Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/604 E. 2022/624 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 17. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/604
KARAR NO : 2022/624

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/03/2019
NUMARASI : 2018/499 Esas- 2019/325 Karar
DAVACI : …’ye velayeten … – TC:… VE
… -TC: … ……
VEKİLİ : Av. … ……
DAVALI : 1 -… – TC:… …
VEKİLİ : Av. … …….
DAVALI : 2 -……….
VEKİLİ : Av. … ………
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 31/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 31/03/2022

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/03/2019 tarih ve 2018/499 esas ve 2019/325 karar sayılı kararı aleyhine davacı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …. tarihinde müvekkili …’nin idaresindeki bisikleti ile seyir halinde iken, sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motorsiklet ile çarpması sonucu meydana gelen kazada …’nin yaralanarak sakat kaldığını, kazaya sebebiyet veren davalı …’e ait motorsikletin davalı …. nezdinde sigortalı olduğunu belirterek,… TL manevi tazminat ile şimdilik… TL maddi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …. vekili duruşmadaki beyanında; müvekkili şirket tarafından geçici ödeme yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının asılsız ve gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin seyir halinde iken davacı tarafın aniden karşısına çıktığını, müvekkilinin meydana gelen olayda herhangi bir kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacının sürekli iş gücü kaybı nedeniyle tazminat talebinin kabulü ile … TL maddi tazminatın davalı … şirketi yönünden dava tarihi olan … tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi ile davalı … yönünden kaza tarihi olan…. tarihi itibariyle işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, davacının ikinci ıslah ile talep ettiği kısma ilişkin karar verilmesine yer olmadığına, davacının geçici iş göremezlik nedeniyle tazminat talebinin reddine, davacının davalı …. Ye yönelik manevi tazminat talebinin reddine, davacının davalı …’e yönelik manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile … TL manevi tazminatın kaza tarihi olan ….tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalı …A.Ş. Tarafından yargılama sırasında yapılan TBK 76. Maddesi gereğince geçici ödemenin İnfaz sırasında gözetilmesine karar verilmiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; Adana 27. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/333 esas sayılı dosyasının sonucunun beklenmeden karar verilmesinin yerinde olmadığını, mahkeme tarafından istinaf kaldırma kararından sonra verdikleri 2. Islah dilekçesinin kabul edilmediğini, ancak bozmadan sonra 2. ıslah dilekçesi verme hakları bulunduğundan mahkeme kararının yerinde olmadığını, mahkeme tarafından hem sigorta şirketine hem de … vekiline ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edildiğini, ancak 2 davalı vekiline tek vekalet ücreti verilmesi gerektiğini, müvekkilinin kazadan kaynaklı geçirdiği ameliyatlara rağmen bacağının eski haline dönmemiş ve aksamaya devam ettiğini, bu durumun ömür boyuda devam edeceğini, müvekkiline verilen maluliyet oranının çok düşük olduğunu, müvekkiline verilen % 75 kusur oranının çok yüksek olduğunu, bu kazada kusurlu olan tarafın davalı … olduğunu, çok hızlı ve dikkatsiz bir şekilde motoru kullanması nedeni ile kazaya sebebiyet verdiğini, yetersiz inceleme ile verilen tazminat miktarının çok düşük olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Davacı vekilince, davacı küçük …’nin … Tarihinde bisikleti ile seyir halindeyken davalı sürücü …’in sevk ve idaresindeki davalı … şirketine ZMMS poliçesiyle sigortalı … plakalı motorsikletin çarpması sonucu yaralandığını belirterek maddi ve manevi tazminat talep edilmiştir.
Davacı tarafça bozmadan sonra ikinci ıslah dilekçesi verme haklarının bulunduğu belirtilerek istinaf itirazında bulunulmuştur.
6100 Sayılı HMK’nin Belirsiz Alacak ve Tespit davası başlığı altındaki 107/1.maddesinde “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.” hükmüne, aynı maddenin 2. fıkrasında ise “Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.” hükmüne yer verilmiştir. Aynı Yasanın Islah ve Maddi Hataların Düzeltilmesi Kapsamı ve sayısı başlığı altındaki 176. maddesinin 1.fıkrasında taraflardan her birinin yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebileceği, 2.fıkrasında aynı davada tarafların ancak bir kez ıslah yoluna başvurabileceği hüküm altına alınmıştır. İlk derece Mahkemesince bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı belirtilmiş ise de, karar tarihinden sonra yürürlüğe giren Ek:22/7/2020-7251/18 md.ile eklenen 6100 Sayılı HMK nın 177/2 maddesi uyarınca ” Yargıtayın bozma kararından veya bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından sonra dosya ilk derece mahkemesine gönderildiğinde, ilk derece mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması hâlinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilir. Ancak bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durum ortadan kaldırılamaz.” hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda; davacı tarafça ibraz edilen dava dilekçesinin incelenmesinde davanın belirsiz alacak davası olarak açılmadığı kısmi dava olarak açıldığı ve davacı vekilince 11/04/2017 tarihinde ıslah dilekçesi ibraz edildiği anlaşıldığından, 6100 Sayılı HMK nın 176/2 maddesindeki açık düzenleme karşısında aynı davada taraflar ancak bir kez ıslah yoluna başvurabileceklerinden davacı tarafın istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.(Yargıtay 4. H.D.nin 2021/16391 E.2022/254 K.)
Davacı tarafça ceza dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiği, kusur durumunun yerinde olmadığı belirtilerek istinaf itirazında bulunulmuş ise de, Uyap kayıtlarından yapılan incelemeye göre Sanık … hakkında Adana 27 Asliye Ceza Mahkemesinin 2021/72 E. 2021/82 K. Sayılı ilamının Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 2021/5058 E. 2021/8483 K. Sayılı ilamı ile düzeltilerek onanmasına karar verildiği, hükme esas alınan kusur raporunun Kaza Tespit Tutanağı ve Ceza Dosyasında Adli Tıp Kurumundan alınan raporlarla ve olayın oluş şekline uygun olduğu anlaşıldığından davacı tarafın istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre, usuli işlemlerin kanuna uygun şekilde yapılarak, hükme esas alınan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, Mahkemece Dairemizin 2017/1815 E. 2018/610 K. Sayılı kaldırma ilamı uyarınca Adli tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan rapor aldırıldığı ve ibraz edilen rapor içeriğinde maluliyet oranında herhangi bir değişikliğin bulunmadığının bildirildiği ( Yargıtay 4. H.D.nin 2021/6210 E. 2021/8648 K., Yargıtay 4.H.D.nin 2021/5651 E. 2021/6811 K.), mahkemece davalı … yönünden manevi tazminatın reddine karar verilen kısım bakımından vekalet ücretine hükmedildiği, davalı … şirketi bakımından ise manevi tazminatın sigorta poliçesi kapsamında bulunmaması nedeni ile red kararı verildiği, bu itibarla her iki davalı açısından red sebeplerinin farklı olması nedeni ile iki ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, mahkemece tayin edilen manevi tazminat miktarının meydana gelen zarar, olayın oluş şekli, tarafların kusur durumları, nazara alındığında yerinde olduğu hak ve nesafet kurallarına göre manevi tazminat miktarının belirlendiği anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmemiş ve istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1. maddesine göre esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL nin mahsubu ile bakiye 36,30 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Gider avansından harcanmayan kısmın yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olarak oybirliği ile karar verildi.
Başkan Üye Üye Katip
… … … …

….