Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/412 E. 2022/411 K. 04.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 17. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/412
KARAR NO : 2022/411

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/02/2019
NUMARASI : 2018/395 Esas- 2019/152 Karar
DAVACILAR : 1-… – TC: … ..
2-… -TC:… .
3-… -TC: … .
4-… -TC: … .
5-… – TC:… .
6-… – TC: … .
7-… – TC: … .
VEKİLİ : Av. … .
DAVALI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … .
Av. … …
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 04/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 04/03/2022

Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/02/2019 tarih ve 2018/395 esas ve 2019/152 karar sayılı kararı aleyhine davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekillerinin babası … ve kardeşi …’ın 02/06/2016 tarihinde Gaziantep Nizip Otobanında davalı şirket tarafından sigortalanan …. plakalı araç ile hız sınırları içerisinde seyir halinde iken, direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu otobanın kenarında bulunan kanala savrularak araçta olan…’ın hayatını kaybettiğini, kazanın gerçekleştiği yolda bariyerlerin bulunmadığını, araçta bulunan kişilerin vefat etmesinin nedeninin bariyerlerin bulunmaması olduğunu, kazaya ilişkin tutulan kaza tespit tutanağının ayrıntılı olarak tutulmadığını, …. ve ….’ın vefatı nedeniyle desteklerinden mahrum kalan müvekkillerinde oluşan zararın tazmini için davalı şirkete başvuruda bulunduklarını ancak başvurularına olumlu bir yanıt alamadıklarını belirterek ….ın vefatı nedeniyle her bir davacı yönünden 1.000,00 TL, ….’ın vefatı nedeni ile her bir davacı yönünden 1.000,00 TL olmak üzere toplam 14.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsili ile müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından müvekkili şirketçe sigortalı araç sürücüsünün dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunduğunun ispat edilmesi gerektiğini, kusur oranının ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından belirlenmesini, müteveffaların davacıların desteği olduğunun ispatlanması gerektiğini, müteveffaların vefatı nedeniyle davacıların elde edeceği miras menfaatinin incelenmesi gerektiğini, elde edilen miras menfaatinin bakım ihtiyacını ortadan kaldırdığı oranda destekten yoksun kalma tazminatının da ortadan kalkacağını, davacıların kaza nedeniyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsup edilmesini, ZMMS ile sigortalı aracın neden olduğunu zarardan müvekkilinin kusur ve poliçe limiti ile sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın her bir davacı yönünden reddine karar verilmiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuran davacılar vekili dilekçesinde özetle; kusur raporunu hazırlayan bilirkişinin herhangi bir şekilde sürücü …..’ın hangi hızda gittiğinin tespiti mümkün olmamakla birlikte olayda yüksek hızla gittiğini beyan ettiğini, bu hususa ilişkin teknik ya da bilimsel veri olmadan tamamen tahmin ve varsayım üzerinden hareket ederek rapor hazırlandığını, burada öncelikle dikkat edilmesi gereken noktanın bariyerlerin olup olmadığı, yolda bariyer olması gerekir iken bulunmamasının kaza neticesinde müvekkillerinin babalarının ve kardeşlerinin ölümüyle sonuçlandığını, yeterince araştırılmadan sadece şoför hızlı araç kullanmıştır denilerek farazi düşüncelerle rapor tanzim edildiğini, bilirkişinin özel şartlar belirterek kardeşin tazminat işlemine özel şartlarda alınabileceğini ancak bu şartların raporda belirtilmeden bu husus araştırılmadan karar verilmesinin mümkün olmadığını, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak, kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerektiğini, anılan kararda dosyada aktüerya raporunun bilimsel gerçeklikten uzak bir şekilde gerekçesiz hazırlanmış olup denetime elverişsiz olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Dava: trafik kazası sonucu ölüm nedeni ile ölenin yakınları tarafından açılan maddi tazminat tazminat istemine ilişkindir.
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Davacılar tarafından babaları …’ın sevk ve idaresindeki davalı … şirketine sigortalı …. plakalı aracın, muris …. sevk ve idaresinde Gaziantep ili istikametinden Şanlıurfa ili istikametine seyir halindeyken meydana gelen tek taraflı trafik kazasında murisleri …… ve araçta yolcu olarak bulunan kardeşleri …..’ın vefat etmesi nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı talep edilmiştir.
Davaya konu trafik kazası 02/06/2016 tarihinde gerçekleşmiş olup, Sigortalı aracın ZMMS poliçe tanzim tarihi 16/03/2016 olup, davacıların murisi ….’ın işleten olduğu anlaşılmıştır. Poliçe tanzim tarihi 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni poliçe genel şartlarının yürürlük tarihinden sonradır. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları A.3. maddesine ve A.5. maddesinin (ç) bendine göre ancak, üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla destek zararları, destekten yoksun kalma (ölüm) teminatı kapsamındadır. Bunun sonucu olarak, sigortacının destek zararlarından sorumlu olması için motorlu aracın işletilmesi sırasında mutlaka ölen kişinin üçüncü bir kişi olması gerekir. Aracın işleteni ve sürücüsü olan …..’ı üçüncü kişi olarak kabul etmek mümkün değildir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/3547 Esas 2020/697 Karar sayılı ilamı, 2018/2622 Esas 2020/5201 Karar, 2019/3490 Esas 2020/4957 Karar sayılı ilamları)
Her nekadar evrak kapsamına göre davacıların murisi … ile davalı … şirketi arasında davaya konu araç ile ilgili olarak genişletilmiş kasko poliçesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi tanzim edildiği ve ibraz edilen kasko sigorta poliçesine göre vefat teminatının bulunduğu anlaşılmış ise de, davacı vekilince dava dilekçesinde davalı … şirketince düzenlenen hangi poliçeye dayanıldığına ilişkin bir açıklamada bulunulmadığı ve mahkemece yargılama aşamasında bu hususun davacı tarafa açıklatılmadığı ve gerekçeli kararda zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi kapsamında talebin değerlendirilerek hüküm tesis edildiği görülmüş ise de, davacı vekilince istinaf dilekçesinde kasko sigorta poliçesine dayanıldığının belirtilmemiş olması ve talebin destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin olup, kasko sigorta poliçesindeki vefat teminatının talep edildiğine ilişkin bir beyan ve iddia bulunulmaması ve dava dilekçesine davalı … şirketince düzenlenen ZMMS poliçesinin eklenmiş olması nedeni ile söz konusu husus kaldırma nedeni yapılmamış ve davacıların murisi ile davalı … şirketi arasında düzenlenen ZMMS poliçesi uyarınca dairemizce değerlendirme yapılmıştır.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre, usuli işlemlerin kanuna uygun şekilde yapılarak, hükme esas alınan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, poliçe tanzim tarihinde yürürlükte bulunan Genel Şartların “Teminat Dışında Kalan Haller” başlıklı A.6. maddesi (d) bendinde; “destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri” teminat kapsamı dışında bırakıldığı, muris … bakımından desteğin kusuruna isabet eden destek tazminatı talebinin ZMSS poliçe teminatı kapsamında bulunmadığı gibi davacıların murisleri …..ın kaza esnasında yaklaşık 2 aylık olup, söz konusu muris bakımından davacı kardeşleri lehine destek tazminatına hükmedilebilmesi için 4721 sayılı TMK 364. maddesine göre kardeşin kardeşe destek olması için gereken şartların bulunmasının gerektiği, murisin ve davacıların yaşı dikkate alındığında destek tazminatına hükmedilebilmesi için gerekli şartların oluşmadığı anlaşıldığından davacılar vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmemiş ve istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1. maddesine göre esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL nin mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacılardan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Gider avansından harcanmayan kısmın talep halinde ilgilisine iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olarak oybirliği ile karar verildi.
Başkan Üye Üye Katip
… … … …