Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/1847 E. 2022/1732 K. 07.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1847
KARAR NO : 2022/1732

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/09/2020
NUMARASI : 2020/121 Esas- 2020/656 Karar
DAVACILAR :
:

VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 07/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/10/2022

Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/09/2020 tarih, 2020/121 Esas ve 2020/656 Karar sayılı kararı aleyhine davacı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 02/11/2013 günü meydana gelen trafik kazasında ….’ın sevk ve idaresindeki ….. plakalı ile ….’in sevk ve idaresindeki …plakalı araç ile çarpışması sonucu …plaka sayılı araçta yolcu olarak bulunan müvekkillerinin ağır şekilde yaralandıklarını, oluşan kazada müvekkilinin bir kusurunun bulunmadığını, karşı tarafın kusurlu olduğunu, kusurlu aracın kaza tarihinde davalı sigorta şirketince sigortalı olduğunu belirterek şimdilik (her bir müvekkili için ayrı ayrı 50 TL geçici iş gücü kaybı, 50,00’er TL kalıcı iş gücü kaybı, 50’er TL bakım ve bakıcı giderleri için olmak üzere) 450,00’er TL’nin davalıdan alınarak müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde; …plakalı aracın müvekkili sigorta şirketi bünyesinde sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sigortalısının kusur oranında sorumluluğu olduğunu, ilgili yerlerden gerekli raporların alınması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; davacı ….’nın davasının kabulü ile 16.541,80 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davacı …’nın davasının kabulü ile 64.583,53 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davacı …’nın davasının kabulü ile 29.143,44 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

İlk derece mahkemesince; davanın kesin hüküm nedeniyle 6100 sayılı HMK m.114/1-i ve m.115/1,2 hükümleri uyarınca usulden reddine karar verilmiştir.
Bu hükme karşı davacılar vekili tarafından süresi içerisinde sunulan istinaf dilekçesinde; mahkemece hatalı değerlendirme yapıldığını, davalı tarafça ödenen bedelin davacıların gerçek zararını karşılamadığı için iş bu davanın açıldığını, doğmamış haktan feragatin mümkün olmadığını, gerçek zarar hesaplandığında yapılan ödemenin gerçek zararı karşılamadığının ortaya çıktığını, kesin hüküm durumunun söz konusu olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

Davalı sigorta vekili istinafa karşı sunduğu cevap dilekçesinde; mahkemece verilen kararın doğru olduğunu, davacılar tarafından dava açıldıktan sonra taraflar arasından tazminat miktarı konusunda anlaşıldığı için anlaşılan bedelin ödendiğini ve davacılar vekilinin davadan feragat ettiğini ve kararın kesinleştiğini, doğmamış haktan feragatin söz konusu olmadığını kesin hüküm nedeniyle verilen kararın yerinde olduğunu belirterek istinafın reddini savunmuştur.

HMK 355 maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde;
Mahkemece daha önce verilen 2017/645 Esas, 2018/766 Karar sayılı ve 19/06/2018 Tarihli karar Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin 2020/369 Esas, 2020/372 Karar sayılı ve 25/02/2020 Tarihli ilamıyla “…6100 sayılı HMK’nın 303. maddesinde “Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir. Bir hüküm, davada veya karşılık davada ileri sürülen taleplerden, sadece hükme bağlanmış olanlar hakkında kesin hüküm teşkil eder. Kesin hüküm, tarafların küllî halefleri hakkında da geçerlidir…” hükmü bulunmaktadır. Bu hükme göre kesin hükümden bahsedebilmek için; a)davanın taraflarının aynı olması, b) dava sebeplerinin aynı olması ve c) dava konusunun aynı olması olması gerekir. Somut olayda, Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1222 esas sayılı dosyası ile dava açıldığı, davacılar vekilinin davadan feragat etmesi nedeniyle ön inceleme duruşmasında, davanın feragat nedeniyle reddine dair karar verildiği, verilen kararın kesinleştiği anlaşılmıştır. Mahkemece, davalı sigorta vekilinin kesin hüküm yönünden dava şartının oluşmadığı yönündeki savunması ile ilgili olarak hiçbir inceleme yapılmadığı gibi bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar da verilmemiş olması isabetsiz olup, bu nedenle, inceleme konusu karar eksik araştırmaya dayalıdır…” denilerek kaldırılmıştır.

Mahkeme tarafından kaldırma kararı gereğince yeniden yapılan yargılama neticesinde delillerin değerlendirilmesinde ve takdirinde bir isabetsizlik olmamasına göre özellikle daha önce aynı alacaklar nedeniyle aynı taraflar arasında görülen Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1222 Esas sayılı dosyanın 18.09.2015 tarihinde açıldığı ve yargılama belli bir aşamaya geldikten sonra 2016/216karar sayı ve 09.02.2016 tarihli kararı ile feragat nedeniyle karara çıktığı ve18.04.2016 tarihinde kararın kesinleştiği tespit edilmiştir. Eldeki davanın ise 24.05.2017 tarihinde önceki dosya kesinleştikten sonra açıldığı ve kesin hüküm şartlarının oluştuğu anlaşılmakla mahkemece verilen kararın yerinde olduğundan aksi yöndeki davacılar vekilinin istinafı yerinde görülmemiştir.

Bu itibarla davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı taraftan alınması gereken 80,70TL istinaf karar ve ilam harcına peşin yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile eksik kalan 26,30 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irad kaydına,
3-İstinaf masrafının davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Gider avansından harcanmayan kısmın talep halinde ilgilisine iadesine,
6-Kararın kesin olması nedeniyle tebligatların ve harç tahsil/iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olarak oybirliği ile karar verildi. 10/10/2022

Başkan Üye Üye Katip