Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/1294 E. 2022/1473 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1294
KARAR NO : 2022/1473

TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/02/2020
NUMARASI : 2017/1418 Esas 2020/210 Karar
DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
İSTİNAF KARARININ
TARİHİ : 14/09/2022
YAZIM TARİHİ : 14/09/2022

Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/02/2020 Tarih, 2017/1418 Esas 2020/210 Karar sayılı kararı aleyhine davalı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 16/05/2017 tarihinde …… plakalı araç sürücüsü seyir halindeyken elektrikli bisikletle seyir eden davacıya çarpması sonucunda yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazaya sebebiyet veren aracın kaza tarihinde davalı … şirketince sigortalı olduğunu, 31/09/2017 tarihinde davalı … şirketine yazılı başvuru yapıldığını, ancak dönüş yapılmadığını, bu nedenlerle 100,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden sonra işleyecek merkez bankası reeskont faizi işletilmesine hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında talebini HMK’nın 107/2. maddesi gereğince 51.255,63 TL olarak arttırmıştır.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından gerekli belge ibraz edilmeden iş bu davanın açıldığını, bu nedenle esas hakkında inceleme yapılmasına gerek olmadan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile 9.740,83 TL geçici, 39.658,98 TL sürekli iş göremezlikten doğan maddi tazminatının 13/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

İstinaf başvurusunda bulunan davalı vekili dilekçesinde özetle; mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu karar verildiğini, sigortalı araç sürücüsünün dava konusu kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığını, kusur durumlarının yeterli derecede değerlendirilmediğini, davacı tarafın tedavi gideri taleplerinin müvekkil şirketin geçici işgöremezlik tazminatından sorumluluğunun bulunmadığından reddine karar verilmesi gerektiğini, malul kalanın bisiklet üzerinde seyahat halindeyken kask takmaması ve uygun kıyafetler giymemesi sebebiyle kusurlu olduğunu, hesaplama yapılırken asgari %25 oranında indirim yapılması gerektiğini bu nedenlerle mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Dava, trafik kazası sonucu maruz kalınan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat talebine ilişkindir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. maddesi gereğince, istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;

Davacı vekili tarafından, dava dışı …..’un sevk idaresindeki, Davalı … A,Ş, ‘ ye ZMMS poliçesiyle sigortalı …. plaka sayılı aracın, davacının kullanmakta olduğu elektrikli bisiklet ile çarpışması şeklinde meydana gelen kazada davacının sürekli sakatlığı nedeni ile maddi tazminat talep edilmiştir.

Hükme esas alınan kusur raporu içeriğine göre; dava dışı ……’un sevk idaresindeki, Davalı … A,Ş,‘ ye ZMMS poliçesiyle sigortalı ….plaka sayılı aracın, davacının kullanmakta olduğu elektrikli bisiklet ile çarpışması olayında %75 oranında kusurlu olduğu anlaşılmıştır.

Davacı hakkında tanzim edilen maluliyet raporunun incelenmesinde ise; davacının %7 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği, 9 ay geçici iş göremezliğinin olduğunun ve 1 ay bakıcı ihtiyacının bulunduğu tespit edilmiştir.
Davalı taraf her ne kadar, geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminatından sorumlu olmadığı belirtilerek istinaf talebinde bulunulmuş ise de: 25.02.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13.02.2011 tarihli 6111 Sayılı Yasa’nın 59.maddesi ile 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesi değiştirilmiş, buna göre “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı” Yasanın geçici 1. maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, söz konusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun’un 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve G….yükümlülüklerinin sona ereceği,” öngörülmüştür. Sigorta şirketi, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. 2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluk dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu’na geçmiştir. Ancak geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminatı madde kapsamında değerlendirilemeyeceğinden geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri talepleri yönünden sigorta şirketlerinin sorumluluğu devam edeceğinden bu hususa ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 4. H.D.nin 2021/5372 E. 2021/8669 K., Yargıtay 4. H.D.nin 2021/3468 E. 2021/6538 K. Yargıtay 5. H.D.nin 2021/5372 E. 2021/8669 K.)

Hükme esas alınan maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca düzenlendiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplamanın TRH 2010 yaşam tablosu ve devre başı ödemeli belirli süreli rant hesaplama yöntemi ile 1,8 teknik faiz kullanılarak yapıldığı, her ne kadar Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin güncel içtihatlarında hesaplamada TRH 2010 tablosu ve progresif rant yöntemi uygulanması gerektiği belirtilmekte ise de davalı tarafın istinaf itirazları ve istinaf edenin sıfatına göre aleyhe kaldırma yapılamayacağından (Yargıtay 4. H.D.nin 2021/3030 E. 2021/2658 K.) söz konusu husus kaldırma nedeni yapılmayarak davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.

İstinaf itirazları ile ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre, usuli işlemlerin kanuna uygun şekilde yapılarak, hükme esas alınan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmeyerek istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1. maddesine göre esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir. Bu itibarla;

KARAR:
1-İncelenen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 3.374,50 TL istinaf karar harcından peşin alınan 843,62 TL’ nin mahsubu ile eksik kalan 2.530,88‬ TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Gider avansından harcanmayan kısmın talep halinde yatırana iadesine dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olarak oybirliği ile karar verildi. 14/09/2022

Başkan Üye Üye Katip