Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/221 E. 2022/100 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/221
KARAR NO : 2022/100

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/11/2019
NUMARASI : 2018/487 Esas- 2019/1115 Karar
DAVACI : … –

VEKİLİ :

DAVALI :

VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 27/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/02/2022

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/11/2019 tarih, 2018/487 Esas ve 2019/1115 Karar sayılı kararı aleyhine davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 31.12.2013 tarihinde … Şantiyesi tesislerinin temel yapılarının yapımı konusunda mail yoluyla bir anlaşma yapıldığını, müvekkilinin anlaşmaya uygun olarak şantiye tesislerinin temel yapılarını yaptığını, işin son kısmını ise 15.04.2014 tarihinde davalıya teslim ettiğini, temeller üzerine prefabrik yapıların da davalı şirket tarafından yapılarak esas işin sahibine (…. A.Ş.) teslim edildiğini, sözleşmeye uygun olarak prefabrik yapı temelleri ile anbar yapı temellerine ek olarak 90 m2’lik mescit temelinin yön değişikliği nedeni ile ikinci defa yaptırıldığını, projede olmamasına rağmen kapı eşiklerinin betonlarının demirli olarak döküldüğünü, dökülmesi gerekenden daha fazla yani 108,49 m3 fazladan beton döküldüğünü, site ofis building binasının 35 cm olarak anlaşılan çevre kiriş yüksekliklerinin 50 cm’ye yükseltildiğini, yine yapının muhtelif yerlerinde anlaşılandan daha yüksek yapılan kirişlerin mevcut olduğunu, müvekkili şirketin ek işleri de kapsayacak şekilde düzenlediği 4 nolu hakedişi tanzim ederek davalı şirkete ödenmek üzere 01/05/2014 tarihinde gönderdiğini, taraflar arasında mail yoluyla yapılan anlaşmadan doğan 4 nolu hakediş bedeli olan 38.354,40 $ alacağın 04/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı ile dava dışı …A.Ş. arasında …’de bulunan … Enerji Santrali …. Şantiyesinin yapım işi için anlaşma yapıldığını, davalı şirketin aldığı bu işe ait temel yapılarının yapım işini davacıya verdiğini, davalının yapacağı işin bedelinin 500.000 $ olarak belirlendiğini, davacı şirketin sözleşme dışı yaptığını ileri sürdüğü imalat için 4 numaralı hak ediş düzenleyerek belirlenen 500.000 $ dışında 41.294$ talebinde bulunduğunu, davacı tarafın yapıp yapmadığı belli olmayan sözleşme dışı imalat iddiasında bulunmasının ve alacak talebinde bulunmasının mümkün olamayacağını, davacının yaptığı imalatın eksik ve hatalı olmasına rağmen davalı tarafından davacıya 25.348,05 $ fazla ödeme yapıldığını belirtilerek davanın reddini savunmuştur.

İlk derece mahkemesince yapılan ilk yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulü ile; 279,51 USD’nin 17/09/2014 tarihinden itibaren devlet bankalarının Amerikan Doları ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizi ile birlikte fiili ödeme günündeki TL karşılığının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Dairemizin 10/04/2018 tarih, 2017/1686 Esas – 2018/450 Karar sayılı ilamıyla “…Bu itibarla mahkemece yapılacak iş, istinabe yazısıyla birlikte dosyanın kül halinde Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilerek dava dışı … A.Ş. ‘nin elinde olduğu bildirilen davacı vekilinin 30.11.2015 tarihli delil listesinin projeler başlıklı 4. nolu bendinde yazılı tüm proje ve diğer delillerin ibrazı hususunda dava dışı şirkete HMK’nun 221. maddesinin zorlayıcı hükümlerinin uygulanacağı hatırlatılan yeni ihtarlı davetiye çıkartılması, delillerin ibrazı halinde dosyanın bir hukukçu, bir inşaat mühendisi ve bir mali müşavir bilirkişiden oluşturulacak ayrı bir bilirkişi kuruluna tevdi ile (dava dışı şirket tarafından delillerin ibrazında zorluk bulunduğunun bildirilmesi halinde ise HMK’nun 278/4 maddesi uyarınca bilirkişi kuruluna yerinde inceleme yetkisi verilmek suretiyle) davacının iddiası, davalının savunması doğrultusunda rapor tanziminin sağlanması ve sonucuna göre karar verilmesinden ibarettir.” gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.

İlk derece mahkemesince Dairemizin kaldırma ilamında belirtilen eksiklikler giderilerek yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulü ile; 5.962 USD ‘nin 17/09/2014 tarihinden itibaren devlet bankaları tarafından amerikan doları ile açılmış 1 yıllık vadeli mevduat hesabına uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanmak suretiyle ödeme günündeki TL karşılığının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

İstinaf talebinde bulunan davacı vekili dilekçesinde özetle; uygulama projesinin taraflar arasındaki yapılan sözleşmenin bedelini ve yapılacak işi kesin ve net bir şekilde ortaya koyabilen tek belge olduğunu, asıl iş veren …. A.Ş. şirketi tarafından yapılan … tarihli… numaralı hazırlanan projenin daha sonrasında tadilata giderek değiştirildiğini ve bir takım ek işlerin ortaya çıktığını, projelerin aslının …A.Ş.’nin elinde olduğunu ancak suretlerini ise dosya kapsamında müvekkili adına dosya içerisine sunduklarını, yerel mahkemenin, Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazarak bilirkişi marifetiyle … A.Ş.’nin elindeki projelerin incelenerek rapor alınmasını istediğini, … A.Ş’nin ise bilerek veya bilmeyerek hazırlanan ilk proje olan … tarihli …. numaralı projeyi beyan ederek bu projeye göre rapor tanzim edildiğini, bilirkişilerin tadilat projelerini ve uygulama projelerini incelemeden rapor düzenlediklerini, ancak bu projelerin dosyaya taraflarınca sunulduğunu, bilirkişi raporunun yanlış belge üzerinden hazırlandığını, bilirkişi raporuna itirazlarının mahkemece reddedildiğini ve mahkemece bilirkişi raporuna itibar edilerek kurulan hükmün hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

Dava, taraflar arasındaki eser sözleşmesi nedeniyle sözleşme dışı yapılan işlerin bedelinin tahsili için açılan alacak davasıdır.
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; özellikle Dairemizin 10/04/2018 tarih, 2017/1686 Esas – 2018/450 Karar sayılı kaldırma ilamına uygun olarak yapılan yargılama sırasında talimat yoluyla aldırılan 25.06.2019 tarihli bilirkişi heyeti raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğunun anlaşılması ve raporun 5. sayfasında yazılı olduğu üzere uygulama plan/ proje belgeleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde davacının hüküm altına alınan sözleşme dışı işlerden farklı dava dilekçesinde belirttiği işleri yaptığını yazılı delillerle ispatlayamaması ve dava dilekçesinde de keşif ve yemin delilline dayanılmadığının anlaşılması karşısında ilk derece mahkemesince verilen hükümde usul ve yasaya aykırılık bulunmamış ve davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Peşin alınan 820,00 TL harçtan, alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcının mahsubu ile fazladan alınan 739,30 TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 361 ve devamı maddeleri uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip
… … … …