Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/191 E. 2022/160 K. 31.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/191
KARAR NO : 2022/160

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/11/2019
NUMARASI : 2018/1113 Esas- 2019/1206 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 31/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/02/2022

Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/11/2019 tarih, 2018/1113 Esas ve 2019/1206 Karar sayılı kararı aleyhine davalı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; 11/10/2017 tarihinde saat 19:30 sıralarında … ……Mah. .. Pastanesi önünde yaya olarak yürüdüğü sırada arkasından plakasını ve markasını, modelinin alamadığı üzerinde iki şahsın bulunduğu motorsikletin müvekkiline arkadan çarparak kaza oluşmasına neden olduklarını, müvekkilinin bu kazadan dolayı kusunun bulundumadığı, yukarıda açıklanan nedenlerle şimdilik 100,00 TL maddi tazminatın yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiş, davacı vekili 08/10/2019 tarihli dilekçesi ile dava değerini 31.548,08 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; kazaya karışan aracın müvekkili şirket nezdinde sigortalı olduğunu, açılan davayı kabul etmediklerini, davacı iddialarının ispatlanması gerektiğini, gerekli yerlerden raporların alınması gerektiğini, müvekkili şirket aleyhindeki kesin ve somut delillere dayanmayan haksız ve hukuka aykırı davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabülune, 31.548,08 TL geçici iş göremezliğe ve kalıcı maluliyete yönelik maddi tazminatın 29/03/2018 tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine karar vermiştir.

Davalı… Hesabı vekili kararı süresi içerisinde tehiri icra talepli olarak istinaf etmiş olup dilekçesinde; davacı tarafından usulüne uygun başvuru yapılmadığı için davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, kazanın soyut iddia olduğunu ve ispat edilemediğini, geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olmadıklarını, maluliyet raporları arasında çelişki bulunduğunu, red edilen kısım için kendilerine de vekalet ücreti verilmesi gerektiğini, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep ettiği görülmüştür.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde; başvuru şartını yerine getirdiklerini, geçici iş göremezlikten sorumlu olduklarını, bilirkişi bakıcı gideri hesap edilmiş ise de kendilerinin talebi olmadığı için bu hususta hüküm de kurulmadığını belirterek istinaf talebinin reddine karar verilmesini istemiştir.

HMK 355 maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde;
Mahkeme tarafından alınan kusur raporunda; yaya ….’in kusursuz olduğunu, plakası tespit edilemeyen Motorsikletin Faili Meçhul sürücüsünün 8/8 (sekizde sekiz) %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, maluliyet raporunda davacının özür durumuna göre tüm vücut fonksiyonu kaybı oranının %4 (dört) olduğu, tıbbi iyileşme süreci göz önüne aldığından 9 (dokuz) ay süre ile geçici iş göremezliğinin olduğu, iyileşme dönemi içerisinde 1.5 (birbucuk) ay tam gün bakıcı ihtiyacı olduğu, devamlı suretle başkasının yardım ve bakımına muhtaç olmadığı, aktüer raporunda davacı asilin toplam gerçek zararının 34.213,16 TL olduğunu tespit edilmiştir.

2918 sayılı KTK.nın 97. maddesi “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir…” hükmünü amirdir. Mahkeme tarafından delillerin değerlendirilmesinde ve takdirinde bir isabetsizlik olmamasına göre özellikle davacının söz konusu hüküm kapsamında davalı kuruma başvurduğu, kaldı ki madde metninde başvuru sırasında hangi belgelerin sunulacağına ilişkin hüküm de bulunmadığı sabit olduğundan davalı vekilinin faiz başlangıcının başvurudan 15 gün sonrasında başlatılması kararının hatalı olduğuna ve gerekli belgelerle başvurulmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğine ilişkin istinaf itirazları kabul edilmemiştir.

Mahkeme tarafından delillerin değerlendirilmesinde ve takdirinde bir isabetsizlik olmamasına göre özellikle 6111 sayılı yasanın 59. maddesi ile değişik 2918 sayılı KTK’nın 98. maddesi ile getirilen ” Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır” hükmü gereğince trafik kazası sonucu yaralanan kişi, tümüyle iyileşip eski sağlığına kavuşuncaya kadar yaptığı tıbbi tedavi ile sınırlı sağlık hizmet bedelleri SGK tarafından karşılanacaktır. Geçici iş göremezlik tazminatının ve bakıcı giderinin bu madde kapsamında değerlendirilemeyeceği ve bu tazminatların da davalı sigorta şirketinin sorumluluğunda olduğu belirtildiği üzere davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun devam ettiğinden, tüm bu açıklanan nedenlerle davalı vekilinin itirazın yerinde olmadığı anlaşılmıştır.

Hesap bilirkişisi her ne kadar bakıcı gideri hesap etmiş ise de davacının bakıcı gideri talebi olmadığı için davacının fazlaya ilişkin talebi de olmadığı anlaşılmıştır. Davacıya ait dosyada tek maluliyet raporu bulunduğu anlaşılmıştır. Bunun için karşı vekalet ücreti talebi ve maluliyet raporları arasındaki çelişki bulunduğu itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca esastan reddine reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM :Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı taraftan alınması gereken 2.155,00 TL istinaf karar ve ilam harcına peşin yatırılan 510,85 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile eksik kalan 1644,15 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irad kaydına,
3-İstinaf masrafının davalı üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Gider avansından harcanmayan kısmın talep halinde ilgilisine iadesine,
6-Kararın kesin olması nedeniyle tebligatların ve harç tahsil/iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olarak oybirliği ile karar verildi. 31/01/2022

Başkan Üye Üye Katip