Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/2033 E. 2022/1980 K. 31.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/2033
KARAR NO : 2022/1980

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/10/2020
NUMARASI : 2017/751 Esas- 2020/757 Karar
DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 31/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 31/10/2022

Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/10/2020 tarih ve 2017/751 esas ve 2020/757 karar sayılı kararı aleyhine davacı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 09.04.2016 tarihinde yabancı plakalı aracın davacı …..’ye çarpması sonucu meydana gelen kazada ağır yaralandığını, davalı tarafça trafiğe çıkarılan aracın ZMMS poliçesinin olmadığını, davalı tarafa iletilen raporlar doğrultusunda hesaplama yapılarak 15 gün içerisinde ödeme yapması gerektiğinin ihtar edildiğini, fakat davalı tarafın bu süre içerisinde herhangi bir ödeme yapmadığını, hükmedilen alacağa ilk başvuru tarihinden itibaren işleyecek faizi, masrafı ve vekalet ücretiyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın tahsilini talep ettiği miktarın dürüstlük kuralları çerçevesi açıklattırılmasını, eksik harcın tamamlatılması gerektiğini, davacının trafik kazası sebebiyle yaralandığı iddiasının ispatı gerektiğini, davalı tarafın temerrüdü söz konusu olmadığından faiz talebi ve faizin başlangıç tarihinin kabul edilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddi ile yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İstinaf başvurusunda bulunan davacı vekili dilekçesinde özetle; yabancı plakalı aracın Türkiye’de sebebiyet verdiği trafik kazası sonucu davacının yaralanmasına sebebiyet verdiğini, maddi tazminatın tahsili talebi ile dava açıldığını, mahkemece aldırılan ATK maluliyet raporu ve kusur raporları esas alınarak aktüer bilirkişiye tazminat hesabı yaptırıldığını, karar aşamasında davalı tarafın sorumlu olmadığından bahisle husumet yönünden davanın reddine karar verildiğini, verilen hükmün açıkça kanuna aykırı olduğunu, motorlu taşıt bürosunun sorumlu olduğu kazalarda …. hesabına da başvurulabileceğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava; trafik kazası nedeni ile oluşan bedeni zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.

HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
6100 sayılı HMK’nın “İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar” başlıklı 341. maddesinin (2) no’lu bendinde, miktar veya değeri Binbeşyüz Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararların kesin olduğu belirtilmiş, 2.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 24.11.2016 tarihli 6763 sayılı “Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 41.maddesi ile de, maddede yer alan “binbeşyüz” ibaresi, “üçbin” şeklinde değiştirilmiş, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, bu miktarın Maliye Bakanlığınca her yıl için tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması kabul edilmiştir. Buna göre 2020 yılı için Maliye Bakanlığınca istinaf kesinlik sınırı 5.390,00-TL olarak belirlenmiştir.

Karar tarihi itibariyle, miktar ve değeri 5.390,00 TL’yi geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.(HMK 341/2)
Mahkemece davacının talep ettiği tazminat miktarının reddine karar verilmiş olup, reddedilen maddi tazminat miktarı davacı vekilinin sunmuş olduğu 08/06/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile 5.131,56 TL olarak belirlenmiştir. Bu nedenle davacı vekilinin maddi tazminata ilişkin kurulan hüküm bakımından istinaf kanun yolu başvurusunun, kesin karara karşı yapılması sebebiyle HMK’nın 346. maddesine göre reddedilmesi gerekir. 01.06.1990 tarih 3/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararı uyarınca parasal kesinlik sınırı nedeniyle temyiz edilemeyecek kararların temyizi halinde Yargıtay’ca temyiz dilekçesinin reddine karar verilebileceği belirtildiğinden, bu hususta dairemizce de karar verilebileceğinden, davacı vekilinin reddedilen maddi tazminata ilişkin istinaf itirazlarının kesinlik nedeni ile reddine karar verilmiştir.

KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin HMK’nun 341. ve 352. maddeleri uyarınca miktar yönünden kesinlik nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 İstinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL nin mahsubu ile eksik kalan 26,30 TL nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf gider avansından arta kalan kısmın yatırana iadesine,
5-Kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 31/10/2022

Başkan Üye Üye Katip