Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/444 E. 2022/422 K. 07.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/444
KARAR NO : 2022/422

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/12/2019
NUMARASI : 2018/1320 Esas- 2019/1617 Karar
DAVACI :

VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
:
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 07/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/03/2022

Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/12/2019 tarih, 2018/1320 Esas ve 2019/1617 Karar sayılı kararı aleyhine davacı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı … şirketine ZMMS ile sigortalı ve dava dışı sürücünün kullandığı …. plakalı araç ile davacının sevk ve idaresindeki motosikletin çarpışması şeklinde gerçekleşen 26/07/2018 tarihli trafik kazasında, davacının yaralandığını, geçici ve sürekli olacak şekilde iş-güçten kaldığını, ayrıca bakıma muhtaç hale geldiğini, kazanın sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile gerçekleştiğini, zararın karşılanması için davalıya müracaat edilmiş ise de sonuç alınamadığını beyanla, fazlaya dair talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla 50-TL geçici ve 50-TL sürekli işgöremezlik ile 100-TL bakıcı gideri zararının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini alep ve dava etmiş, davacı vekili 30/11/2019 tarihli dilekçesi ile dava değerini toplam 7.176,49 TL’ye yükseltmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davadan önce davalıya yapılan müracaatın davacıdan kaynaklı sebeplerle sonuçlandırılamadığını ve buna göre dava şartının yerine getirilmediğini, ….. plakalı aracın 12/03/2018-2019 tarihleri arasında davalıya ZMMS ile sigortalandığını, ancak sorumluluğun sigortalının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, geçici işgöremezlik ile bakıcı gideri zararının teminat kapsamında bulunmadığını ve ayrıca davacının müterafik kusurunun bulunduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.

İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne; davacının sürekli işgöremezlik zararı hakkındaki davasının reddine, davacının Geçici İşgöremezlik ile Bakıcı Gideri zararı hakkındaki davasının kısmen kabulü ile; 5.741,19-TL’nin 17/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermiştir.

Davacı vekili kararı süresi içerisinde istinaf etmiş olup dilekçesinde; ATK’dan maluliyet raporu alınması talebinin karşılanmadığını, zira üniversite hastanesinden verilen raporun maluliyet oranını hatalı tespit ettiğini, müvekkilinin halen koltuk değnekleri ile yüründüğünü, hak arama hürriyetinin kısıtlandığını, müterafik kusur indiriminin hatalı yapıldığını zira müvekkilinin kusurunun bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

HMK 355 maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde,
Mahkemece aldırılan kusur bilirkişi raporunda özetle: Kazanın 5/8 oranında davacının ve 3/8 oranında sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile gerçekleştiği, aldırılan maluliyet bilirkişi raporunda, özetle: tüm vücut fonksiyon kaybının oluşmadığı, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği ve maluliyeti sebebiyle 1,5 ay süreyle ve tam gün boyunca bakıcıya ihtiyaç duyacağı, aldırılan aktüerya bilirkişi raporunda, özetle: geçici işgöremezlik zararının 6.034,90-TL ve 1,5 aylık bakıcı gideri zararının 1.141,59-TL olduğu tespit edilmiştir.
Mahkeme tarafından doğru yönetmenlik hükümlerine göre içlerinde ortopedi uzmanınında bulunduğu bir bilirkişi heyetinden maluliyet raporunun alındığı için yeniden ATK’dan maluliyet raporu alınması yönündeki talebin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.

Mahkeme tarafından alınan kusur raporunun keşif yapılmak suretiyle ayrıntılı olarak tanzim edildiği ve de kaza tespit tutanağı ile de uyumlu olduğu anlaşıldığından yapılan istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmakla istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
6098 sayılı Borçlar Kanun’un, “Tazminatın belirlenmesi” üst başlıklı 51/1 maddesi ile (818 sayılı Borçlar Kanununun 43.maddesi); Hâkimin, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği hükme bağlanmıştır. Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 52. maddesinde (818 sayılı Borçlar Kanununun 44.maddesi) düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebilir.
Müterafik kusur indiriminde, her somut olayın özelliğine göre, olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde TBK’nın 52. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Eldeki davada, davacı motorsiklet sürücüsünün koruyucu ekipman (dizlik) takıp takmadığının kaza tespit tutanağında tespit edilemediği kısmının işaretlendiği, davacının yaralanmasının sağ tibia ve fibula şaft fraktürü oluştuğu anlaşılmış 2918 s. KTK hükümlerine göre kullanması gerekli koruyucu (dizlik vs.) ekipman kullanmadığı değerlendirilmiştir. Bu halde, mahkemece davacının müterafik kusurunun var olduğu kabul edilerek ve tazminat miktarı üzerinden indirim yapılarak sonuca gidilmesinin yerinde olduğu anlaşılmakla; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı taraftan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcına peşin yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile eksik kalan 36,30 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irad kaydına,
3-İstinaf masrafının davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Gider avansından harcanmayan kısmın talep halinde ilgilisine iadesine,
6-Kararın kesin olması nedeniyle tebligatların ve harç tahsil/iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olarak oybirliği ile karar verildi. 07/03/2022

Başkan Üye Üye Katip
… … … …