Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/710 E. 2022/688 K. 08.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 17. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/710 – 2022/688
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/710
KARAR NO : 2022/688

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …..
KATİP : …….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/01/2020
NUMARASI : 2019/159 Esas- 2020/99 Karar
DAVACI : ….
VEKİLLERİ : Av. …. UETS
Av. …. UETS
DAVALI : ….
VEKİLİ : Av. … UETS
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 08/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :29/04/2022

Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/01/2020 tarih, 2019/159 Esas ve 2020/99 Karar sayılı kararı aleyhine davalı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin elektrikli bisikleti ile seyir halinde iken plakası belirlenemeyen aracın sıkıştırması sonucu trafik kazasının meydana geldiğini, Değişik İş dosyası ile kusur ve maluliyet tespitlerinin yaptırıldığını, davalı sigorta şirketine başvuruyu yaptıkları halde ZMMS dahilinde herhangi bir ödeme alamadıklarını, tüm bu nedenlerle tespit edilen maluliyet ve kusur raporu neticesinde hesaplanacak geçici ve sürekli dönem iş göremezlik tazminatının davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiş, davacı vekili … tarihli dilekçesi ile dava değerini …. TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, usulüne uygun başvurunun bulunmadığını, talebin açıklattırılması gerektiğini, talebin teminat dışında bulunduğunu, kusur ve maluliyete ilişkin raporun adli tıptan alınması gerektiğini, hesabın alanında uzman aktüerya bilirkişisine hesaplattırılması gerektiğini, faizin dava tarihinden itibaren hesaplattırılması gerektiğini tüm bu nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne, …TL geçiçi iş göremezliğe yönelik maddi tazminatın… tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, …TL kalıcı maluliyete yönelik maddi tazminatın … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davalı vekili tarafından süresi içerisinde sunulan istinaf dilekçesinde; kazanın meydana geldiğinin ispatı gerektiğini, başvurunun usulüne uygun olmadığını, maluliyet ve kusur raporunun değişik iş dosyasından alındığını ve tebliğ edilmediğini dava dosyasından yeniden rapor alınmadığını, geçici iş göremezlikten sorumlu olmadıklarını, mahkemece dosyadan kusur ve maluliyet raporu alınmadığını (başka dosyadan alınan raporlar ile yetinilmesinin hatalı olduğunu), geçici iş göremezlik tazminatının teminat kapsamında olmadığından sorumlu olmadıklarını, müterafik kusur talebinin incelenmediğini, maluliyet raporunun hatalı olduğunu (bakıcı süresinin fazla hesap edildiğini) belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
HMK 355 maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde;
Dava ölümlü/yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan tazminat talebine ilişkindir.

Dava açılmadan önce davacı tarafından davalı aleyhine delil tespiti olarak kaza yerinde keşif yapılarak kusur raporunun alındığı ve da davacının yaralanmaya ilişkin maluliyet raporlarının alındığı anlaşılmış ise de değişik iş dosyasından alınan raporların davalıya tebliğ edilmediği, esas dosya açıldıktan sonra da değişik iş dosyasından alınan raporların davalı tarafa tebliğ edilmediği tespit edilmiştir. Davalı tarafın savunma hakkının kısıtlanmaması gerektiği için kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun’un 48/1. maddesine göre; “Türk mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır”. MÖHUK’ta teminat gösterme yükümlülüğü konusunda “yabancılık” ölçütü esas alınmıştır. Buna karşın davalının veya kendisine karşı takibe girişilen karşı tarafın vatandaşlığı, bu madde kapsamında da bir öneme sahip değildir. Bu maddeye göre hakim tarafından verilen kesin süre içinde teminat gösterilmezse dava, dava şartı eksikliğinden HMK’nun 114/1-ğ maddesi uyarınca reddedilir.
MÖHUK’un 48/2. maddesinde ise; “Mahkeme, dava açanı, davaya katılanı veya icra takibi yapanı karşılıklılık esasına göre teminattan muaf tutar” hükmü yer almaktadır.
Buna göre Türk hâkimi, yabancı davacının, davaya katılanın veya icra takibinde bulunanın vatandaşı olduğu ülke ile Türkiye arasında karşılıklılık (mütekabiliyet) var ise bu kişiyi teminattan muaf tutacaktır. Karşılıklılık, iki devlet arasında imzalanan (iki taraflı) anlaşma veya iki devletin de taraf olduğu uluslararası (çok taraflı) anlaşma ile sağlanabileceği gibi, kanuni veya fiili karşılıklılık şeklinde de sağlanabilir. Az yukarıda belirtilen anlaşmalardan biri de 1954 tarihli Hukuk Usulüne Dair Lahey Sözleşmesi olup anılan Sözleşmenin 17. maddesinde; âkit devletlerden birinde ikamet eden ve diğer bir devletin mahkemeleri huzurunda davacı veya müdahil olarak bulunan âkit bir devletin vatandaşlarından yabancı olmaları sebebi ile herhangi bir teminat istenemeyeceği düzenlenmiştir.
5718 sayılı MÖHUK’un 48/2. maddesinde dava açanın karşılıklılık esasına göre, teminattan muaf tutulabileceği düzenlendiğinden öngörülen teminat hususu resen gözetilmelidir.
Davacı … vatandaşı olup Mahkemece teminat muafiyetinin bulunup bulunmadığı hususunda, hükme dayanak oluşturacak nitelikte bir araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Bu sebeple Mahkemece öncelikle davacının teminattan muaf olup olmadığı hususunun Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğünden sorularak alınacak yazı cevabına göre, davacının teminat göstermesi gerektiği sonucuna varılırsa, teminatın yatırılması için davacıya kesin süre verilmesi, anılan sürede belirtilen teminatın yatırılmaması halinde istemin usulden reddine, yatırılması halinde ise, dava şartı eksikliği süresinde giderilmiş olacağından işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır. (Yargıtay 4.Hukuk Dairesi Başkanlığının 2021/6302-10350 sayı ve 14.12.2021 tarihli ilamı)
Cumhuriyet Savcılığı dosyasından ve tedavi evraklarından davacının kaza nedeniyle yaralandığı anlaşılmış ise de kazanın nasıl olduğu tam olarak anlaşılamadığı için ihtimalli rapor verildiği de dikkate alınarak Mahkemece gerekirse yeniden keşif yapılarak kazanın oluş şekli ve kusur durumun tespit edilerek gerekirse hesap raporu da alarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne ve HMK’nın 353/1-a,6 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı vekili istinaf talebinin KABULÜNE,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince Gaziantep 2. Asliye Ticaret mahkemesi’nin 24/01/2020 tarih ve 2019/159 Esas- 2020/99 Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Davalı tarafından peşin yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
4-Davalı tarafından karşılanan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda değerlendirilmesine,
5-Davalı Güvence Hesabı tarafından tehiri icra talebi kapsamında… İcra Dairesinin …. Esas sayılı sayılı mehil vesikası ile yatırılan … numaralı- … TL’lik teminat/teminat mektununun yatırana İADESİNE,
6-Kararın kesin olması nedeniyle tebligatların ve harç tahsil/iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/04/2022

Başkan Üye Üye Katip
41133 120723 165939 128481