Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/354 E. 2022/286 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/354
KARAR NO : 2022/286

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/11/2019
NUMARASI : 2018/1499 Esas- 2019/1505 Karar
DAVACI :
VEKİLLERİ :
:
:
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
:
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 23/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/03/2022

Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/11/2019 tarih, 2018/1499 Esas ve 2019/1505 Karar sayılı kararı aleyhine davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; 19.10.2018 tarihinde davalı … nezdinde ZMMS poliçe ile sigortalı olan davalı …’nın sevk ve idaresindeki …… plakalı çekici ve buna bağlı hareket eden ….. yarı römork aracı ile seyir halinde iken şerit ihlali yaparak karşı istikametten gelmekte olan sürücüsü ….’ün sevk ve idaresindeki … plakalı aracın sol ön kısımlarına kendi aracının sol ön kısımlarını çarpması sonucu ölümlü çift taraflı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla meydana gelen trafik kazası nedeniyle müvekkilleri ……’ın babası olan ve …’nın eşi ……’ün hayatını kaybetmesi nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatının temerrüde düştükleri tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmişlerdir.

Davalı … vekili cevap dilekçesinde; açılan davayı kabul etmediklerini, davacı … ….’nın müteveffa ……’ten boşandığını, müteveffanın desteği ile geçindiğini, müteveffa ….’ün kızı … ise resmiyette eşi ile evli olduğunu ve boşanmadığını, ancak boşanmış gibi yaşadığını ve müteveffanın desteği ile yaşadığını, bu iddiaların haksız ve yersiz olduğunu, ilgili yerlerden gerekli raporlar alınması gerektiğini belirterek haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın reddini talep etmiştir.

Davalı …Ş. vekili cevap dilekçesinde; yaralamalı trafik kazasına karıştığı belirtilen ….. plakalı aracın 04/09/2019-2019 tarihleri arasında geçerli olmak üzere ZMMS poliçesi ile sigortalandığını, müvekkili şirketin sigortalısının kusur oranında sorumluluğunun bulunduğunu, ilgili yerlerden gerekli raporlar alınması gerektiğini, yetki itirazında bulunduklarını belirterek açılan davanın reddini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.

Davacılar vekili süresi içerisinde istinaf dilekçesi sunmuş dilekçesinde; delil avansı yatırılmadığı için verilen davanın reddi kararının yerinde olmadığını, mahkeme tarafından delil ve gider avansı şeklinde ayrı ayrı hüküm kurması gerekirken hatalı hüküm kurduğunu, hakimin verdiği sürenin kesin olmadığını, ayrıca hesap bilirkişisi için de delil avansı istemesinin yerinde olmadığını, zira dosyanın kusur raporundan gelmeden baştan hesap bilirkişisi için delil avansı istemesinin müvekkilini mağdur ettiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … vekili davacıların istinafına karşı cevap dilekçesinde; mahkemenin verdiği kararın yerinde olduğunu, zira kesin süreye rağmen davacıların delil avansını yatırmadığını belirterek istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

HMK 355 maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde;
6100 sayılı HMK’nun 114/g maddesinde gider avansı dava şartı olarak düzenlenmiştir. Söz konusu kanunun 120. maddesinde; (1) Davacı, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır.(2) Avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması hâlinde, mahkemece, bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir.” hükmü getirilmiştir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun delil ikamesi için avans başlıklı 324. maddesinde ise “(1) Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler.
(2) Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır.
(3) Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümler saklıdır” hükmü getirilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin 45. maddesinde: “(1) Davacı, yargılama harçları ile her yıl Bakanlıkça çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Gider avansı, her türlü tebligat ve posta ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderler için davacıdan alınan meblağı ifade eder.
(2) Adli yardım talebiyle açılan dava ve işlerde adli yardım konusunda bir karar verilinceye kadar harç, gider ve delil avansı alınmaz. Kanunlardaki özel hükümler saklıdır.
(3) Gider avansının yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması halinde, mahkemece bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir. Dava şartı olan gider avansının yatırılmaması veya tamamlanmaması halinde, dava, dava şartı yokluğundan reddedilir.
(4) Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Delil avansı, tarafların dayandıkları delillerin giderlerini karşılamak üzere mahkemece belirlenen kesin süre içinde ödemeleri gereken meblağı ifade eder. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan biri avans yükümlülüğünü yerine getirmediğinde, diğer taraf bu avansı da yatırabilir. Delil avansını yatırmayan taraf, o delilin ikamesinden vazgeçmiş sayılır. Tarafların üzerinde tasarruf edemeyecekleri dava ve işlerle, kanunlardaki özel hükümler saklıdır…” hükmü getirilmiştir.

Yönetmeliğin 45. maddesinde gider avansı ve delil avansı birlikte düzenlenmiş olup, gider avansının, her türlü tebligat ve posta ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderler için davacıdan alınan meblağı ifade ettiği, davacının, her yıl Bakanlıkça çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorunda olduğu, delil avansının ise tarafların dayandıkları delillerin giderlerini karşılamak üzere mahkemece belirlenen kesin süre içinde ödemeleri gereken meblağı ifade ettiği vurgulanmıştır.
Yönetmelikte gider avansının içinde delil avansı için gerekli giderler de gösterilmiştir. Gider avansının yatırılmaması halinde açılan dava, dava şartı yokluğundan reddedilir (Yön. m. 45/3); Delil avansının yatırılmaması halinde ise, o delilden vazgeçilmiş sayılır.(Yön. m. 45/3). Bu durumda; Yönetmeliğin 45. maddesinin 1. fıkrası ile 4 ve 5 fıkraları arasında uyum bulunmadığından, HMK.’nun 324. maddesi gözetilerek Yönetmeliğin 45. maddesinin 4. ve 5. fıkralarının öncelikle uygulanması gerekir. (Pekcanıtez, Hakan/ Atalay, Oğuz/ Özekez, Muhammet, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hükümlerine Göre Medeni Usul Hukuku, B. 13, s. 880) (Yargıtay 17. H.D. nin 2018/5914 E.2020/3926 K. )

6100 sayılı HMK’nin 94. maddesi uyarınca kesin süreye ilişkin ara kararının hiçbir duraksamaya yer vermeyecek biçimde açık olması taraflara yüklenen yükümlülüklerin, yapılması gereken işlerin neler olduğunun ve her iş için yatırılacak ücretin hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde açıklanması gerekir. Ayrıca verilen sürenin amaca uygun, yeterli ve elverişli olması, kesin süreye uymamanın doğuracağı hukuki sonuçların açık olarak anlatılması ve anlatılanların tutanağa geçirilmesi, bunlara uyulmaması durumunda mevcut kanıtlara göre karar verilip, gerektiğinde davanın reddedileceğinin açıkça bildirilmesi suretiyle ilgili tarafın uyarılması gerektiği her türlü duraksamadan uzaktır.

Somut olayda, mahkemece tarafından 03.06.2019 tarihli celsede usulüne uygun olarak delil avansı yatırması için kesin süre verildiği ve duruşmada bulunan davacılar vekiline ihtarat yapıldığı ve davacı taraf delil avansını süresi içerisinde yatırmadığı gibi sonraki iki celseye kadar da yatırmadığı anlaşılmakla; usule aykırı olarak süre verildiğine ilişkin davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM :Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı taraftan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcına peşin yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının mahsubu ile eksik kalan 26,30 TL harcın davacılardan alınarak Hazine’ye irad kaydına,
3-İstinaf masrafının davacılar üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, gerekçeli kararın taraflara/vekillerine tebliğinden itibaren Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere iki hafta içerisinde Dairemize yahut Dairemize gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek temyiz dilekçesi ile Yargıtay yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliği ile karar verildi. 23/02/2022

Başkan Üye Üye Katip