Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/996 E. 2022/979 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 17. HUKUK DAİRESİ ..
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/996
KARAR NO : 2022/979

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :..
ÜYE : ..
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/01/2020
NUMARASI : 2019/392 Esas- 2020/75 Karar
DAVACI :..
VEKİLİ : Av..
DAVALI ..
VEKİLİ : Av…
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 24/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 24/05/2022

Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/01/2020 tarih ve 2019/392 esas ve 2020/75 karar sayılı kararı aleyhine davalı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 12/10/2017 tarihinde müvekkil….n’ın sevk ve idaresindeki …. plakalı araç ile ….. plakalı aracın çarpışması neticesinde müvekkilinin yaralandığını, kazaya sebebiyet veren ….. plakalı aracın kaza tarihinde ZMMS sigorta poliçesi olmadığını, maddi tazminatın ödenmesi amacıyla …… başvurmak zorunluluğu doğduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL tazminatın ( geçici ve sürekli iş göremezlik ) ve Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1189 D.İş sayılı delil tespiti dosyası için yapmış olduğu masrafın davalıdan kaza tarihinden itibaren işleyecek banka reeskont faizi ile birlikte tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, yetki itirazında bulunduklarını, başvuranın talep etmiş olduğu zararın ….. sorumluluğuna girip girmediğinin tespiti gerektiğini, ilgili yerlerden gerekli raporların alınması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda;”Davanın KABULÜNE, 3.677,73 TL kalıcı maluliyet ve 5.216,44 TL geçici maluliyet tazminatının temerrüt tarihi olan 02/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ” karar verilmiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili dilekçesinde özetle; hükme esas alınan maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmediğini, tek bilirkişi tarafından tanzim edilen kusur raporunun hükme esas alındığını, ATK Trafik İhtisas Kurulundan yeni rapor alınması taleplerinin değerlendirilmediğini, davacının kaza tarihinde 57 yaşında olduğunu, Geçici İş Göremezlik tazminatının hesaplanamayacağını, ayrıca müvekkili kurumun bu tazminattan sorumluluğunun bulunmadığını, davacının kask, dizlik ve benzeri koruyucu tertibatının bulunduğunun tespit edilemediğinden müterafik kusuru olduğu gözetilerek gerekli kusur indiriminin yapılması gerektiğini, hükmedilen miktarlar yönünden faizin başlangıç tarihinin ve faizin türünün hatalı belirlendiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Dava; trafik kazası nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Davacı tarafça, kullandığı…… plakalı araç ile dava dışı sürücü Adnan Demirtaş’ın idaresindek……plakalı minibüsün çarpışması sonucu meydana gelen kazada yaralandığı belirtilerek maddi tazminat talep edilmiştir.
1-Dosya içerisinde mevcut maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere verilecek Sağlık Kurulu Raporları hakkında yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi, hükme esas alınan kusur raporunun kaza tespit tutanağı ile uyumlu olup, olayın oluş şekline de uygun olması, sigortasız aracın minibüs olup ticari nitelikte olması nedeni ile davalı tarafın kusura, faiz türüne ve maluliyet raporuna ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davalı vekili, müvekkili şirketin Geçici İş göremezlik tazminatından sorumlu olmadığını belirterek istinaf talebinde bulunmuş ise de: 6111 sayılı yasanın 59. maddesi ile değişik 2918 sayılı KTK’nın 98. maddesi ile getirilen “Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır” hükmü gereğince trafik kazası sonucu yaralanan kişi, tümüyle iyileşip eski sağlığına kavuşuncaya kadar yaptığı tıbbi tedavi ile sınırlı sağlık hizmet bedelleri SGK tarafından karşılanacaktır. Geçici iş göremezlik tazminatı madde kapsamında değerlendirilemeyeceğinden bu hususa ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
3-Davalı vekilince davacının koruyucu ekipman dizlik giymemiş olması nedeni ile ortaya çıkan zararın artmasına neden olduğu belirtilerek istinaf itirazında bulunulmuştur.
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunu’nun 44. maddesinde (6098 sayılı TBK md. 52) düzenlenmiştir. Zarar görenin kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılması da gerekebilir.
Dosya içerisinde mevcut hükme esas alınan maluliyet raporu içeriğine göre, davacının kaza nedeni ile “sağ tibia-fibula şaft kırığının ” oluştuğu bu itibarla davacının motosiklete binerken dizlik, koruyucu ekipman kullanmadığının sabit olduğu, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içdihatları uyarınca koruyucu ekipman kullanılmamasının maluliyetin artmasına sebebiyet vermesi halinde müterafik kusur indiriminin uygulanması gerekliliği belirtildiğinden mahkemece müterafik kusur indirimi uygulanmaksızın hüküm tesisi yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 17. H.D.nin 2016/8136 E.2019/3570 K. Yargıtay 17. H.D.nin 2015/14080 E.2018/6005 K.) Hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirtilen toplam tazminat miktarından davacının koruyucu ekipman kullanmayarak maluliyetinin artmasına sebebiyet vermesi nedeni ile % 20 oranında indirim yapılmak suretiyle davacının talep edebileceği tazminat miktarının hesaplanması gerektiği anlaşılmıştır.
4-5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi gereğince ihdas edilen …. Yönetmeliği’nin 15. maddesi gereğince,…..yönünden faizin başlangıç (temerrüt) tarihi belirlenirken, ilgililerce gerekli belgeler de ibraz edilerek …..ı Yönetmeliğinin 9, 14. ve 15. maddelerinde yazılı biçimde fona başvurulduğu halde ödeme yapılmamışsa başvuru tarihinden itibaren .. .. temerrüde düştüğünün kabulü gerekir. Gerekli belgeler ibraz edilmeksizin başvuruda bulunulmuş ya da hiç müracaat edilmemiş ise …. temerrüdünden bahsedilemeyeceğinden faiz başlangıcının dava tarihi olarak kabulü gerekir. Somut olayda davalıya davadan önce, başvuruda bulunulduğu ve 20/12/2017 tarihinde hasar dosyasının açıldığı ve 22 Aralık 2017 Tarihli yazı ile ..ı tarafından bir kısım evrakların eksik olduğu eksik evrakların ikmalinin talep edildiği ve davacı vekilince …’nın belirttiği eksik evrakların tamamlanması açısından Mahkemeden Delil tespiti yaptırıldığı ve 27 Mart 2019 tarihli dilekçe ile eksik evrakların sunulduğunun belirtildiği ve davalı Güvence Hesabı tarafından 27 Mart 2019 tarihli yazı ile davacıya ödeme teklifinde bulunulduğu, Cevabi yazıda belirtilen eksik evrakların niteliği, davacı tarafça eksik evrakların daha sonra güvence hesabına sunulması nazada alındığında eksik evrakların sunulduğu ve davalı…. teklif tarihi itibari ile davalı…. yönünden faiz başlangıcının kabulü gerekirken yazılı şekilde ne şekilde tespit edildiği denetime imkan verir şekilde belirtilmeyen 02/02/2018 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi yerinde görülmemiştir.
Kabule göre de: Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun ‘Doğrudan Doğruya Talep ve Dava Hakkı’ başlıklı 97. maddesinde (Değişik: 14/4/2016-6704/5 md.) “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 18. Fıkrasında özel kanunlarda tahkim veya başka bir alternatif uyuşmazlık çözüm yoluna başvurma zorunluluğunun olduğu veya tahkim sözleşmesinin bulunduğu hâllerde, dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümlerin uygulanmayacağı düzenlemesi yer almaktadır. Kanunun bu özel düzenlemesi karşısında dava şartı olarak zorunlu arabuluculuğa ilişkin hükümler uygulanma yeri bulamaz.
Somut olayda davacı vekilinin davadan önce davalı …..tazminat talebi için başvuruda bulunduğu ancak başvuru neticesinde ödeme gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. Özel kanunlarda tahkim veya başka bir alternatif uyuşmazlık çözüm yoluna başvuru bulunduğu hallerde dava şartı olarak arabuluculuğa başvurulamayacağının düzenlemesine göre somut olayda davacının, dava konusu uyuşmazlık dava şartı olan arabuluculuk kapsamında kalmadığı halde arabulucuk bürosuna başvuru yaptığı ve dava şartı arabuluculuk son tutanağının tanzim edildiği bu itibarla arabuluculuk ücretinin yasal düzenleme gereği suç üstü ödeneğinden karşılandığı anlaşılmaktadır. Bakanlık bütçesinden ödenen arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden sayılır. Devlet tarafından ödenen arabuluculuk ücreti hakkında hükümde değerlendirme yapılması gerekirken mahkemece bu hususta değerlendirme yapılmaması yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 3. HD’nin 28/02/2022 tarihli ve 2022/501 E., 2022/1576 K.) Söz konusu masrafın davanın zorunlu arabuluculuğa tabi olmamasına rağmen arabuluculuk bürosuna başvuru yapması nedeni ile davacıdan tahisili ile hazineye irad kaydına karar verilmesi gerekmektedir.
Yukarıda izah edilen nedenlerle davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmüş ancak söz konusu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca dosya üzerinde inceleme yapılarak, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak TBK’nun 51. ve 52. maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle, davanın kısmen reddedilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım için yargılama giderleri yönünden taraflar arasında paylaştırmaya gidilemeyeceği de nazara alınarak (Yargıtay 17. H.D.nin 2019/3781 E. 2020/2098 K., Yargıtay 17. H.D.nin 2016/2975 E.2018/11904 K., Yargıtay 17. H.D. Nin 2016/287 E.2018/10887 K.) aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/01/2020 tarih ve 2019/392 esas ve 2020/75 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
1-Davanın kısmen Kabul kısmen Reddi ile;
2.942,18 TL kalıcı maluliyet ve 4.173,15 TL geçici maluliyet tazminatının temerrüt tarihi olan 27/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 486,04 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 194,59 TL harcın mahsubu ile bakiye 291,45 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3- Dava dilekçesine ekli olarak ibraz edilen Hukuk uyuşmazlıklarında dava şartı arabuluculuk tutanağı uyarınca zorunlu arabuluculuk masrafı olarak yapılan 1.320,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, bu hususta 6183 sayılı Kanun hükümleri uyarınca gerekli işlemlerin İlk Derece Mahkemesince icrasına,
4-Davacının yaptığı ve karşıladığı harç dahil toplam 718,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
6-TBK’nın 51. ve 52. maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle, davanın kısmen reddedilmesi halinde, takdiri indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti takdir edilemeyeceğinden bu yönde karar verilmesine yer olmadığına,
7-Taraflar tarafından yatırılan kullanılmayan bakiye gider avansının yatıran tarafa iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden ;
8-Davalı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan, başvurma harcı dışında istinaf karar harçlarının talep halinde davalıya iadesine,
9-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 148,60- TL başvurma harcı ve 23,50-TL posta gideri olmak üzere toplam 172,1 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
10-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücreti vekalet takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK.362/1-a maddesi gereği kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip
..