Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/1292 E. 2022/1475 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1292
KARAR NO : 2022/1475

TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/06/2020
NUMARASI : 2018/1351 Esas, 2020/449 Karar
DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
İSTİNAF KARARININ
TARİHİ : 14/09/2022
YAZIM TARİHİ : 14/09/2022

Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/06/2020Tarih, 2018/1351 Esas 2020/449 Karar sayılı kararı aleyhine davalı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 01/02/2016 günü ……’nün sevk ve idaresindeki …. ile …. sevk ve idaresindeki ….aracın çarpışması neticesinde meydana gelen trafik kazasında yaralandığını, ….plakalı aracın sigortası …. Sigorta A.Ş adına olduğunu, ancak şirketin iflası nedeniyle faaliyeti sona erdiğinden davalının zarardan sorumlu olduğunu, yapılan başvuruya rağmen cismani hasar bedelinin ödemesinin yapılmadığını, tüm bu nedenlerle 100 TL maluliyet, 50 TL geçici iş göremezlik, 50 TL bakıcı giderinin ilk başvuru tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında talebini HMK’nın 107/2. maddesi gereğince 55.727,92 TL olarak arttırmıştır.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; usulüne uygun başvurunun yapılmadığını, …..Sigorta A.Ş.’nin Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı tarafından el konulduğunu, bu şirket tüm ödeme işlemlerini kendi bünyesinde gerçekleştirmekte olduğunu, müvekkil şirkete devrin söz konusu olmadığını tüm bu nedenlerle husumet itirazında bulunduklarını, davanın …..Sigorta A.Ş ve sürücü işleten konumundaki …. ne davanın ihbarını, sorumluluğun teminat limiti ve kusur oranıyla sınırlı olduğunu, kusur ve maluliyet raporunun atk dan alınması gerektiğini, geçici iş göremezlik ve bakıcı giderinin teminat dışında olduğunu, sgk dan yapılan indirimin hesapta tenzil edilmesi gerektiğini, dava tarihinden yasal faizin işletilmesi gerektiğini tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile davanın kalıcı maluliyet, geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri yönünden taleplerin kabulüne, kalıcı maluliyet yönünden 25.227,64 TL, geçici iş göremezlik yönünden 15.666,13 TL, bakıcı gideri yönünden ise 864,67 TL tazminatın 28/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

İstinaf başvurusunda bulunan davalı vekili dilekçesinde özetle; dava konusu olayda müvekkil kuruma geçerli bir başvuruda bulunulmadığını, davacı tarafından KTK’nın 97.maddesine uygun başvuru yapılmaması nedeniyle dava şartının gerçekleşmediğini, dolayısıyla faiz başlangıcının dava tarihi olarak kabul edilmesi gerektiğini, 07/02/2020 havale tarihli maluliyet raporunun Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine aykırı olarak belirlendiğini, geçici iş görmezlikten doğan zararların 01/06/2015 tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası genel şartlarının yürürlüğe girmesi ile poliçe teminatı dışına çıkarıldığını ve sorumluluğun SGK’ya geçtiğini, bu nedenlerle mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Dava, trafik kazası sonucu maruz kalınan bedensel zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. maddesi gereğince, istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;

Davacı vekili tarafından, dava dışı …..’nün sevk idaresindeki, müflis … Sigorta A.Ş.’ye ZMMS poliçesiyle sigortalı …. plaka sayılı kamyonetin, davacının içinde yolcu olarak bulunduğu, … Plaka sayılı araç ile çarpışması şeklinde meydana gelen kazada davacının sürekli sakatlığı nedeni ile maddi tazminat talep edilmektedir.

Hükme esas alınan kusur raporu içeriğine göre; dava dışı ….’nün sevk idaresindeki, müflis ….Sigorta A.Ş.’ye ZMMS poliçesiyle sigortalı …..plaka sayılı kamyonetin, davacının içinde yolcu olarak bulunduğu, ….. plaka sayılı araç ile çarpışması olayında %75 oranında kusurlu olduğu anlaşılmıştır.

Davacı hakkında tanzim edilen maluliyet raporunun incelenmesinde ise; davacının %4 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği, 18 ay geçici iş göremezliğinin olduğunun ve 3 hafta bakıcı ihtiyacının bulunduğu tespit edilmiştir.
2918 sayılı KTK.nın 97.maddesi “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir…” hükmünü amirdir. Mahkeme tarafından delillerin değerlendirilmesinde ve takdirinde bir isabetsizlik olmamasına göre özellikle davacının söz konusu hüküm kapsamında davalı kuruma başvurduğu, kaldı ki madde metninde başvuru sırasında hangi belgelerin sunulacağına ilişkin hüküm de bulunmadığı sabit olduğundan davalı vekilinin gerekli belgelerle başvurulmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğine ilişkin istinaf itirazları kabul edilmemiştir.

Davalı taraf her ne kadar, geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminatından sorumlu olmadığı belirtilerek istinaf talebinde bulunulmuş ise de: 25.02.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13.02.2011 tarihli 6111 Sayılı Yasa’nın 59.maddesi ile 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesi değiştirilmiş, buna göre “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı” Yasanın geçici 1. maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, söz konusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun’un 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve ….. yükümlülüklerinin sona ereceği,” öngörülmüştür. Sigorta şirketi, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. 2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluk dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu’na geçmiştir. Ancak geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminatı madde kapsamında değerlendirilemeyeceğinden geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri talepleri yönünden sigorta şirketlerinin sorumluluğu devam edeceğinden bu hususa ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 4. H.D.nin 2021/5372 E. 2021/8669 K., Yargıtay 4. H.D.nin 2021/3468 E. 2021/6538 K. Yargıtay 5. H.D.nin 2021/5372 E. 2021/8669 K.)

Hükme esas alınan maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca düzenlendiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplamanın TRH 2010 yaşam tablosu ve devre başı ödemeli belirli süreli rant hesaplama yöntemi ile 1,8 teknik faiz kullanılarak yapıldığı, her ne kadar Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin güncel içtihatlarında hesaplamada TRH 2010 tablosu ve progresif rant yöntemi uygulanması gerektiği belirtilmekte ise de davalı tarafın istinaf itirazları ve istinaf edenin sıfatına göre aleyhe kaldırma yapılamayacağından (Yargıtay 4. H.D.nin 2021/3030 E. 2021/2658 K.) söz konusu husus kaldırma nedeni yapılmayarak davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.

İstinaf itirazları ile ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre, usuli işlemlerin kanuna uygun şekilde yapılarak, hükme esas alınan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmemiş ve istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1. maddesine göre esastan reddine karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla;

KARAR:
1-İncelenen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gereken 2.852,51 TL istinaf karar harcından peşin alınan 713,12‬ TL’ nin mahsubu ile eksik kalan 2.139,39TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Gider avansından harcanmayan kısmın talep halinde yatırana iadesine dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olarak oybirliği ile karar verildi. 14/09/2022

Başkan Üye Üye Katip