Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/1449 E. 2022/1515 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1449
KARAR NO : 2022/1515

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/06/2020
NUMARASI : 2016/1063 Esas- 2020/522 Karar
DAVACILAR :
VEKİLİ :
:
VEKİLLERİ :
:
DAVALI :
VEKİLLERİ :
:
:
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 20/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/09/2022

Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/06/2020 tarih, 2016/1063 Esas ve 2020/522 Karar sayılı kararı aleyhine davalı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; 28/07/2016 tarihinde sürücü …. sevk ve idaresindeki …. plakalı motosikleti ile …..Mah. … Cad. ….Cami önünde yol çalışması nedeniyle hasar görmüş yolda ilerlediği esnada motorun sarsılması üzerine arkada oturan davacıların desteğinin dengesini kaybederek motordan düşmesi sonucu hayatını kaybettiğini, kazanın oluşumunda motosiklette yolcu olarak bulunan davacıların desteği muris ….’nun bir kusurunun bulunmadığını, kazaya sebebiyet veren ….. plakalı motosikletin 28/07/2016 tarihi itibari ile zorunlu mali mesuliyet sigortasının bulunmaması nedeni ile davacıların destekten yoksun kalma zararından ….. sorumlu olduğunu belirterek şimdilik her bir davacı için 50 TL olmak üzere toplam 150 TL destekten yoksun kalma tazminatının vefat eden temerrüt tarihinden itibaren işletilecek temerrüt faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiş, davacı vekili 22/02/2019 tarihli dilekçesi ile dava değerini toplam 236.377,03 TL’ye yükseltmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuru yapılması gerektiğini, davacının gerekli belgeler ile başvuru yapmadığından dava şartının yerine getirilmediğini, müteveffanın kask ve koruyucu elbise giymemesi nedeni ile müterafik kusur indirimi ve hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, müvekkili şirket aleyhindeki kesin ve somut delillere dayanmayan haksız ve hukuka aykırı davanın reddini talep etmiştir.

İlk derece mahkemesince; davacı ……’in maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile, taleple bağlı kalınarak 184.405,54 TL’den %20 mütefarik kusur, %20 hatır taşıması indirimi yapılmak suretiyle hesaplanan 110.643,33 TL destekten yoksun kalma maddi tazminatının dava tarihi olan 17/10/2016 itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacı …..’e verilmesine, davacı ….’nun davasının taleple bağlı kalınarak kısmen kabulü ile, davacı için hesaplanan 12.858,64 TL maddi tazminattan %20 mütefarik kusur, %20 hatır taşıması indirimi yapılmak suretiyle hesaplanan 7.715,19 TL destekten yoksun kalma maddi tazminatının dava tarihi olan 17/10/2016 işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacı …..’ya verilmesine, davacı ….’nun davasının kısmen kabulü ile, davacı için hesaplanan 38.804,14 TL maddi tazminattan %20 mütefarik kusur, %20 hatır taşıması indirimi yapılmak suretiyle hesaplanan 23.282,49TL destekten yoksun kalma maddi tazminatının dava tarihi olan 17/10/2016 işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacı …..’ya verilmesine karar verilmiştir.

Davalı vekili tarafından süresi içerisinde sunulan istinaf dilekçesinde; başvuru şartını yerine getirmediğini, kazanın meydana gelmesinde tamamen murisin kusurlu olduğunu zira murisin motorsikletten kendini attığını ve buna göre ölümü ile kaza arasında illiyet bağının kesildiğini, dosyada kusura ilişkin farklı raporlar ve kusur oranları belirlendiğini ancak çelişkinin giderilmediğini, davacıların ve murisin yabancı uyruklu olduğu için bakmakla yükümlü olduğu kişilerin usulünce belirlenmediğini, murisin anne ve babasının davadan önce öldüğünün kabulünün hatalı olduğunu ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin tamamının tespit edilmediğini ve de hesaplamanın bu sebeple hatalı yapıldığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

HMK 355 maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde;
Dava ölümlü trafik kazasından kaynaklanan tazminat talebine ilişkindir.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi gereğince ihdas edilen …. Yönetmeliği’nin 15. maddesi gereğince, ….yönünden faizin başlangıç (temerrüt) tarihi belirlenirken, ilgililerce gerekli belgeler de ibraz edilerek …. Yönetmeliğinin 9, 14. ve 15. maddelerinde yazılı biçimde fona başvurulduğu halde ödeme yapılmamışsa başvuru tarihinden itibaren ….temerrüde düştüğünün kabulü gerekir. Gerekli belgeler ibraz edilmeksizin başvuruda bulunulmuş ya da hiç müracaat edilmemiş ise …. temerrüdünden bahsedilemeyeceğinden faiz başlangıcının dava tarihi olarak kabulü gerekir.

Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre, usuli işlemlerin kanuna uygun şekilde yapılarak, hükme esas alınan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davacı tarafça dava açılmadan önce davalı ….başvuruda bulunulduğu ….Yönetmeliğinin 15. maddesi uyarınca mahkemece hüküm altına alınan faiz başlangıç tarihinin hatalı olduğuna ilişkin istinaf itirazları kabul edilmemiştir.

Mahkemece aktüer bilirkişiden kusur oranlarının yeniden belirlenmesinden sonra ek rapor alındığı bilirkişi tarafından destek hesabında murisin mirasçıları ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler dikkate alınarak TRH 2010 yaşam tablosu dikkate alınarak devre başı ödemeli belirli süreli rant formülü ile 1,8 teknik faiz üzerinden iskontolanma yöntemine göre hesap yapıldığı anlaşıldığından aksi yöndeki davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.

Mahkemece, dosya içerisinde bulunan tüm raporların değerlendirilerek en son olarak İTÜ tarafından oluşturulan heyetten kusur raporunun alındığı ve sürücünün %100 tam kusurlu olduğu anlaşılmış ise de kaza nedeniyle …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin …. Esas-….. Karar sayılı tarih ve 12.11.2019 tarihli ve de 17.12.2019 tarihinde kesinleşmiş ilamı ile kaza murisin yolcu olarak bulunduğu motosikleti kullanan ….’nun beraat etmesine karar verilmiştir. 6098 sayılı TBK. 74 maddesi “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir.

Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.”şeklindedir. Maddede açıklandığı üzere hakim ceza hakiminin belirlediği kusur ile bağlı olmasa da olayın oluş şekli ile bağlı olduğu değerlendirildiğinde belirlenen kusur durumunun olayın oluş şekline uygun olmadığı ortaya çıkmıştır. Mahkemece kusur yönünden ilgili ceza dosyasının tamamı istenerek (tanık ifadeleri de dahil) İTÜ heyetinde ek rapor ya da Karayolları Fen Heyetinden yeniden rapor alarak sonucuna göre karar verilmesi için kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.

Kabule göre de: Davacılar …. uyruklu olup mahkemece teminat muafiyetinin bulunup bulunmadığı hususunda, hükme dayanak oluşturacak nitelikte bir araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır.
5718 sayılı MÖHUK madde 48/1’e göre; “Türk mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır”. MÖHUK’ta teminat gösterme yükümlülüğü konusunda “yabancılık” ölçütü esas alınmıştır. Buna karşın davalının veya kendisine karşı takibe girişilen karşı tarafın vatandaşlığı, bu madde kapsamında da bir öneme sahip değildir. Bu maddeye göre hakim tarafından verilen kesin süre içinde teminat gösterilmezse dava, dava şartı eksikliğinden HMK’nun 114/1-ğ maddesi uyarınca reddedilir.

MÖHUK madde 48/2’de ise; “Mahkeme, dava açanı, davaya katılanı veya icra takibi yapanı karşılıklılık esasına göre teminattan muaf tutar” hükmü yer almaktadır.
Buna göre Türk hâkimi, yabancı davacının, davaya katılanın veya icra takibinde bulunanın vatandaşı olduğu ülke ile Türkiye arasında karşılıklılık (mütekabiliyet) var ise, bu kişiyi teminattan muaf tutacaktır. Karşılıklılık, iki devlet arasında imzalanan (iki taraflı) anlaşma veya iki devletin de taraf olduğu uluslararası (çok taraflı) anlaşma ile sağlanabileceği gibi, kanuni veya fiili karşılıklılık şeklinde de sağlanabilir. 1954 tarihli Hukuk Usulüne Dair Lahey Sözleşmesinin 17. maddesinde; âkit devletlerden birinde ikamet eden ve diğer bir devletin mahkemeleri huzurunda davacı veya müdahil olarak bulunan âkit bir devletin vatandaşlarından yabancı olmaları sebebi ile herhangi bir teminat istenemeyeceği düzenlenmiştir.

5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun’un 48/2. maddesinde dava açanın karşılıklılık esasına göre, teminattan muaf tutulabileceği düzenlendiğinden öngörülen teminat hususu Mahkemece re’sen gözetilmelidir.

Bu sebeple Mahkemece öncelikle davacıların teminattan muaf olup olmadığı hususunun Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü’nden sorularak alınacak yazı cevabına göre, davacıların teminat göstermesi gerektiği sonucuna varılırsa, teminatın yatırılması için davacılara kesin süre verilmesi, anılan sürede belirtilen teminatın yatırılmaması halinde istemin usulden reddine, yatırılması halinde ise, dava şartı eksikliği süresinde giderilmiş olacağından işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken doğrudan işin esasına girilmesi doğru olmamış, hükmün bu yönden re’sen kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir. (Yargıtay 4. H.D.nin 2021/4159 E. 2021/9380 K.)

Bu itibarla; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne ve HMK’nın 353/1-a,6 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM :Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı istinaf talebinin KABULÜNE,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/06/2020 tarih ve 2016/1063 Esas- 2020/522 Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Davalı tarafından peşin yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
4-Davalı tarafından karşılanan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda değerlendirilmesine,
5-Davalı ….tarafından tehiri icra talebi kapsamında …. İcra Dairesinin … tarih, … Esas sayılı mehil vesikası ile yatırılan …. Bankası/…….- ….. tarih, …. TL teminat/teminat mektubunun yatırana İADESİNE,
6-Kararın kesin olması nedeniyle tebligatların ve harç tahsil/iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 20/09/2022

Başkan Üye Üye Katip