Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/229 E. 2022/190 K. 11.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/229
KARAR NO : 2022/190

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/05/2019
NUMARASI : 2017/538 Esas- 2019/540 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 11/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 04/03/2022

Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/05/2019 tarih ve 2017/538 esas ve 2019/540 karar sayılı kararı aleyhine davacı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 14/11/2014 tarihinde müvekkili …..’un kullanmakta olduğu … plakalı tır ile seyir halinde iken …..plakalı bir tırın müvekkilinin kullanmakta olduğu tıra çarpması sonucunda trafik kazasının meydana geldiğini, meydana gelen kazada plakası tespit edilemeyen ancak …..plakalı olduğu tespit edilen sürücünün kusurlu olduğunu, davalı ….. Hesabına başvuru yapıldığını ancak herhangi bir sonuç alınamadığını, müvekkilinin zarara uğradığını meydana gelen geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik maddi zararının karşılanması için şimdilik 2.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkemenin yetkisiz olduğunu, plakası belli olmayan aracın somut delillere dayanması ve ilgili yerlerden gerekli raporların alınması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.

İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; alınan bilirkişi raporlarını kabul etmediklerini, yerel mahkemenin birbirini doğrulayan kusur raporlarının müvekkili aleyhine olan 1 nolu ihtimale yani müvekkilin tamamen kusurlu olduğu ihtimaline kanaat getirerek davanın reddine karar verdiğini, verilen kararın hukuka ve delile dayalı değerlendirme usulüne aykırı olduğunu, zira dosyada müvekkilinin tamamen kusurlu olduğu ihtimalini destekleyen hiç bir delil bulunmadığını, oysa plakası alınamayan …. plakalı aracın kazaya sebebiyet verdiğine ilişkin müvekkilinin beyanı ve karşı yönden gelen araç sürücüsü ….’ın ifadesinin mevcut olduğunu, delilsiz kanaat olamayacağını, dolayısıyla mahkemece kusur raporunda delilleri olan kusur oranı dikkate alınması gerekirken hiç bir delilin olmadığı kusur oranının dikkate alınarak karar verilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

Dava; trafik kazası nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. maddesi gereğince, istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Davacı tarafından 27/12/2016 tarihinde …. plakalı aracıyla seyir halindeyken plakası tespit edilemeyen …plakalı bir tırın sebebiyet verdiği kazada yaralandığını belirterek geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı talep edilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde ” davacı sürücü …’un olay yerinde zemin durumunu da dikkate alarak seyrini taşıt yolu üzerinde emniyetli ve güvenli şekilde sürdürmesi gerekirken, sevk ve idare hatasıyla yönetimindeki çekicinin sağ taraftan yol dışına çıkarak devrildiği, dosya kapsamı, kaza ile ilgili düzenlenen kaza tespit tutanağı ve olaydan sonra bilgisine başvurulan ….’ın beyanlarını içerir bilgi alma tutanağında “her halde frene bastı ve direksiyon Hakimiyetini kaybetti ” şeklindeki beyanlarına göre davacının dava konusu olayda asli kusurlu olduğu kanaatine varıldığı belirtilerek plakası tespit edilemeyen araca kusur izafe edilmediğinden davanın reddine” karar verilmiştir.

Olaya ilişkin düzenlenen Kaza Tespit tutanağında ” davacının sevk ve idaresindeki …. plakalı çekici ve buna bağlı ….plakalı yarı römorku ile ….ili istikametinden… istikametine seyri esnasında direksiyon hakimiyetini kaybederek gidişe göre yoldan çıkıp yolun sağına devrilmesi sonucu ölümlü kaza meydana geldiği sürücü davacının 2918 Sayılı Yasada yer alan 52/1b aracın hızını aracın yük ve teknik özelliğine görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerek ve şartlarına uydurmamak kuralını ihlal ettiğinden kusurlu olduğu ” belirtilmiş, Soruşturma aşamasında dinlenen …. ifadesinde “…istikametine giderken kazanın olmasından önce yabancı bir plakalı koyu mavi renkte çekici olan aracın ….plakalı tırı orta şeritte iken sağ tarafa doğru sıkıştırdığını gördüğünü kaza yapan tırın herhalde frene bastığını direksiyon hakimiyetini kaybederek kaydığını zik zak çizdiğini yolun kenarına devrildiğini” belirttiği, kazaya ilişkin Gölbaşı 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/114 Esas sayılı dosyasında aldırılan 27/12/2017 Tarihli ATK raporunda “ihtimalli olarak, birinci ihtimalde kazanın Sürücü davacı …’un sevk ve idare hatasıyla direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde meydana gelmesi halinde davacının asli kusurlu olduğu, olayın sürücü … ve tanık ifadesinde belirtildiği şekilde plakası alınamayan mavi tırın hatalı manevrası nedeni ile meydana gelmiş olması halinde davacı sürücü …’un atfı kabil kusurunun olmadığı plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunun” belirtildiği, mahkemece aldırılan 30/10/2017 tarihli bilirkişi raporunda kazanın oluşumunda davacının asli ve tam kusurlu olduğunun belirtildiği, mahkemece aldırılan 12/11/2018 tarihli ATK raporunda “ihtimalli değerlendirme yapılarak, olayın davacı sürücü ….’un yönetimindeki çekicinin sevk ve idare hatasıyla yol dışına çıkması durumunda meydana gelmiş ise davacının asli kusurlu olduğu, olayın davacı sürücü …..un yönetimindeki çekicinin kendisini geçmek isteyen plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın önüne manevra yapmasıyla sağa yönelip yol dışına çıkması durumunda meydana gelmiş ise Davacı sürücünün kusurunun olmadığı ” belirtilmiştir.

Mahkemece her nekadar tanık …’ın beyanı da dikkate alınarak davacının kazada asli derecede kusurlu olduğu belirtilmiş ise de, söz konusu tanığın bilgi alma tutanağında ” yabancı plakalı koyu mavi renkte çekici olan aracın ….plakalı tırı orta şeritte iken sağ tarafa doğru sıkıştırdığını gördüğünü” beyan etmesi nazara alındığında söz konusu tanık beyanı uyarınca davacının kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğuna dair mahkemece yapılan tespit yerinde görülmemiştir.

Kazaya ilişkin Gölbaşı (Ankara) 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/114 Esas sayılı dosyasında davacının taksirle ölüme neden olmak suçundan yargılandığı ve mahkemece “kazanın başka bir aracın sanığı sıkıştırması sonucu meydana geldiği değerlendirilerek ATK raporu doğrultusunda sanığın kusursuz olduğu kanaatine varılarak sanığın üzerine atılı suçu işlediğinin sabit olmaması nedeni ile beraatine” karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece söz konusu ceza dosyasının celp edildiği görülmüş ise de, Uyap üzerinden bir kısım evrakların gönderildiği dosyanın tümünün gönderilmemiş olduğu, kazaya ilişkin Mahkemece alınan tanık anlatımlarının dosya içerisinde bulunmadığı anlaşılmıştır.

Evrak kapsamına göre dosya içerisindeki bulunan raporlar arasında çelişki bulunduğu gibi olayın oluş şekli tam olarak belirlenememiş, çelişki giderilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulmuştur.
Bu itibarla mahkemece ceza dosyasının aslı ya da tanık beyanlarının da bulunduğu tüm suretlerinin dosya arasına alınarak, İTÜ Karayolları Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinden seçilecek uzman bilirkişi kurulundan kusur dağılımına ilişkin, önceki kusur raporları ve tüm dosyadaki delillerin değerlendirildiği, gerekçeli, denetime elverişli ve çelişkileri giderici kusur raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu karar verilmesi doğru görülmemiştir

Yukarıda açıklanan nedenlerle, sair hususlar incelenmeksizin HMK’nın 353/1-a,6 maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve Dairemiz kararına uygun şekilde, davanın yeniden görülerek eksikliklerin giderilmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE;
Gaziantep 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/05/2019 tarih ve 2017/538 Esas ve 2019/540 sayılı kararının HMK’nın 353/1-a,6 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA,
Dosyanın davanın yeniden görülmesi için MAHALLİNE İADESİNE,
2-Davacıdan tahsil edilen istinaf karar harcının istek halinde yatıran tarafa iadesine,
3-İstinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama neticesinde verilecek kararla birlikte değerlendirilmesine,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak oybirliğiyle karar verildi
.

Başkan Üye Üye Katip