Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/238 E. 2021/1493 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 17. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/238 – 2021/1493
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/238
KARAR NO : 2021/1493

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : ……
ÜYE : ………
ÜYE : …….
KATİP : ……..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/11/2019
NUMARASI : 2018/1223 Esas- 2019/1207 Karar
DAVACI : ……..
………..
VEKİLİ : Av. ………
………..
DAVALI : …….
………
VEKİLLERİ : Av. ……
…………
Av. ……….
………….
KARAR TARİHİ : 15/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 01/11/2021

Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/11/2019 tarih ve 2018/1223 esas ve 2019/1207 karar sayılı kararı aleyhine davalı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 23/08/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, karşı tarafın kusurlu olduğunu fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100 sürekli ve işgücü kaybı nedeniyle de şimdilik 100 TL geçici iş görmezlik olmak üzere toplam 200 TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan aracın müvekkili şirket nezdinde sigortalı olduğunu, somut delillere dayanmayan haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne, 142.938,37 TL maddi tazminatın 26/10/2016 tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuran davalı sigorta şirketi vekili dilekçesinde özetle; yerel mahkemece kurulan hükme esas alınan maluliyet oranının, 20.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik gereği belirlenmesi gerekirken Özürlülük Ölçütüne göre belirlenmiş olduğundan hatalı değerlendirme yapıldığını, bu sebeple, yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini, ayrıca doktorlardan oluşan bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen bilirkişi maluliyet raporunun hükme esas alınmasının da son derece hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, davacının net ve gerçek maluliyet oranının tespit edilebilmesi için dosyanın Adli Tıp 3.ihtisas Kuruluna gönderilmesi gerektiğini, davada tazminat miktarını kabul anlamına gelmemekle birlikte, asgari ücret üzerinden hüküm kurulması gerekirken asgari ücret üzeri gelir baz alınarak yapılan hesaplama üzerinden hüküm kurulmasının hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların tespit edilerek, müvekkili şirket aleyhine hükmedilecek olası bir tazminattan mahsup edilmesi gerektğini, keza tazminat hesabının da uzmanlık gerektirdiğinden, bu konuda uzman olmayan hukukçulara bu görevin tevzi edilmesinin yanlış olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Dava; trafik kazası nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Davacı tarafından davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı araç ile kendi sevk ve idaresindeki …. plakalı motorsikletin çarpışması sonucu meydana gelen kazada yaralandığı belirtilerek tazminat talep edilmiştir.
1-Davalı tarafça hükme esas alınan maluliyet raporunu kabul etmediklerini, raporun usulüne uygun düzenlenmediğini ve raporun davacı için tespit ettiği özür oranı açısından gerçeği yansıtmadığını belirterek istinaf itirazında bulunulmuştur.
Hükme esas alınan maluliyet raporunun incelenmesinde, dava açılmadan önce davacı tarafın talebi uyarınca Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/964 Esas sayılı dosyası üzerinden yaptırılan delil tespiti uyarınca doktorlardan oluşan bilirkişi heyeti tarafından Özürlülük Ölçütü sınıflandırılması ve Özürlülere verilecek sağlık Kurulu Raporları hakkındaki yönetmelik uyarınca düzenlendiği, raporun düzenlenmesi esnasında …Devlet Hastanesi ve ……. Hastanesine ait tıbbi belgelerinin incelenerek trafik kazası sonrası özür durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybının oranının % 25, iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceğinin belirtildiği anlaşılmıştır. Bilirkişi raporunun davalı tarafa tebliğ edildiğine ilişkin tespit raporunda tebligat tutanağı dosyanın fiziki incelemesinde görülmemiştir. Davalı vekilince cevap dilekçesinde ve aktüer bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde maluliyet raporunu kabul etmedikleri belirtilmiştir.
İstinaf dilekçesine ekli 09/03/2018 tarihli Ortapedi Uzmanı ve Adli Tıp uzmanı tarafından düzenlenen tıbbi mütalaanın incelenmesinde 09/03/2018 tarihinde kişinin yazılı onamının alınarak muayenesinin yapılarak düzenlendiği ve Özürlülük Ölçütü sınıflandırılması ve Özürlülere verilecek sağlık Kurulu Raporları hakkındaki yönetmelik uyarınca davacının maluliyet oranının % 9 olarak belirtildiği görülmüştür.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Her ne kadar mahkemece hükme esas alınan heyet raporu, kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine uygun olarak tanzim edilmiş ise de, mahkemece, davacı tarafça davalının gıyabında tek taraflı olarak yaptırılan, davalı yönünden bağlayıcı olmayan tespit talebindeki rapor üzerinden hüküm tesisi yerinde olmadığı gibi (Yargıtay 17. H.D.nin 2014/14570 E. 2016/1187 K.) hükme esas alınan maluliyet raporu ile, bizzat davacının muayenesi neticesinde uzman hekimlerce düzenlenen rapor arasında açıkça ve büyük oranda bir çelişki bulunmaktadır. Bu itibarla mahkemece olay tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Yönetmeliği’ne uygun, raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek, iki rapor arasındaki farkın nereden kaynaklandığını açıkça belirtir denetime imkan verir ayrıntılı yeni bir rapor alınarak sonucuna göre değerlendirme yapılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. (Yargıtay 17. H.D.nin 2020/758 E.2021/2266 K.Yargıtay 17. H.D.nin 2019/5694 E. 2021/1134 K.)
2- Davalı sigorta şirketince dava tarihinden önce davacıya 30.392,88-TL ödeme yapıldığı belirtilmiştir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarına göre; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 111/2. maddesindeki yetersizlik iddiasında bulunulması halinde, bu durumda mahkemece KTK’nin 111. maddesi çerçevesinde ödemenin yeterli olup olmadığının da araştırılması gereklidir. Mahkemece, ödemenin yeterli olup olmadığına ilişkin bir araştırma yapılmamış, yapılan ödemeler ve faizi, hesaplanan tazminattan indirilerek karar verilmiştir. Zarar sorumlusu davalı tarafından ödenen bedellerin ödeme tarihi itibariyle yeterli olup olmadığının belirlenmesi için; öncelikle, ödeme tarihindeki verilere göre tazminat hesabının yapılması ve hesaplanan bu bedel ile davalı tarafından ödenen bedel arasında fahiş fark olup olmadığının saptanması; fahiş fark tespitinin yapılması halinde, hesap tarihindeki verilere göre hesaplanacak tazminattan, zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, davadan önce davalının ödediği bedellerin yasal faiziyle güncellenmiş değerleri düşülerek sonuç tazminatın belirlenmesi gerekir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/1454 E. 2020/4248 K., Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2020/1037 E.2021/1225 .)
Somut uyuşmazlıkta mahkemece hükme esas alınan 01/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda, Yargıtay içtihatlarında belirtilen biçimde herhangi bir hesaplama yapılmamış; sadece, hesap tarihindeki verilere göre hesaplanan bedelden, davalı ödemelerinin güncel değerlerinin düşülmesiyle yetinilerek hüküm tesisi yerinde görülmemiştir. Bu itibarla mahkemece tarafların kazanılmış hakları da nazara alınarak bilirkişiden Yargıtay17. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları uyarınca ek rapor alınarak sonucuna göre hüküm tesisi gerekir.
Yukarıda açıklanan nedenle, bu aşamada sair hususular incelenmeksizin HMK’nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve dairemiz kararına uygun şekilde tarafların kazanılmış hakları da nazara alınarak, davanın yeniden görülerek eksikliklerin giderilmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile;
Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/11/2019 tarih ve 2018/1223 esas ve 2019/1207 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a,6 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA,
Dosyanın davanın yeniden görülmesi için MAHALLİNE İADESİNE,
2-Davalıdan tahsil edilen istinaf karar harcının istek halinde yatıran tarafa iadesine,
3-İstinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama neticesinde verilecek kararla birlikte değerlendirilmesine,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davalı …. tarafından tehiri icra talebi kapsamında 25/11/2019 tarihinde ….A.Ş. Gaziantep Şubesi, … numaralı mehil vesikası ile yatırılan 235.000,00 TL teminatın yatırana İADESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak oybirliğiyle karar verildi
.
Başkan Üye Üye Katip