Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/91 E. 2022/88 K. 24.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 17. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/91
KARAR NO : 2022/88

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/11/2019
NUMARASI : 2018/942 Esas- 2019/1194 Karar
DAVACI : … – TC: … …
VEKİLLERİ : Av. … …
Av. … …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … ….
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 24/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 04/02/2022

Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/11/2019 tarih ve 2018/942 esas ve 2019/1194 karar sayılı kararı aleyhine davalı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ….tarihinde müvekilinin içinde bulunduğu ….plakalı araç ile ….sevk ve yönetimindeki … plakalı aracın çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin kusurunun bulunmadığı, kusurlu tarafın davalı … şirketi nezdinde sigortalı araç sürücüsü olduğu belirtilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 200,00 TL (100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 100,00 TL sürekli maluliyet tazminatı) maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: … plakalı araçın müvekkili sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğunu, davacının eksik evraklarla başvuru yapması nedeni ile davanın usulden reddinin gerektiğini, müvekkil şirketin geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının kendi can güvenliğini korumak adına gerekli güvenlik tedbirlerini uygulayıp uygulamadığının tespiti ile davacının müterafik kusurunun tespiti ile hesaplanacak tazminat miktarından bir indirim uygulanmasını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulü ile, 45.994,04 TL maddi tazminatın 01/08/2018 tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili dilekçesinde özetle; Davacı tarafça başvuru sırasında sunulması gereken evrakların sunulmadığını, usulüne uygun başvuru şartı yerine getirilmediğinden davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği, usulüne uygun sözlü yargılama yapılmadığını, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunulması amacı ile davet hususu (HMK md. 186) yerine getirilmeden hüküm verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, hükmedilen tazminata usulüne uygun olmadığı için geçersiz sayılması gereken başvuru tarihi esas alınarak faiz işletildiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla hükmedilecek tazminata dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini, mahkeme tarafından yetkili olmayan hastaneden alınan maluliyet raporunun sonuç kısmında Mevcut kemik kırıklarına yönelik ek cerrahi önerildiği, cerrahi sonrası şahıstaki mevcut arızalarda iyileşme olabileceğinin tıbben bilindiği, ameliyat olması durumunda özür durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybı oranının değişebileceği bu durumda tekrar değerlendirilmesinin uygun olduğunun belirtildiği mahkemece bu çelişki giderilmeden % 8 maluliyet oranı dikkate alınarak hüküm kurulmasının hatalı olduğu, özürlülük ölçütü yönetmeliğinde belirtilen esaslara uygun rapor alınmadığı, sigorta şirketlerinin Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi’nin tedavi teminatı kalmamış olması hasebiyle tedavi giderleri, bakıcı giderleri ve geçici iş göremezlik tazminatı bakımından sorumluluğunun kalmadığını, davaya konu kazada davacının yolcu olması nedeniyle kendi can güvenliği korumak için gerekli güvenlik tedbirleri alıp almadığının tespitinin gerektiğini, yargılama sırasında itirazlarının hiçbirinin gerekçeli kararda irdelenmemiş, tartışılmamış olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava; trafik kazası nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Davacı tarafından …. tarihinde içinde yolcu olarak bulunduğu …. plakalı araç ile davalı … şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki …. plakalı araçların çarpışması şeklinde meydana gelen kazada yaralandığını belirterek geçici ve sürekli iş göremezlik nedeni ile maddi tazminat talep edilmiştir.
1- Davalı vekilince, davaya konu talepler bakımından davacı tarafından şirketlerine davadan önce usulüne uygun bir başvuruda bulunulmadığı, başvuru şartının yerine getirilmediği belirtilerek istinaf itirazında bulunulmuş ise de; Evrak kapsamına göre davacı vekilince davalı … şirketine dava açılmadan önce 13/07/2018 tarihli dilekçe ile başvuruda bulunulduğu ve söz konusu dilekçenin 18/07/2018 tarihinde kayıt altına alındığı anlaşılmıştır.
2918 sayılı KTK.nın 97. maddesi “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir…” hükmünü amirdir. Davacı vekilinin söz konusu hüküm kapsamında davalı şirkete başvuruda bulunduğu, madde metninde başvuru sırasında hangi belgelerin sunulacağına ilişkin hüküm bulunmadığı sabit olduğundan davalı vekilinin başvuru şartının yerine getirilmediğine ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
2-Davalı vekilince hatır taşıması nedeni ile indirim yapılmamış olduğu belirtilerek istinaf itirazında bulunulmuş ise de, davacı tarafından içinde yolcu olarak bulunduğu aracın değil karşı araç sigortasına karşı dava açıldığı ve somut uyuşmazlık bakımından taşımanın niteliği nazara alındığında hatır taşımasının söz konusu olmadığı gözönüne alındığında hatır taşıması savunmasının dinlenemeyeceğinden davalı tarafın istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 4. H.D.nin 2021/9660 E. 2021/4519 K., Yargıtay 4. H.D.nin 2021/15940 E. 2021/4281 K. Yargıtay 17. H.D.nin 2019/6407 E.2021/840 K.)
3-Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/2620 E. 2021/2238 K., Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 2021/2621 E. 2021/2234 K., Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2020/163 E.2021/67 K., Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2020/12104 E.2020/8842 K., Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/6069 Esas 2020/4335 Karar )
Somut olayda kaza tarihi …. olup, mahkemece hükme esas alınan raporun kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca düzenlendiği anlaşılmakla birlikte rapor içeriğinde, ” çekilen grafiklerinde sağ femur distal kırığının kaynamadığı, ek cerrahi önerildiğinin tespit edildiği, cerrahi sonrası şahıstaki mevcut arızalarda iyileşme olabileceğinin tıbben bilindiği, ameliyat olması durumunda özür durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybı oranının değişebileceği bu durumda tekrar değerlendirilmesinin uygun olduğunun ” belirtildiği görülmüştür.
Bedensel zararlarda, uğranılan zararın tespit edilebilmesi için, meydana gelen yaralanmanın niteliği de nazara alınarak, öncelikle zarar nedeniyle gerekli tedavi sürecinin bitmiş olması gerekir. Zira, tedavi devam ederken zarar gören kişinin sürekli ve geçici işgöremezlik durumu tam olarak tespit edilemez. Daha açık bir ifade ile, tedavi devam ederken kişinin yaralanma nedeniyle maluliyeti olup olmadığı ve varsa oranının ne olduğu tam olarak tespit edilemez. (Yargıtay 17. H.D.nin 2015/256 E.2017/6683 K.)
Somut olayda, hükme esas alınan rapor içeriğinde sağ femur distal kırığının kaynamadığı belirtildiğinden davacının tedavi sürecinin bitmediği anlaşılmaktadır. Bu itibarla mahkemece davacının kazadan dolayı yaralanması nedeni ile tedavisinin devam edip etmediği, tedavi sürecinin bitip bitmediği, tedavi sürecinin bitmesi halinde ne zaman bittiği ve kaza tarihinde yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca kazadan kaynaklı maluliyet oranının ne olduğu hususunda dosya içerisinde mevcut raporun da irdelendiği, ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli bir rapor alınması gerekirken eksik inceleme ile hüküm tesisi yerinde görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenle, kaldırma nedenine göre bu aşamada sair hususular ve istinaf itirazları incelenmeksizin HMK’nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve dairemiz kararına uygun şekilde tarafların kazanılmış hakları da nazara alınarak, davanın yeniden görülerek eksikliklerin giderilmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE;
Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/11/2019 tarih ve 2018/942 esas ve 2019/1194 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a,6 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA,
Dosyanın davanın yeniden görülmesi için MAHALLİNE İADESİNE,
2-Davalıdan tahsil edilen istinaf karar harcının istek halinde yatıran tarafa iadesine,
3-İstinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama neticesinde verilecek kararla birlikte değerlendirilmesine,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davalı … A.Ş. tarafından tehiri icra talebi kapsamında … İcra Dairesinin …. Esas sayılı dosyasında …A.S. / …şubesi ….. tarihli ve …. numaralı …. TL tutarlı teminat mektubunun yatırana İADESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak oybirliğiyle karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip
… … … …

….