Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/1599 E. 2022/1565 K. 23.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1599
KARAR NO : 2022/1565

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/10/2019
NUMARASI : 2018/1353 Esas- 2019/1152 Karar
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 23/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 23/09/2022

Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/10/2019 tarih ve 2018/1353 esas ve 2019/1152 karar sayılı kararı aleyhine davacı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı …..’e ait olan sürücüsü ….. sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araca, 11/10/2017 tarihinde kırmızı ışıkta geçen davalı şirket tarafından sigortalı olup, dava dışı ….. sevk ve idaresindeki …… plaka sayılı aracın çarpması sonucu trafik kazası meydana geldiğini, davalı şirkete sigortalı olan araç sürücüsü ……’ın tam ve asli kusurlu olduğunu, davacı tarafça davalı şirkete başvuruda bulunulduğunu ve 15.000,00 TL hasar bedeli ödendiğini, davacının zararının 33.000,00 TL’nin üzerinde olduğunu belirterek hasardan kaynaklı zarar için 400,00 TL maddi tazminatın, değer kaybından kaynaklı zarar için 400,00 TL maddi tazminatın ve mahrum kalınan kazançtan kaynaklı oluşan zarar için 200,00 TL maddi tazminatın hasar dosyası açıldığı tarihten 15 gün sonrasından itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının zararına ilişkin toplam 15.000 TL’nin davacıya ödendiğini, bu ödemelerle taraflar arasında borç ilişkisinin sona erdiğini, dolayısıyla başvurunun hukuksal yarar yokluğu sebebiyle reddine karar verilmesi gerektiğini, hukuki bir gerekçesi kalmadığından davacı tarafından talep edilen tutara açıkça itiraz ettiklerini belirterek davanın reddini talep etmiştir.

Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacının davasının kısmen kabulü ile 2.976,67 TL hasar bedelinin 05/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının kazanç kaybı ve değer kaybı talebinin reddine karar verilmiştir.

İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin aracının ticari taksi olduğunu, dolayısıyla aracı ile gelir elde etmekte olduğunu, araçta kaza sonrası oluşan hasar nedeni ile 29 günlük tamir süresi boyunca aracın çalıştırılamamasından dolayı bu sürede gelir elde edemediğini, bu zararın da maddi zarar kapsamında olduğunu, dolayısıyla mahkemenin poliçe kapsamında böyle bir teminat bulunmadığı iddiasının son derece yersiz olduğunu, 31/05/2020 tarihli bilirkişi raporunda müvekkilinin aracında meydana gelen değer kaybının 2.000,00 TL olduğunun belirtildiğini, ancak mahkemece gerekçe belirtilmeksizin araçta değer kaybının bulunmadığından taleplerinin reddine karar verildiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

Dava; trafik kazası nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Davacı tarafından, 11/10/2017 tarihinde kendisine ait ….. plakalı ticari taksisine ışık ihlalili yapan sürücü …. sevk ve idaresindeki davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesiyle sigortalı …..plakalı aracın çarpması şeklinde meydana gelen kazada aracında meydana gelen değer kaybı, karşılanmayan bakiye zarar ve mahrum kalınan kazanç kaybının tahsili talep edilmiştir.

6100 sayılı HMK’nun 341/2. maddesinde; “Miktar veya değeri Üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.” hükmü mevcuttur. Ayrıca, 6100 sayılı HMK’nun Ek 1. maddesinin 1. fıkrasında; HMK’nun “341. maddesindeki parasal sınırın her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298’inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz.” hükmünün yanı sıra, aynı maddenin 2. fıkrasında; HMK’nun “341. maddesindeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı” düzenlenmiş bulunmaktadır. Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu yerel mahkeme kararının verildiği 2019 yılı için HMK’nun 341/2.maddesindeki kesinlik sınırı 4.400,00-TL olmuştur.

Somut olayda; dava dilekçesi içeriğine göre davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı, davacı tarafça fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak araçta meydana gelen hasardan kaynaklı 400-TL, değer kaybından dolayı 400-TL ve tamir süresi içerisinde aracın çalıştırılamamasından kaynaklı zarar için 200-TL olmak üzere toplam 1.000-TL tazminat talep edildiği, mahkemece yargılama aşamasında aldırılan bilirkişi ek ve kök rapor içeriklerine göre araç hasarı için davacının karşılanmayan bakiye zararının 2.976,67-TL, aracın tamir süresi içerisinde çalışmaması nedeni ile uğranılan zararın 2.400-TL ve değer kaybının Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları ekinde belirlenen kriterlere göre -1.638,00-TL, nisbi metod yöntemine göre ise 2.000-TL olarak belirlendiği, davacı vekilince ibraz edilen bedel arttırım dilekçesinde hasar ve kazanç kaybından kaynaklı maddi zarara ilişkin arttırım talebinde bulunularak toplamda 5.776,67-TL tazminat talep edildiği, mahkemece davanın 2.967,67-TL bakımından kabulüne karar verildiği görülmekle, dosya içerisinde mevcut bilirkişi raporları ve davacı tarafça istinaf dilekçesinde bilirkişi raporunda değer kaybının 2.000-TL olduğunun belirtilmesine rağmen mahkemece gerekçe belirtilmeksizin araçta değer kaybı bulunmadığından taleplerinin reddine karar verildiğinin belirtilmesi nazara alındığında, davacının talepte bulunduğu ve bulunabileceği miktarlar ve davanın kabulüne karar verilen kısmı nazara alındığında davanın reddine karar verilen kısmının 4.400-TL nin üstünde olmadığı anlaşılmıştır

Dosya kapsamı ve reddedilen talep miktarı bakımından davacı vekilinin kurulan hüküm bakımından istinaf kanun yolu başvurusunun, kesin karara karşı yapılması sebebiyle HMK’nın 346. maddesine göre reddedilmesi gerekir. Mahkemece istinaf itirazı yönünden bir karar verilmeksizin dosyanın Dairemize gönderildiği, 01.06.1990 tarih 3/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararı uyarınca parasal kesinlik sınırı nedeniyle temyiz edilemeyecek kararların temyizi halinde Yargıtay’ca temyiz dilekçesinin reddine karar verilebileceği belirtildiğinden, bu hususta dairemizce de karar verilebileceğinden, davacının istinaf itirazlarının kesinlik nedeni ile reddine karar verilmiştir.

KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin HMK’nun 341. ve 352. maddeleri uyarınca miktar yönünden kesinlik nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 İstinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL nin mahsubu ile eksik kalan 26,30 TL nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf gider avansından arta kalan kısmın yatırana iadesine,
5-Kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip