazminat talebi, sigorta tutarının tazminat alacakları toplamına olan oranına göre indirime tabi tutulur” düzenlemesine; aynı maddenin 2. fıkrasında ise “başka tazminat taleplerinin bulunduğunu bilmeksizin zarar görenlerin birine veya birkaçına kendilerine düşecek olandan daha fazla ödemede bulunan iyiniyetli sigortacı, yaptığı ödeme çerçevesinde, diğer zarar görenlere karşı da borcundan kurtulmuş sayılır” düzenlemesine yer verilmiştir.

KTK’nın anılan maddesindeki hükme göre, garameten ödeme ilkesi; bir rizikonun gerçekleşmesi ile zarar görenlerin birden fazla olması ve tazminat alacaklarının da sigorta sözleşmesinde öngörülen sigorta bedelinden fazla olduğu hallerde, zarar görenlerden her birinin sigortacıya karşı yöneltebileceği tazminat miktarı isteminden, sigorta bedelinin tazminat alacaklıları toplamına olan oranına göre indirim yapılmasını ifade etmektedir. Burada amaç, zarar görenlerin birden fazla olması halinde, sigortacının poliçede gösterilen limitle sorumlu olacağı da dikkate alınarak, zarar görenler arasında eşitliği sağlayıcı ve poliçe limitini de aşmayacak şekilde eşit paylaştırmanın sağlanmasıdır.

Somut olayda, murisin nüfus kayıt örneği UYAP ortamında incelenmekle, murisin babası ….’in 19/01/2016, annesi ….’in 15/06/2016 tarihinde muris……’den ( ölüm tarihi 26/08/2017) önce vefat ettikleri görülmekle aktüer raporunda murisin anne ve babasının payları esas alınmadan hesaplama yapılmasında usule aykırı bir yön bulunmamıştır.
Davalı tarafça hatır taşıması ve müterafik kusur nedeniyle tazminattan indirim yapılmamasına itiraz edilmiş ise de, ….Jandarma Karakol Komutanlığı’nın tahkikat belgelerinden anlaşıldığı üzere davacıların murisininde diğer taşınanlar gibi tütün tarlasına tütün toplaya giden işçi olması, dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgelerden açıkça görüldüğü üzere davacıların desteği olan müteveffanın tarım işçisi olup çalıştığı tütün tarlasındaki işçilerin tarladan evlerine gidiş-dönüşü kazaya sebebiyet veren minibüs sürücüsü tarafından sağlandığı, işverenin işçilere daha güvenli bir taşıma imkanı sağladığına dair başka bir bilgi veya belgenin dosyada bulunmadığı ve kaza yerinin şehir dışında bir bölgede olduğu anlaşılmaktadır. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacıların murisinin işvereni tarafından görevlendirildiği işi yapabilmek için kaza yapan minibüse binmekten başka seçeneği bulunmadığı, başka bir deyişle müterafik kusurlu kabul edilebilmesi için yasanın aradığı şartların oluşmadığı ve olayda hatır taşımasının da söz konusu olamayacağı anlaşılmakla davalı vekilinin müterafik kusur ve hatır taşımasına ilişkin istinaf talepleri yerinde görülmemiştir.

Taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; alınan aktüerya raporu içeriğindeki hesaplamaların doğru, anlaşılır ve denetlenebilir olması, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, usuli işlemlerin kanuna uygun şekilde yapılarak, aşamalarda ileri sürülen iddia ve cevapların denetimi sağlayacak biçimde eksiksiz sergilenip, hükme esas alınan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davalı vekili tarafından yapılan istinaf itirazları yerinde görülmemiş ve başvurunun HMK’nın 353/1-b,1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca esastan reddine,
2-Alınması gereken 18.349,68 TL istinaf karar harcından peşin alınan 4.587,42 TL nin mahsubu ile bakiye 13.762,26 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Gider avansından harcanmayan kısmın talep halinde ilgilisine iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/11/2022

Başkan Üye Üye Katip