Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/2 E. 2021/2013 K. 17.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/2
KARAR NO : 2021/2013

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/09/2019
NUMARASI : 2018/229 Esas- 2019/912 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 17/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/12/2021

Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/09/2019 tarih, 2018/229 Esas ve 2019/912 Karar sayılı kararı aleyhine davacı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; 21/01/2017 tarihinde sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen aracın müvekkilinin sevk ve idaresindeki motosiklete çarpması neticesinde müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, tedavi gördüğünü, kazanın oluşumunda müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, karşı tarafın kusurlu olduğunu, kazaya sebebiyet veren aracın sürücüsünün ve aracın plakasının tespit edilemediğinden davanın …Hesabına yöneltiğini, açıklanan bu nedenlerle; şimdilik 5000 TL maddi tazminatın davalı ….Hesabından alınarak müvekkiline ödenmesini talep etmiş, davacı vekili 26/07/2019 tarihli dilekçesi ile dava değerini 147.759,19 TL’ye yükseltmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde; açılan davayı kabul etmediklerini, davacı iddialarının ispatlanması gerektiğini, müvekkili şirket aleyhindeki kesin ve somut delillere dayanmayan haksız ve hukuka aykırı davanın reddini ve gerekli yerlerden raporların alınması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.

Davacı vekili tarafından süresi içerisinde sunulan istinaf dilekçesinde; müvekkilinin tamamen kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine ilişkin verilen kararın hatalı olduğunu, zira kaza tespit tutanağının müvekkili kazadan sonra hemen ambulans ile hastaneye kaldırıldığı için müvekkilinin ifadesi alınmadan düzenlendiğini, kaza tespit tutanağının olayın oluşu ile ilgisi olmadığını, kaza tespit tutanağının içeriğinin çelişkili olduğunu, faili meçhul aracın sıkıştırdığından bahsetmesine rağmen müvekkiline kusur verilmesinin yerinde olmadığını, alınan bilirkişi raporuna itiraz etmesine rağmen yeniden rapor alınmadığını ve tanık dinletme talebinin kabul edilmediğini, maktu vekalet ücreti verilmesi gerekirken nispi vekalet ücreti verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

HMK 355 maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde;
Mahkeme tarafından keşif yapılmak suretiyle bilirkişiden alınan 19/11/2018 havale tarihli raporda; kazanın oluşumunda 1. duruma göre sürücünün hızını yol durumuna göre ayarlamaması halinde motosiklet sürücüsü …..’in 8/8 %100 oranında kusurlu olduğunu, 2. duruma göre başka bir aracın olaya sebebiyet vermesi halinde ise tespiti yapılamayan araç sürücüsünün 8/8 %100 oranında kusurlu olduğunu, motosiklet sürücüsü ….’in ise kusursuz olduğunu belirtmiştir.

Mahkemece, dosyasından anlaşıldığı üzere kazayı davacıdan başka kimsenin görmediği ve buna göre kaza tespit tutanağının tanzim edildiği ve davacının kusurlu olduğunu belirttiği, keşif sonucu trafik bilirkişisinden alınan iki ihtimalli kusur raporunda iki ihtimale göre rapor tanzim edildiği kazanın oluşumunda 1. duruma göre sürücünün hızını yol durumuna göre ayarlamaması halinde motosiklet sürücüsü ….’in 8/8 %100 oranında kusurlu olduğunu, 2. duruma göre başka bir aracın olaya sebebiyet vermesi halinde ise tespiti yapılamayan araç sürücüsünün 8/8 %100 oranında kusurlu olduğunu, Motosiklet sürücüsü ….in ise kusursuz olduğunun belirtildiği, kaza tespit tutanağı davacının beyanı da dikkate alınarak düzenlendiği ve bilirkişi raporunun bir numaralı ihtimalinin ise kaza tespit tutanağı ile uyumlu olduğu, özellikle davacı tanık deliline dayanmış ise de tanık ismi bildirmediği ve keşif ve duruşmada dinletme talebinde bulunmadığı anlaşılmakla; delillerin takdirinde ve değerlendirilmesinde isabetsizlik görülmemekle davanın reddine ilişkin verilen kararın yerinde olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca esastan reddine reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM :Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı taraftan alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcına peşin yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının mahsubu ile eksik kalan 14,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irad kaydına,
3-İstinaf masrafının davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Taraflarca yatırılan harçların talep halinde iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 361 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’a TEMYİZ yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 17/12/2021

Başkan Üye Üye Katip