Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/1589 E. 2022/1669 K. 30.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 17. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1589
KARAR NO : 2022/1669

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/02/2020
NUMARASI : 2017/52 Esas- 2020/218 Karar
DAVACI : … -…
.
Av. …
Av. …
DAVALI : … -TC: …- …
VEKİLLERİ : Av. …..
KARAR TARİHİ : 30/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/09/2022

Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/02/2020 tarih ve 2017/52 esas ve 2020/218 karar sayılı kararı aleyhine davacı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili nezdinde, … adına sigortalı …..plakalı aracın …. tarihinde dava dışı ……ın sevk ve idaresindeyken kusurlu olarak kazaya karıştığını, kazada çok sayıda kişinin yaralandığı ve araçların hasar gördüğünü, …. plakalı aracın hasarından dolayı uzman ekspretiz incelemesi yapıldığını, tespit edilen 22.200 TL hasar tutarının müvekkilince 06/10/2016 tarihinde araç malikine ödendiğini, ödenen bu tazminatın sigortalı aracın sürücü belgesiz kullanımdan dolayı rücu hakkının bulunduğunu belirterek ödenen 22.200 TL bedelin 06/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Açılan davayı kabul etmediklerini, müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, 18/03/2016 tarihli oto alım satımı sözleşmesi ile davalı müvekkiline ait….. plakalı aracın dava dışı kazaya karışan ….’a 16.000 TL bedelle satıldığını, bedelin dava dışı …..tarafından 10.000 TL’lik kısmının ödendiğini, geri kalan 6.000 TL’lik kısmının ödenmediğini bu sebeple aracın henüz resmi işlemlerinin tamamlanmadığını, müvekkilinin oto alım satım işi yapmakta olduğunu, sözleşmenin kazadan sonra yapılmış olmasının mümkün olmadığını, dava dışı ….’ın meydana gelen kazada vefat ettiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; araç satış işleminin KTK 20/2-d maddesi uyarınca şekle tabi olduğundan noterde yapılmasının zorunlu olup, bunun dışındaki satış işlemlerinin batıl olduğunu, bunun dışındaki satış işlemlerinin üçüncü kişilere karşı ileri sürülemeyeceğini, kanunen hiç bir hükmü olmayan sözleşme dayanak hüküm tesis edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, trafik kazası sebebiyle ZMSS poliçesi kapsamında ödenen bedelin sigortalı aracın ehliyetsiz sürücü tarafından kullanıldığı iddiası ile davalı sigortalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Somut olayda; davacı … şirketine zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı bulunan davalıya ait aracın karıştığı kaza sebebi ile dava dışı 3. kişiye ödenen tazminatın, sigortalı aracın sürücüsünün ehliyetsiz olması sebebi ile ZMMS genel şartları uyarınca davalıdan rücuen tahsiline karar verilmesi talep edilmektedir. Davalıya sigortalı aracın kullanım amacı hususidir. Davalı araç alım satım işi yaptığını vergi levhasının bulunduğunu, aracın dava dışı sürücüye adi yazılı sözleşme ile satıldığını ancak bedelin tamamının ödenmemesi nedeni ile resmi devir işleminin yapılmadığını savunmuştur.
Mahkemece; kaza tarihinden önce aracın adi yazılı sözleşme ile üçüncü kişiye satıldığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş ise de; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 20/d maddesinde “Tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirleri, satış ve devri yapılacak araçtan dolayı motorlu taşıtlar vergisi, gecikme faizi, gecikme zammı, vergi cezası ve trafik idari para cezası borcu bulunmadığının tespit edilmesi ve taşıt üzerinde satış ve/veya devri kısıtlayıcı herhangi bir tedbir veya kayıt bulunmaması halinde, araç sahibi adına düzenlenmiş tescil belgesi veya trafik tescil kayıtları esas alınarak noterler tarafından yapılır. Noterler tarafından yapılmayan her çeşit satış ve devirler geçersizdir” hükmünü içermektedir. Görüldüğü gibi Yasa’nın 20/d maddesinde tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirlerinin ancak noterler tarafından yapılacağı hükmüne yer verilmiştir. Ancak böyle bir satış ve devir işlemi araç üzerindeki mülkiyet hakkını devre elverişlidir. Bu devrin yöntemince aracın kayıtlı olduğu tescil müdürlüğüne bildirilmemesi yüzünden aracın tescil kaydında bir değişiklik yapılmaması satışa konu aracın mülkiyetinin geçişini engellemez ise de, anılan yasa maddesinde belirtilen türden resmi bir satış ve devir işlemi yapılmaksızın, satış işlemine dayalı olarak işleten sıfatının ve araç üzerindeki mülkiyet hakkının devredildiğinin kabulü mümkün değildir. Somut uyuşmazlıkta 2918 Sayılı Yasanın 104. Maddesinin uygulanmasıda mümkün değildir. Bu itibarla adi yazılı sözleşme ile yapılan haricen satım hususunun 3. kişi konumunda bulunan davacıya karşı ileri sürülemeyeceği; davacının rücu hakkının, KTK’nun 95. maddesi ile ZMSS Genel Şartları’nın B.4.b. maddesine dayanan, yasadan kaynaklanan bir hak olduğu gözönünde bulundurularak; davalıya ait araç sürücüsünün kazadaki kusuru oranında, davacının davalıya rücu hakkı bulunduğunun kabulüyle işin esasına girilerek hüküm tesisi gerekirken davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, bu aşamada sair hususlar incelenmeksizin HMK’nın 353/1-a,6 maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve Dairemiz kararına uygun şekilde davanın yeniden görülerek eksikliklerin giderilmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE;
Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/02/2020 tarih ve 2017/52 esas ve 2020/218 karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a,6 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA,
Dosyanın davanın yeniden görülmesi için MAHALLİNE İADESİNE,
2-Davacıdan tahsil edilen istinaf karar harcının istek halinde yatıran tarafa iadesine,
3-İstinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama neticesinde verilecek kararla birlikte değerlendirilmesine,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak oybirliğiyle karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip
… … … …

….