Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/1479 E. 2022/1519 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1479
KARAR NO : 2022/1519

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/06/2020
NUMARASI : 2019/785 Esas- 2020/350 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 20/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/09/2022

Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/06/2020 tarih, 2019/785 Esas ve 2020/350 Karar sayılı kararı aleyhine davacı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; 15/05/2016 tarihinde dava dışı …. sevk ve idaresindeki …. plaka sayılı aracın …..caddesi, …. Yoluna geçiş yaptığı esnada aniden durması neticesinde … caddesinde seyir halindeki davacının sevk ve idaresindeki …. plakalı motosikletin duramayarak … plakalı otomobile çarpması neticesi meydana gelen kazada müvekkilinin yaralandığını, … plaka sayılı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde ZMMS poliçe ile sigortalı olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 500 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiş, davacı vekili 14/12/2017 tarihli dilekçesi ile dava değerini 17.287,72 TL’ye yükseltmiştir.

Davalı Sigorta vekili cevap dilekçesinde; davacı vekilinin dava dilekçesinde belirttiği 15/05/2016 tarihinde yaralamalı trafik kazasına karıştığını belirttiği ….. plakalı aracın 09/02/2016-2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere ZMMS poliçesi ile sigortalandığını, davacının maluliyet oranının belirlenmesi için Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerektiğini, sonra kusur oranını ve tazminat miktarının tespit edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.

İlk derece mahkemesince; davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından süresi içerisinde sunulan istinaf dilekçesinde; mahkeme tarafından hatalı karar verildiğini, kusur raporunun mahkemeyi bağlamadığını hakimin serbestçe kusuru takdir edeceğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

HMK 355 maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde;
Dava trafik kazası nedeniyle çalışma gücü kaybı için açılan maddi tazminat davasıdır.
Mahkeme tarafından verilen 22/05/2018 Karar tarihli, 2016/1399 Esas – 2018/800 Karar sayılı ilamı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin 22/10/2019 tarih, 2018/1723 Esas – 2019/1938 Karar sayılı ilamı ile;”Ancak, 15/05/2016 tarihli kaza tespit tutanağında davacı …..’ın asli kusurlu olduğu, ….’in kusurunun bulunmadığı belirtilmiştir. Mahkemece alınan 20/07/2017 tarihli kusur raporunda ise, davacı …..’ın 6/8 oranında asli kusurlu olduğu, …..’in 2/8 oranında tali kusurlu olduğu belirtilmüştir. Bu haliyle kaza tespit tutanağı ile kusur raporu arasında çelişki bulunduğundan çelişkinin giderilmesi için ATK Trafik İhtisas Dairesinden veya İTÜ trafik kürsüsünden seçilecek bilirkişi kurulundan rapor alınması gerekirken çelişki giderilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Ayrıca, mahkemece alınan 10/10/2017 tarihli maluliyete ilişkin raporda Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği esas alınarak davacı …..’ın maluliyet oranı %11, iyileşme süresi 9 ay olarak hesaplanmıştır. Hükme esas alınan 16/03/2018 tarihli maluliyet raporunda ise davacı …..’ın Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümleri esas alınarak hazırlanan raporda özür durumunun olmadığı, iyileşme sürecinin 9 aya kadar uzayacağı belirtilmiştir. 10/10/2017 tarihli rapor geçerli olmayan yönetmeliğe göre alınmış olsa da her iki rapor arasında açıkça ve makul denemeyecek oranda bir çelişki bulunmaktadır. Mahkemece davacının itirazlarını karşılar nitelikte ve çelişkiyi giderecek şekilde poliçe tanzim tarihinde yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmeliğe uygun şekilde Adli Tıp 3. İhtisas Dairesinden çelişkiyi giderecek, yeni bir maluliyet raporu alınması gerektiğinden bu hususa ilişkin istinaf itirazı da yerinde görülmüştür. ” gerekçesi ile kaldırma kararı verildiği anlaşılmıştır.

Mahkemece kaldırma kararına istinaden ATK’dan çelişkinin giderilmesi için kusur raporu alındığı ve raporda davacının %100 kusurlu olduğunun tespit edilmesi üzerine davanın reddine karar verildiği ve verilen kararın yerinde olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf itirazının reddine karar verilmiştir.
Bu itibarla davacı vekilinin istinaf talebinin HMK.353/1-b,1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM :Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı taraftan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcına peşin yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile eksik kalan 26,30 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irad kaydına,
3-İstinaf masrafının davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Gider avansından harcanmayan kısmın talep halinde ilgilisine iadesine,
6-Kararın kesin olması nedeniyle tebligatların ve harç tahsil/iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olarak oybirliği ile karar verildi. 20/09/2022

Başkan Üye Üye Katip