Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/1832 E. 2022/2170 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1832
KARAR NO : 2022/2170

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/09/2020
NUMARASI : 2019/67 E., 2020/271 K
DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARARININ
TARİHİ : 24/11/2022
YAZIM TARİHİ : 09/12/2022

Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/09/2020 tarih ve 2019/67 E., 2020/271 K. sayılı kararı aleyhine davalı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 25/07/2018 tarihinde sürücüsü tespit edilemeyen …. plakalı aracın davacıların oğlu …’a çarpması sonucunda, …’un vefat ettiğini, fazla ilişkin hakları saklı kalmak üzere davacı …ve …. için ayrı ayrı 1.000,00 TL olmak üzere şimdilik 2.000,00 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara ödenmesini dava etmiş, yargılama aşamasında talebini HMK’nın 107/2. maddesi gereğince 161.715,03 TL olarak arttırmıştır.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; söz konusu davaya yetki yönünden itirazlarının bulunduğunu, davacı tarafın yapmış olduğu başvuruda eksik evrakların bulunduğunu bu nedenle KTK 97. maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, 89.568,88 TL’nin …….’a, 74.146,15 TL’nin …’a 13/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara ayrı ayrı verilmesine karar verilmiştir.

İstinaf başvurusunda bulunan davalı vekili dilekçesinde özetle; davacı tarafından KTK’nın 6704 sayılı yasa ile değişik 97.maddesine ve ZMSS Genel Şartlarına uygun başvuru yapılmaması nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, yetkili mahkemede dava açılmadığını, emniyet kemerinin takılı olmadığını ve müterefik kusur indirimi uygulanması gerektiğini, hatır indirimi yapılması gerektiğini, bilirkişi raporunun 3 kişilik heyet tarafından düzenlenmesi gerektiğini, araç sürücüsünün kim olduğunun netleştirilemediğini, bu nedenlerle mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle ölenin yakınlarının destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkindir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince, istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, usuli işlemlerin kanuna uygun şekilde yapılarak, aşamalarda ileri sürülen iddia ve cevapların denetimi sağlayacak biçimde eksiksiz sergilenip, hükme esas alınan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve özellikle; davacıların davadan önce davalı …… KTK’nın 97.maddesine göre yapılmış bir başvurusunun bulunmasına; davalı vekilinin hatır indirimi yapılması gerektiğine yönelik istinaf itirazı yönünden, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen bir hususun HMK’nın 357/1.son maddesi gereğince istinaf itirazı olarak ileri sürülemeyecek olmasına, davaya konu kazanın oluşumunda araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğuna dair oluşa uygun ve yeterli gerekçeyi içeren, kaza tespit tutanağı ile uyumlu tekli bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında isabetsizlik bulunmamasına; ….. Cumhuriyet Başsavcılığı …… sayılı soruşturma dosyasında, …..’ın ve …….’ın ifadelerinde aracı vefat eden …..’ın kullandığını beyan etmeleri, kazalı araç direksiyon simidinden alınan svapların ……’tan alınan kan örnekleriyle karşılaştırıldığı kriminal raporunda svap ve kan örneklerinin uyuşmadığının tespit edilip, …..’dan alınan kuru kan örneği ile direksiyon simidinden alınan kan örneklerinin kriminal raporuna göre uyumlu olduğunun tespit edilmesine ve mağdur beyanlarına göre aracı kullanan kişinin ……olduğunun tespit edilmiş olmasına göre; davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.

2-Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur TBK’nın 52′ inci maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebilir. Her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde TBK’nın 52. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Müterafik kusura ilişkin savunma bir defi olmadığından mahkemece bu yönde bir savunma olmasa dahi resen araştırılması ve tartışılması gerekmektedir.

Her ne kadar trafik kazası tespit tutanağında emniyet kemerinin takılı olup olmadığı belirsiz ise de, kaza tespit tutanağında kazaya karışan şahısların aracın 98 metre takla atması sonucu hepsinin araç dışına savrulduğunun belirtildiği, yine otopsi tutanağında şahsın ölüm sebebinin, şiddetli bir travmaya bağlı olarak beyin kanaması olarak gösterildiği, bu durumda destek ……’un araçtan fırlama durumu dikkate alındığında emniyet kemerinin takılmamış olmasının müterafik kusur teşkil edip etmeyeceği değerlendirilerek hüküm tesisi gerekirken müterafik kusur değerlendirilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi yerinde görülmemiştir.

3-Davalı vekili cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunuş, mahkemece davalı vekilinin yetki itirazı konusunda herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. 6100 sayılı HMK’nın genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesininin birinci fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” Yine aynı Kanunun 16. maddesinde ise, “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü yer almaktadır.

Davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı söz konusu olup, 6100 Sayılı HMK nın 57. maddesinde ihtiyari dava arkadaşlığı düzenlemiştir. Söz konusu madde uyarınca davaların temelini oluşturan vakıaların ve hukuki sebeplerin aynı veya birbirine benzer olması halinde birden çok kişi birlikte dava açabilecekleri gibi aleyhlerine birlikte dava açılabilir. Yine aynı yasanın 58. maddesinde “İhtiyari dava arkadaşlığında, davalar birbirinden bağımsızdır. Dava arkadaşlarından her biri, diğerinden bağımsız olarak hareket eder.” düzenlemesi mevcuttur.

Somut uyuşmazlıkta, davacıların …..’da ikamet ettiği, kazanın …..’da meydana geldiği anlaşılmaktadır. Davanın haksız fiilden kaynaklanması nedeniyle mahkemece davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı olmasına rağmen her bir davacı bakımından yetki itirazının değerlendirilmemiş olması doğru olmamış, davalılar vekilinin yukarıda 2 ve 3.numaralı bentler yönünden yaptığı istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla;

KARAR:
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/09/2020 tarih, 2019/67 E., 2020/271 K. Sayılı kararının HMK’nın 353/1-a,6 maddeleri gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE,
3-Davalı taraftan tahsil edilen istinaf karar harcının istek halinde iadesine,
4-İstinaf yargılama giderinin mahkemece yeniden verilecek kararda değerlendirilmesine,
5-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 353/1-a,6 maddesi gereğince KESİN olarak oybirliğiyle karar verildi.24/11/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip