Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/593 E. 2022/623 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 17. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/593 – 2022/623
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/593
KARAR NO : 2022/623

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …………
ÜYE :…………..
ÜYE : ……….
KATİP :…………..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2019
NUMARASI : 2018/640 Esas- 2019/1494 Karar
DAVACI : 1 -…………
VEKİLLERİ : Av. ……………
DAVACI : 2 -……………..
VEKİLLERİ : Av. ………..
DAVALI : ……………
VEKİLLERİ : Av. ……..
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 31/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 31/03/2022

Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/12/2019 tarih ve 2018/640 esas ve 2019/1494 karar sayılı kararı aleyhine davacılar vekili ile davalı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …. tarihinde müvekkillerinin murisinin davalı sigorta şirketinin ZMMS kapsamında sigortaladığı … aracın kusuruyla meydana gelen kazada vefat ettiğini, kazanın … tarihli genel şartların değişikliği öncesi meydana geldiğinden sigorta limiti kapsamında başvuruyu sonuçsuz bırakan davalıya karşı bu davayı ikmal ettiklerini … TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan alınarak davacılara verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacılar murisinin ehliyetsiz olduğunu, davacılar murisinin kendi kusuruyla kazayı gerçekleştirdiğini, müterafik kusur indiriminin yapılması gerektiğini, … tarafından yapılan ödemelerin indirilmesi gerektiğini, müvekkil şirketin temerrüde düşürülmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulü ile …. TL destekten yoksun kalma tazminatının … tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’e verilmesine, …TL destekten yoksun kalma tazminatının … tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı ….’e verilmesine karar verilmiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; taraflarına hükmedilen vekalet ücretinin tek kalem olarak hesaplandığını, taraflar arasında ihtiyari dava arkadaşlığının söz konusu olup, davacılar lehine ayrı ayrı olarak vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın bu yönden kaldırılmasını istemiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili dilekçesinde özetle; öncelikle davanın zamanaşımına uğradığını, davada ispat külfetinin davacılarda bulunduğunu bu kapsamda müteveffanın, davacılara “destek” olduğu hususunun ispatlanmasının zaruri olduğunu, müteveffa …’in kaza sırasında kask dizlik vb. koruyucu ekipmanları takmadığından kazanın meydana gelmesinde, zararın artmasında etkisi göz önüne alındığında hesaplanacak olan tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla, zararın tespiti için davacı tarafından elde edilen kazanımların belirlenmesi ve bu kazanımların belirlenecek tazminattan indirilmesi gerektiğini, bu kapsamda tazminat hesabının da uzmanlık gerektirdiğinden, … tarafından kabul edilen bir aktüer uzmanı seçilerek anılan hesaplamaların yaptırılması gerektiğini, bu konuda uzman olmayan hukukçulara bu görevin tevzi edilmemesi gerektiğini, kusur oranlarının tespiti için hem Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesinden hem de Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinden seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmasının zorunluluk arz ettiğini, soruşturma ve kovuşturma dosyasının celp edilerek uzlaşma sağlanıp sağlanmadığının da tespit edilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Davacılar tarafından …. tarihinde müşterek çocukları ….’in sevk ve idaresindeki ….plakalı motorsiklet ile seyir halindeyken meydana gelen tek taraflı kazada vefat ettiği belirtilerek destekten yoksun kalma nedeni ile tazminat talep edilmiştir.
Dava, davacıların yakınının ölümü nedeniyle, 6098 sayılı TBK’nun 53. maddesi (818 sayılı BK’nun 45/2. md.) gereği, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Davacı taraf, kazada ölen oğullarının desteğinden yoksun kaldıklarını iddia ederek tazminat isteminde bulunmuşlardır. Davacıların talebi ve iddia ettiği zarar, ölenin mirasçısı sıfatına değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatına dayanmaktadır. Dolayısıyla, davacıların ölenin mirasçısı sıfatına dayanmayan, doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki desteğin kusuru davacılara yansıtılamayacak, sürücü desteğin tam kusurlu olması, onun desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyecektir (HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 Esas-411 Karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 Esas- 2012/92 Karar, HGK’nun 16.1.2013 gün ve 2012/17-1491 Esas- 2013/74 Karar sayılı v.s. ilamları uyarınca). Davaya konu sigortalı aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesinin …. ile … tarihlerini kapsadığı ve poliçenin geçerliliği hususunda taraflar arasında bir ihtilafın bulunamadığı, bu itibarla Kaza yapan aracın sigorta poliçesinin 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının yürürlük tarihinden önce düzenlendiği gözetildiğinde, destek şahsın kusurunun, üçüncü kişi sıfatıyla davalıdan tazminat talep eden davacılara yansıtılamayacak ve kazada ölen sürücü tam kusurlu olsa bile destekten yoksun kalan davacılar zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan davalının sorumluğu devam edecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2020/17/111 Esas 2020/422 Karar sayılı ilamı)
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre, davaya konu tek taraflı trafik kazasının …. tarihinde meydana geldiği ve davacıların desteğinin vefat ettiği, KTK’nın 109/II. maddesinde öngörülen ceza zamanaşımı süresinin uygulanması için kamu davasının açılmış olması veya mahkumiyet kararı verilmiş bulunmasının gerekmemekte olup, bir kişinin ölümü ile sonuçlanan sözkonusu trafik kazasının cezayı gerektiren bir fiil niteliğinde olduğu, sürücü davacılar desteğinin vefat etmiş olmasının sonuca etkili olmadığı (HGK’nin 05.06.2015 tarih, 2014/17-2198E ve 2015/1495K. sayılı ilamı) buna göre eylem için kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK 66. maddesinde öngörülen ceza zamanaşımı süresi dikkate alındığında dava tarihinde zamanaşımı süresinin dolmadığı (Yargıtay 17. H.D.nin 2016/3114 E.2018/12663 K.), kaza ve poliçe tanzim tarihi itibariyle Yargıtay 17. Hukuk dairesinin yerleşik içtihatları uyarınca bu zararın oluşumundaki desteğin kusurunun davacıya yansıtılamayacağına (Yargıtay 17. H.D.nin 2014/14567 E. 2016/11872 K. Yargıtay 17. H.D.nin 2015/8380 E. 2018/1735 K., Yargıtay 17. H.D.nin 2015/9997 E.2018/3273 K.) ve dosya içerisinde mevcut otopsi raporunda, kafa duble kemiklerinin sağlam olduğu her iki temporal adale gurubunun sağlam bulunduğu, herhangi bir kanamaya yada hemotama rastlanmadığı kafa kaide kemiklerinin sağlam olduğunun belirtildiği yine … Cumhuriyet Başsavcılığı’na hitaben Adli Tıp Uzmanı Bilirkişi tarafından düzenlenen ….tarihli raporda davacıların desteğinin “kişinin trafik kazası zemininde gelişen şuur kaybı, immobilizasyon, mekanik ventilatör desteği ve yoğun bakım şartlarında kalmasından dolayı meydana gelen aspirasyon pnömonisi atelaktazi, sağ spontan pnömotoraks akciğer yetmezliği solunum arresti nedenlerinden öldüğünün” belirtildiği bu itibarla ölümün akciğer yetmezliği nedeni ile meydana gelmesi, koruyucu ekipman kullanılıp kullanılmadığı ve bunun ölüm üzerinde etkisinin ispat külfeti davalıda olup davalı tarafça müterafik kusurun ölüm üzerindeki etkisi evrak kapsamına göre ispatlanamadığından davalı tarafın istinaf itirazları yerinde görülmemiş ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesine göre esastan reddine karar verilmiştir.
Mahkemece, davacılar bakımından toplamda hüküm altına alınan tazminat miktarı uyarınca davacılar lehine 16.28,23-TL vekalet ücretine hükmedilmiştir. Davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmamaktadır. Zira her bir davacı tarafından, desteklerinin vefatı nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı talep edilmektedir. Aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda, esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak; maddi tazminat yönünden her bir davacı yönünden vekalet ücreti hususunda ayrı ayrı değerlendirme yapılması gerekirken kabul edilen miktarın tümü üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/18332 E 2019/7698 K sayılı ilamı)
Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ancak bu yanılgı yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden düzelterek esas hakkında bir karar vermek üzere 6100 sayılı H.M.K‘nun 353/1-b-2 maddesi gereğince kararın kaldırılarak tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak kesinleşen hususlar infazda tereddüt hasıl olmaması açısından belirtilmek suretiyle yeniden esas hakkında aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE;
Alınması gereken 11.761,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 2.941,00 TL ve 54,40-TL nin mahsubu ile eksik kalan 8.765.90 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davalı tarafından yapılan İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
B-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/12/2019 tarih ve 2018/640 esas ve 2019/1494 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
Davanın KISMEN KABULÜ ile,
1-76.681,37 TL destekten yoksun kalma tazminatının 11/05/2018 tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’e verilmesine,
2-95.494,15 TL destekten yoksun kalma tazminatının 11/05/2018 tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı ….’e verilmesine,
3-Alınması gereken 11.761,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan harç, tamamlama harcı ve ıslah harcı olmak üzere 622,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 11.138,4 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacının yaptığı ve karşıladığı harç dahil 1.797,17 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı …. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ne göre belirlenen 10.768,58 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine,
6-Davacı …. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ne göre belirlenen 13.021,94 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden ;
7-Davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan, başvurma harcı dışında istinaf karar harçlarının talep halinde davacıya iadesine,
8-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 148,60 TL başvurma harcı ve 22-TL tebligat ücreti olmak üzere toplam 170,6-TL istinaf giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
9-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücreti vekalet takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olarak oybirliği ile karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip

….