Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/337 E. 2022/261 K. 21.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/337
KARAR NO : 2022/261

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/09/2019
NUMARASI : 2018/939 Esas- 2019/1232 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 21/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 18/03/2022

Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/09/2019 tarih ve 2018/939 esas ve 2019/1232 karar sayılı kararı aleyhine davacı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 04/03/2013 tarihinde davalı ….’ın sevk ve idaresindeki …. (….) plakalı tırı oto yıkama isimli iş yeri içerisinde park etmek isterken davacıya çarptığını, davacının ağır yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu, aracın davalı şirket tarafından kiralandığını belirterek 10.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 150.000,00 TL manevi tazminatın davalı …. Hesabı dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı …. Hesabı vekili cevap dilekçesi ile özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Taşımacılık ve Gıda San.Tic.Ltd.Şti. vekili cevap dilekçesi ile özetle; aracın yurtdışı menşeli olduğunu, sahibinin …şirketi olduğunu, kaza anında araç sürücüsünün müvekkili şirket çalışanı olmadığını, kazaya konu araçta müvekkili şirkete ait mal taşınmadığını ve aralarında bir kira sözleşmesi bulunmadığını, aracın Türkiye sınırları içerisinde çalışabilmesi için kasko sigortası R2 belgesinin olması gerektiğini ve bu belgeyi sağlayacak niteliğe de müvekkili şirketin sahip olmadığını belirterek davanın husumetten ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı …. vekili cevap dilekçesi ile özetle; kazanın davacının işyerinde müvekkili tarafından tırın park edilmesi sırasında meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, park esnasında müvekkilinin gerekli emniyet tedbirlerini aldığını fakat zeminde bulunan motorin ve motor yağlarından dolayı aracın kayması sonucunda kazanın meydana geldiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalı … Taşımacılık şirketi yönünden maddi ve manevi tazminat davasının pasif husumet yokluğundan reddine, davalı ….Hesabı ile … yönünden maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile 111.287,96 TL geçici-kalıcı maluliyet tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, hükmedilen tazminata …yönünden olay tarihi olan 04.03.2013 tarihinden, davalı …. yönünden dava tarihi olan 12.11.2014 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 04.03.2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalı ….dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; dava dışı şirket ile açıkça organik bağı olan davalı …şirketi yönünden husumet yönünden davanın red edilmesinin gerek hukuka gerekse adalet anlayışına aykırı olduğunu, aracın üzerinde ….şirketinin isminin geçmesi nedeniyle ve kazadan sonra davalı şirket yetkililerinin cüzi miktarda bir anlaşma miktarı teklif etmesi nedeni ile davalı …. şirketine karşı dava açtıklarını, Bölge Adliye Mahkemesi kararından önceki mahkeme kararına esasa alınan bilirkişi raporunun salt davalı tarafından istinaf edilmesi nedeniyle davalı … hesabı yönünden, usuli müktesep hak oluşturmakta olup, bilindiği üzere asgari ücretin kamu düzeniyle ilgili olduğundan tazminat hesaplamasında hüküm tarihindeki en yakın asgari ücretin dikkate alınması gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesinin kararından sonra bedel artırım yapılabileceği gibi bunu engelleyen hiçbir yasal düzenleme bulamadığını, taraflarınca verilen bedel artırım dilekçesi bulunduğunu mahkemesince bu dilekçesinin ıslah olarak nitelendirilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, mahkemece talep edilen 150.000,00TL manevi tazminattan müvekkil lehine 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiğini, müvekkilinin geçirdiği kaza sonucu günlerce yoğun bakımda kaldığını, birçok insani faaliyetini (tek başına yıkanma, giyinme ) tek başına yerine getiremeyecek durumda olup manevi tazminat miktarının müvekkili yönünden son derece yetersiz olup B.K.’nun 56 ve M.K’nun 4.maddesine de uygun olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

Dava, trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Davacı tarafça, 04/03/2013 tarihinde davalı ….’ın sevk ve idaresindeki diğer davalı …. …Taşımacılık ve Gıda Sanayi Ticaret Ltd. Şirketinin işleteni olduğu ….plakalı tırın …. araç yıkama isimli iş yerinde park etmek isterken davacıya çarpması şeklinde meydana gelen kazada davacının yaralandığı belirtilerek maddi ve manevi tazminat talep edilmiştir.

Mahkemece yapılan yargılama neticesinde 20/03/2017 Tarih 2014/2243 E. 2017/334 K. Sayılı ilam ile, Davalı ….Taşımacılık yönünden davanın pasif husumet nedeni ile reddine, davalı ….Hesabı ve …yönünden maddi tazminat talebinin kabulü ile 119.666,80-TL maddi tazminatın davalı sürücü bakımından olay tarihinden, davalı … Hesabı bakımından ise dava tarihinden itibaren ticari faiziyle tahsiline, 50.000-TL manevi tazminatın davalı sürücüden olay tarihinden itibaren ticari faiziyle tahsiline karar verildiği ve söz konusu karara karşı davalı …. Hesabı ve davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemizin 2017/1977 E. 2018/847 K. Sayılı ilamı ile “kazaya sebebiyet veren yabancı plakalı aracın olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Yabancı Plakalı Motorlu Kara Taşıtlarının Ülkemizde İşletilmesinden Kaynaklanan Hukuki Sorumluluk İçin Yaptırılacak Sigortaya İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesi gereğince, üçüncü şahıslara verilecek zararlardan kaynaklanan hukuki sorumluluk için zorunlu trafik sigortası yaptırma yükümlülüğünün ve dolayısıyla da davalı …. Hesabına husumet yöneltilip yöneltilemeyeceğinin araştırılması ve kaza tarihi itibarıyla yürürlükte olan Genel Şartlardaki hükümlere göre konusunda uzman bir bilirkişi aracılığıyla (TRH 2010 yaşam tablosu, 1,8 teknik faiz vs.) aktüer hesabı yaptırılıp davacının talepleri konusunda karar verilmesi ” gerektiği belirtilerek kaldırılmakla, kaldırma kararı sonrasında mahkemece yapılan yargılama neticesinde “Davalı ….Taşımacılık şirketi hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine, Maddi Tazminat davasının Kısmen Kabulü ile 111.287,96 TL geçici-kalıcı maluliyet tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, hükmedilen tazminata ….yönünden olay tarihi olan 04.03.2013 tarihinden, davalı … hesabı yönünden dava tarihi olan 12.11.2014 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, Manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 04.03.2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalı ….’dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, ” karar verilmiştir.

1-Davacı tarafça davalı ….Arası Taşımacılık ve Gıda Sanayi Ticaret Ltd. Hakkında davanın husumet nedeni ile reddinin hatalı olduğu belirtilerek istinaf itirazında bulunulmuştur.
2918 sayılı KTK hükümlerine göre, trafik kaydı “işleteni” kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde, “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır.

Somut olayda, davaya konu tırın …. plakalı olduğu ve dava dışı …. firmasına ait olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Zira kaza sonrasında 04/03/2013 tarihinde davaya konu araca ilişkin sigorta poliçesinin …. firması adına düzenlendiği ibraz edilen …. Sigorta A.Ş.ye ait poliçeden anlaşılmaktadır. Davacı tarafından söz konusu ….firması ile davalı şirket arasında organik bağ olduğu, her iki firmanın yetkililerinin aynı olup, davalı sürücünün davalı şirkette kaza esnasında SGK kaydı olmasada kazadan önce ve sonrasına ait sigortalı çalışmalarının bulunduğu, aracın ruhsatının arkasında bulunan HTS etiketinin davalı şirkete ait olup, etiketin alımı için gerekli işlemlerin davalı şirket tarafından yapıldığı belirtilerek istinaf itirazında bulunulmuş ise de, davaya konu aracın dava dışı …. firmasına ait olup kaza sonrası ZMMS poliçesinin söz konusu firma tarafından düzenlendiği davaya konu aracın sürücülerinin dava dışı …, …ve … olup gümrük işlemlerinin … firması adına yapıldığı, davalı şirketin söz konusu aracı kiracı, ariyet ve rehin hakkına dayalı olarak kullandığına ilişkin dosya kapsamında delil bulunmadığı, davacı tarafça davalı şirkete 2918 Sayılı Yasanın 85. Maddesi uyarınca işletenlik sıfatıyla husumet yöneltildiği, ancak davaya konu aracın ticari nitelikte olması ve taşımaya ilişkin gümrük evraklarının dava dışı …. firması adına düzenlenmiş olması nazara alındığında her iki şirket arasında organik bağ bulunmasının 2918 Sayılı Yasanın 85. Maddesi uyarınca davalı şirketin sorumluluğunu gerektirmediği zira her iki şirketin farklı tüzel kişilikleri olduğu ve kaza tarihinde davaya konu aracın davalı şirket tarafından işletildiğine ilişkin bir delil bulunmadığı sadece HTS etiketinin davalı şirket tarafından alınması hususunun tek başına aracın davalı şirket nam ve hesabına işletildiği ve 2918 Sayılı yasanın 85. Maddesi uyarınca sorumluluğuna hükmedilmesi için yeterli nitelikte olmadığı anlaşıldığından davacı tarafın istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.

Mahkemece istinaftan sonraki süreçte ıslah talebinde bulunulamayacağı belirtilerek hüküm tesis edilmiş ise de, karar tarihinden sonra yürürlüğe giren Ek:22/7/2020-7251/18 md.ile eklenen 6100 Sayılı HMK nın 177/2 maddesi uyarınca “Yargıtayın bozma kararından veya bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından sonra dosya ilk derece mahkemesine gönderildiğinde, ilk derece mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması hâlinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilir. Ancak bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durum ortadan kaldırılamaz.” hükmünün düzenlendiği, bu itibarla kaldırma kararından sonra ilk derece mahkemesince tahkikata ilişkin bir işlem yapılması halinde ıslahın kaldırmadan sonrada yapılabileceği, ancak evrak kapsamına göre mahkemece verilen ilk hükme karşı, davacı tarafça sadece manevi tazminat miktarının az olduğu ve davalı … Şirketi hakkında davanın husumetten red edilmesinin hatalı olduğu belirtilerek istinaf itirazında bulunulduğu, maddi tazminat miktarına ilişkin istinaf itirazında bulunulmadığı, kaldırma kararı öncesi mahkemece hüküm altına alınan maddi tazminat miktarı açısından davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmamış olmasının davalılar lehine usulü müktesep hak teşkil ettiği (Yargıtay 9.H.D.nin 2021/4995 E. 2021/9572 K., Yargıtay 9.H.D.nin 2021/4452 E. 2021/8644 K.) gibi HMK ‘nın 177/2 maddesinde de bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durumun ortadan kaldırılamayacağının belirtildiği, dairemiz kaldırma kararında TRH 2010 yaşam tablosu, 1,8 teknik faiz vs. hususunda hesaplama yapılması gerektiği belirtilmiş ise de, hesaplamada TRH 2010 yaşam tablosunun kullanılması Yargıtay 4. Hukuk dairesinin güncel içdihatlarına uygun olmakla birlikte kaza tarihi ve Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli resmi gazetede yayınlanan 17/07/2020 tarihli 2019/40 Esas 2019/40 sayılı iptal kararı uyarınca 1,8 teknik faiz uygulanmak suretiyle tazminat hesabının yerinde olmadığı bu itibarla kaldırma kararı öncesinde verilen 119.666,80-TL bakımından davacının kazanılmış hakkının olduğu, bu itibarla mahkemece söz konusu 119.666,80-TL bakımından davacı lehine maddi tazminata hükmedilmesi gerekirken dairemizin kaldırma kararı uyarınca 1,8 teknik faize göre hesaplanan tazminat miktarına hükmedilmesinin yerinde olmadığı, davacı lehine hüküm altına alınan manevi tazminat miktarının somut durumunun özellikleri, kaza tarihi, davacıda meydana gelen maluliyetin derecesi dikkate alındığında yerinde olduğu mahkemece manevi tazminat miktarının tayininde TBK’nın 56. (BK’nın 47.) maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olduğundan davacının manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiş, yukarıda belirtilen eksikliğin düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, davacı vekilinin istinaf itirazının kabulü ile; HMK’nun 353/1-b,2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, her ne kadar davacı tarafça dairemiz kaldırma kararı sonrası ıslah dilekçesi ibraz edilmiş ise de, dilekçenin ibraz edildiği tarihteki mevzuat uyarınca ilk derece mahkemesince ibraz edilen ıslah dilekçesi dikkate alınmaksızın bedel arttırım dilekçesinde talep edilen miktar nazara alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve yargılama giderlerinin tespiti bakımından davanın kabul ve red oranı bu miktar üzerinden belirlendiği anlaşıldığından istinaf edenin sıfatı aleyhe hüküm kurulamayacağı ilkesi ve davacı tarafça maddi tazminata ilişkin kurulan ilk hükmün kazanılmış hak teşkil etmesi nedeni ile dairemizce ilk bedel arttırım dilekçesinde talep edilen ve mahkemece ilk hükme esas alınan miktar üzerinden hüküm tesis edildiğinden davadaki haklılık durumu kaldırma öncesi davacının talep ettiği miktara göre belirlenerek kesinleşen hükümler infazda tereddüt oluşmaması için aynen yazılarak tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınmak suretiyle kesinleşen hususlarda yeniden değerlendirme yapılmaksızın esas hakkında aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/09/2019 tarih ve 2018/939 esas ve 2019/1232 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
A-Davalı …Taşımacılık şirketi yönünden;
Maddi ve manevi tazminat davasının PASİF HUSUMET YOKLUĞUNDAN REDDİNE,
B-Davalı …. … ile …. yönünden;
Maddi Tazminat davasının KABULÜ İLE;
119.666,80 TL geçici-kalıcı maluliyet tazminatının davalılar …. … ile ……müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, hükmedilen tazminata …yönünden olay tarihi olan 04.03.2013 tarihinden, davalı …yönünden dava tarihi olan 12.11.2014 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi işletilmesine,
Manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 04.03.2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalı ….’dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Maddi Tazminat yönünden, alınması gerekli 8.174,43 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 408,78 TL’nin mahsubu ile bakiye 7.765,65 TL’nin davalı …. ile …dan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,

Manevi Tazminat yönünden, alınması gerekli 3.415,50 TL karar ve ilam harcının bbbb’dan alınarak Hazineye gelir kaydına, istinaftan önce alınmış harç var ise mahsubuna,
Davacı tarafından ödenen 408,78 TL’nin davalıbbbb ile bbb’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,

Davacı tarafından yapılan toplam 1.580,60-TL yargılama giderinden davanın kabul-ret oranına göre belirlenen 994,35-TL’nin davalı ….ile …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,

Davalı … şirketi tarafından yapılan 224,70-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı .. şirketine verilmesine,
Maddi tazminat davası yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 15.318,35 TL vekalet ücretinin davalı …. ile …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Maddi tazminat davası yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ….Taşımacılık şirketine verilmesine,

Manevi tazminat davası yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 5.850-TL vekalet ücretinin davalı ….’dan alınarak davacıya verilmesine,
Manevi tazminat davası yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davanın reddedilen kısmı üzerinden hesaplanan 5.850-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ….’a verilmesine,

Manevi tazminat davası yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ….Taşımacılık şirketine verilmesine,
Gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine re’sen iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden ;
Davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan, başvurma harcı dışında istinaf karar harçlarının talep halinde davacıya iadesine,
İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 121,30- TL başvurma harcının davalılar …ile ….’dan alınarak davacıya ödenmesine,
İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücreti vekalet takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 361 ve devamı maddeleri uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip