Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/1789 E. 2022/1730 K. 07.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 17. HUKUK DAİRESİ ..
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1789
KARAR NO : 2022/1730

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : ..
ÜYE :….
KATİP : ..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/06/2020
NUMARASI : 2019/213 Esas- 2020/370 Karar
DAVACI :…
VEKİLİ : Av….
DAVALI :…
VEKİLİ : Av. ..
İHBAR OLUNAN : 1 -..
İHBAR OLUNAN : 2 -…
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 07/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 07/10/2022

Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/06/2020 tarih ve 2019/213 esas ve 2020/370 karar sayılı kararı aleyhine davacı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 12/02/2016 tarihinde müvekkilinin evinin garajından çıktığı sırada dava dışı …. ‘ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile çarpması neticesinde müvekkilinin yaralandığını, kazaya sebebiyet veren aracın kaza tarihinde zorunlu trafik sigortasının bulunmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50-TL geçici iş göremezlik, 40-TL kalıcı sakatlık ve 10-TL bakım gideri olmak üzere toplam 100,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ….. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının öncelikle hastaneye gittiğinde merdivenden düştüğünü ifade ettiği ve şikayet süresinin geçirilmesinden sonra kendisine aracın çarptığını belirterek şikayetçi olduğunu, bu durumun hayatın olağan akışına uygun olmadığını müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, sorumluluğu kabul etmemekle birlikte ilgili yerlerden gerekli raporların alınması gerekiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince kararın gerekçesi olarak …… Merkezi’nin cevabi yazılarının gösterildiğini, ancak ……’nden gelen cevabi yazılarda sigortalı adlarının ……….ve …….. olarak geçtiğini, soruşturma dosyasında kaza tarihindeki sigortalının adının………. olarak geçtiğini, kaza tarihinde yapılan sorgulamada aracın herhangi bir ZMMS poliçesi bulunmadığının tespit edildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava; trafik kazası nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. maddesi gereğince, istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Davacı tarafından, evinin garajından çıktığı esnada dava dışı sürücü ………’ın sevk ve idaresindeki ……… plakalı ………marka aracın çarpması sonucu yaralandığını belirterek geçici, kalıcı iş göremezlik ve bakıcı giderine ilişkin maddi tazminat talep edilmiştir.
………’na başvurulabilecek halleri düzenleyen 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14/2-b maddesi ve ………Yönetmeliği’nin 9/1-b maddesi gereği, ……..nın sorumluluğu için, zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırma zorunluluğu bulunduğu halde bu sigortası yapılmamış olan bir aracın 3. kişinin zararına sebep olması gerektiği belirtilmiştir.
Somut olayda mahkemece davaya konu aracın kaza tarihinde ZMMS poliçesinin bulunduğu belirtilerek ….. karşı açılan davanın pasif husumet nedeni ile reddine karar verilmiştir.
Dosya içerisinde mevcut ………. 17/06/2019 Tarihli cevabi yazısında …….Plakalı aracın 14/12/2015-14/12/2016 tarihleri arasında……….’ye sigortalı olduğu poliçe iptal durumunun bulunmadığı belirtilmiş ise de, ……… Emniyet müdürlüğünün ….. tarihli cevabi yazısında …..plakada … tarihi itibariyle araç kaydı bulunmadığı belirtilmiş olup, mahkemece………… cevabi yazısı ile Emniyet müdürlüğünün cevabi yazıları arasında çelişki bulunmasına rağmen çelişki giderilmeksizin hüküm tesisi yerinde görülmemiştir.
Bu itibarla mahkemece kaza tarihi itibariyle …..plakalı aracın kaydının bulunup bulunmadığı, aracın özellikleri ilgili Trafik tescil müdürlüğünden sorularak sonucuna göre, aracın kaza tarihinde Zorunlu mali Mesuliyet Sigortasının bulunup bulunmadığı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespiti ile gerekirse ilgili sigorta şirketinden de sigorta bilgileri sorularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle kaldırılması gerekmiştir.
Kabule göre : Davacı tarafından dava açılmadan önce arabuluculuğa müracaat edildiği ve Arabuluculuk Son Tutanağı’nın tanzim edildiği görülmüştür.
Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun ‘Doğrudan Doğruya Talep ve Dava Hakkı’ başlıklı 97. maddesinde (Değişik: 14/4/2016-6704/5 md.) “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 18. fıkrasında özel kanunlarda tahkim veya başka bir alternatif uyuşmazlık çözüm yoluna başvurma zorunluluğunun olduğu veya tahkim sözleşmesinin bulunduğu hâllerde, dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümlerin uygulanmayacağı belirtilmiştir. Kanunun bu özel düzenlemesi karşısında dava şartı olarak zorunlu arabuluculuğa ilişkin hükümlerin uygulanma yeri bulunmamaktadır. (Yargıtay 4.H.D.nin 2021/14429 E. 2021/5729 K., Yargıtay 4.H.D.nin 2021/3476 E. 2021/3999 K.)
Somut olayda davacı vekilince kaza nedeni ile davalı ………. tazminat talebi için başvuruda bulunduğu ancak davalı tarafça ödeme yapılmadığı belirtilerek dava açıldığı anlaşılmaktadır. Özel kanunlarda tahkim veya başka bir alternatif uyuşmazlık çözüm yoluna başvuru şartı bulunduğu hallerde dava şartı olarak arabuluculuğa başvurulamayacağının düzenlemesine göre somut olayda davacının, dava konusu uyuşmazlık dava şartı olan arabuluculuk kapsamında kalmadığı halde arabulucuk bürosuna başvuru yaptığı ve Zorunlu arabuluculuk dosyası açıldığı anlaşılmakla, Bakanlık bütçesinden ödenen arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden sayılacağından, arabuluculuk dosyasında devlet tarafından ödenen arabuluculuk ücreti olup olmadığı araştırılarak suç üstü ödeneğinden arabuluculuk ücretinin ödenmesi halinde hükümde değerlendirme yapılması gerekirken mahkemece bu hususta değerlendirme yapılmaması yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 3. HD’nin 28/02/2022 tarihli ve 2022/501 E., 2022/1576 K.)
Yukarıda açıklanan nedenlerle, bu aşamada sair hususlar incelenmeksizin HMK’nın 353/1-a,6 maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve Dairemiz kararına uygun şekilde, davanın yeniden görülerek eksikliklerin giderilmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE;
Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/06/2020 tarih ve 2019/213 esas ve 2020/370 sayılı kararının HMK’nın 353/1-a,6 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA,
Dosyanın davanın yeniden görülmesi için MAHALLİNE İADESİNE,
2-Davacıdan tahsil edilen istinaf karar harcının istek halinde yatıran tarafa iadesine,
3-İstinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama neticesinde verilecek kararla birlikte değerlendirilmesine,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak oybirliğiyle karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip
….