Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/1289 E. 2022/1451 K. 12.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 17. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1289 – 2022/1451
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1289
KARAR NO : 2022/1451

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : ……..
ÜYE : ……….
ÜYE : ……..
KATİP : ……..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/06/2020
NUMARASI : 2018/726 Esas- 2020/480 Karar
DAVACI : …. – TC:…. ……
VEKİLLERİ : Av. ……..
Av. ……….
Av. ……
Av. ………
DAVALI : ……
VEKİLİ : Av. …….
İHBAR OLUNAN : ……
……..
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 12/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 12/09/2022

Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/06/2020 tarih ve 2018/726 esas ve 2020/480 karar sayılı kararı aleyhine davalı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu motosiklete …. plakalı araç sürücüsünün çarpmasıyla yaralamalı ve maddi hasarlı kaza meydana geldiğini, …. plakalı araç sürücüsünün düzenlenen tutanakta tamamen kusurlu olduğunun tespit edildiğini, bu konuda soruşturma açıldığını, müvekkilinin sakat kaldığını, sigortasız araç nedeniyle sorumlu davalıya yapılan başvurunun ibraname nedeniyle reddedildiğini, ancak ibranın motosikletin uğradığı zarara ilişkin olduğunu, buna göre maluliyet zararının davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ….vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkilini noterlikçe düzenlenen ibranameden de görüleceği üzere ibra ettiğini, kazaya karışan aracın davacıya ait olmadığından hasar nedeniyle ibranın söz konusu olamayacağını, kaza tutanağında davacının yolcu olarak yer almadığını, işletene davanın ihbarını talep ettiklerini, kaza tarihi itibariyle geçerli poliçenin bulunup bulunmadığının tespitini, kusur raporu ve maluliyet raporunun adli tıptan alınması gerektiğini, aktüer hesabının uzman bilirkişilerce yapılması gerektiğini, ….kapsamındaki rücua tabi ödemelerin tenzil edilmesi gerektiğini, limit ve kusur oranıyla sorumlu olduklarını, müterafik kusur indiriminin yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulü ile geçici iş göremezliğe yönelik maddi talebinin reddine, …TL geçici iş göremezliğe yönelik maddi tazminatın … tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ….TL kalıcı maluliyete yönelik maddi tazminatın …. tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuran davalı …. vekili dilekçesinde özetle; davacının dava öncesinde yaptığı başvurunun davacının haklarından vazgeçmesi ve müvekkili kurumu ibra etmesi sonucu işlemden kaldırıldığını, kazaya karışan motosikletin davacının olmadığını, bu nedenle de ibranamenin araç hasarı için düzenlendiği iddiasının doğru olmadığını, davacının isminin davaya konu kazaya ilişkin düzenlenen kaza tespit tutanağında hiçbir şekilde geçmediğini, bu nedenle davacının …. tarihli kazada yaralanmış olduğunun kabul edilemeyeceğini, maluliyet raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi için …. Kurumundan maluliyete ilişkin sağlık raporu alınması gerektiğini, davaya konu kazanın oluşumundaki kusur oranlarının tespitinin hatalı yapıldığını, müvekkili kurumun Geçici İşgöremezlik Tazminatından sorumluluğu bulunmadığını, davacının müterafik kusuru nedeniyle hükmedilen tazminattan indirim yapılması gerektiğini, davacının sunulan temlikname ile alacağının bir kısmını …. Ltd. Şti.’ye devretmiş olduğunu, mahkemenin bu hususu gözönünde bulundurmadan eksik incelemeyle karar verdiğini, maluliyet tazminatı hesaplanmasında, uygulanacak teknik faiz (iskonto oranı) 1,8 olması gerektiğini, hesaplanan tazminata başvuru tarihinden değil, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava; trafik kazası nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. maddesi gereğince, istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Davacı tarafından, içinde yolcu olarak bulunduğu …. plakalı motorsiklet ile sigortasız …. plakalı aracın çarpışması şeklinde meydana gelen kazada yaralandığı belirtilerek maddi tazminat talep edilmiştir.
1-Davalı vekilince her ne kadar davacının kurumlarına yaptığı başvurudan dava açılmadan önce vazgeçtiği ve kurumlarını ibra ettiği, kazada davacının yaralanıp yaralanmadığının belli olmadığı belirtilerek istinaf itirazında bulunulmuş ise de; davacı tarafça 22/09/2017 tarihli dilekçe ile davaya konu kazadan kaynaklı yaralanmasından dolayı davalı kuruma müracaatta bulunulduğu, başvurudan sonra … tarihli …Noterliği’nce düzenlenen ibranamede davacının motorunun hasara uğradığını, motosikletinde ki tüm hasarların otomobil sahibi tarafından karşılanması sebebiyle bu kazadan dolayı …. herhangi bir hak ve talepte bulunmayacağını belirttiği, söz konusu ibranamenin araç hasarına ilişkin olduğunun ibraname içeriğinden anlaşıldığı gibi, 2918 Sayılı Yasanın 111 maddesi de dikkate alındığında davacının kazadan dolayı yaralanması nedeni ile talepte bulunabileceği, kazaya ilişkin soruşturma dosyası kapsamı, alınan ifadeler nazara alındığında davacının …. plakalı motorsiklette yolcu olarak bulunduğu anlaşıldığından davalı tarafın belirtilen istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
2-HMK.nun 298/2. maddesine göre “Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.” Hüküm fıkrası ile gerekçe arasında çelişki olması 10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre de usul ve yasaya aykırıdır.
Dosyanın incelenmesinde mahkemece kısa kararda “Davanın kısmen kabulü ile, 4.914,00 TL geçici iş göremezliğe yönelik maddi tazminatın …. tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 30.042,98 TL kalıcı maluliyete yönelik maddi tazminatın ….tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ” belirtildiği, ancak gerekçeli kararda “Davanın kısmen kabulüne, geçici iş göremezliğe yönelik maddi talebinin reddine, 4.914,00 TL geçici iş göremezliğe yönelik maddi tazminatın …. tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 30.042,98 TL kalıcı maluliyete yönelik maddi tazminatın … tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verildiği, gerekçeli karar ile kısa karar arasında çelişki olduğu gibi gerekçeli kararın hüküm kısmının kendi içerisinde çelişkili olması yerinde görülmemiştir.
3-Davalı tarafça kusur raporları arasında çelişkinin giderilmediği belirtilerek istinaf itirazında bulunulmuş olup; dosya içerisinde bulunan …. tarihli trafik bilirkişi raporu ile kaza tespit tutanağı arasında çelişki olması nedeni ile, mahkemece üç kişilik bilirkişi heyetinden rapor aldırılmış ise de, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen ….tarihli raporda belirlenen kusur durumu, kaza tespit tutanağı ve …. tarihli bilirkişi raporunda belirtilen kusur durumundan farklı olmasına rağmen, bilirkişi heyetince dosya içerisinde bulunan kaza tespit tutanağı ve bilirkişi raporu irdelenmeksizin, raporlara neden dolayı itibar edilmediği hususları ayrıntılı denetime imkan verir şekilde belirtilmeksizin raporun tanzim edildiği, bu itibarla heyet raporunun denetime imkan verir şekilde açık olmadığı anlaşıldığından, bilirkişi heyetinden dosya içerisinde mevcut kaza tespit tutanağı ve bilirkişi raporuda irdelenerek, raporlar arasındaki çelişkiyi giderir, raporlara hangi nedenlerden dolayı itibar edilmediği de açıklanır şekilde gerekçeli ayrıntılı çelişkileri giderir ek rapor alınarak sonucuna göre kusur durumu değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm tesisi yerinde görülmemiştir.
4-Dosya içerisinde mevcut …. müdürlüğünün 10/07/2018 tarihli cevabi yazısında davacıya …. tarihinde geçirdiği trafik kazası nedeniyle yapılan ödemeleri gösterir belgeler ibraz edilmiş ise de, mahkemece söz konusu ödemelerin rücuya tabi olup olmadığı araştırılmaksızın hüküm tesisi yerinde görülmemiştir.
Bu itibarla mahkemece söz konusu ödemelerin rücuya tabi olup olmadığı araştırılarak rücuya tabi ödemelerin bulunması halinde söz konusu ödemelerde dikkate alınarak gerekirse bu hususta aktüer bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre hüküm tesisi gerekir.
5-Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK md. 52’de düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebilir.
Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek karar verilmesi gerekir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde BK.nun 44.maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Bu husus resen tazminat belirlenirken irdelenmelidir. (Yargıtay 17.H.D. Nin 2019/2168 E. 2020/4627 K. Sayılı ilamı) Mahkemece her nekadar müterafik kusur ile ilgili herhangi bir delil ortaya konulmadığından müterafik kusur indirimi yapılmadığı belirtilmiş ise de, hükme esas alınan aktüer raporun incelenmesinde davacının sağ diz ön yüzde, sağ dirsekte, sağ el 2. Parmak ve sol el ikinci parmakta yaralanması olduğu belirtildiğinden maluliyete esas yaralanma bölgesi nazara alınarak maluliyet raporu değerlendirilmek suretiyle davacının kaza esnasında dizlik vs koruyucu ekipman kullanıp kullanmadığı, kullanmamasının zarara etkisi tartışılarak sonucuna göre bir hüküm tesisi gerekirken maluliyet raporu dikkate alınmaksızın eksik değerlendirme ile hüküm tesisi yerinde görülmemiştir.
Kabule göre de; Dava HMK’nın 107/1. maddesi uyarınca belirsiz alacak davası niteliğindedir. Karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 Sayılı HMK’nın 107. Maddesi uyarınca (22/7/2020-7251/7 md. ile yapılan değişiklik öncesi) “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.” düzenlemesi mevcuttur.
Somut olayda, mahkemece davacı tarafın kusur raporuna itirazı üzerine üç kişilik bilirkişi heyetinden kusur raporu alındığı, davacı vekilince 26/03/2020 tarihli UYAP üzerinden gönderilen dilekçe ile güncel kusur oranları ile hazırlanmış hesap raporunun alınmasının gerektiğinin belirtilerek ek rapor alınmasının talep edildiği, mahkemece davacı tarafa eksik harcın tamamlatılması için süre verildiği, davacı vekilince ibraz edilen bedel arttırım dilekçesi bulunmadığı ve davacı vekilinin 26/03/2020 tarihli dilekçesi ile taraflarınca yatırılması gereken harç miktarının belirtilmesinin talep edilmesi üzerine, mahkemece 03/06/2020 tarihli ara karar ile tamamlatılması gereken eksik harç miktarının belirtildiği, 24/06/2020 tarihli karar duruşmasında davacı vekilince kusur raporundaki lehe değişiklik nedeni ile hesap raporu alınmasının talep edildiği ancak mahkemece yargılamaya son verilerek davanın kısmen kabulüne karar verildiği, bu itibarla davacı tarafça HMK 107 maddesindeki düzenlemeye aykırı olarak bedel arttırım dilekçesi ibraz edilmeksizin yada talep edilen miktarın ne kadar olduğuna ilişkin herhangi bir miktar belirtilerek talepte bulunulmaksızın, resen mahkemece belirlenen miktar üzerinden harcın tamamlatılarak sonrasında davanın kısmen kabulüne ilişkin hüküm tesisi yerinde görülmeyerek davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmamış olması ve belirtilen harcın davacı tarafça yatırılmış olması da nazara alınarak bu husus eleştiri konusu yapılmakla yetinilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, bu aşamada sair hususlar incelenmeksizin HMK’nın 353/1-a,6 maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve Dairemiz kararına uygun şekilde, davacı tarafından …tarihli temlik sözleşmesi ile alacağın bir kısmının temlik edilmiş olması ve kazanılmış haklarda dikkate alınarak davanın yeniden görülerek eksikliklerin giderilmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE;
Gaziantep 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/06/2020 tarih ve 2018/726 esas ve 2020/480 sayılı kararının HMK’nın 353/1-a,6 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA,
Dosyanın davanın yeniden görülmesi için MAHALLİNE İADESİNE,
2-Davalıdan tahsil edilen istinaf karar harcının istek halinde yatıran tarafa iadesine,
3-İstinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama neticesinde verilecek kararla birlikte değerlendirilmesine,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak oybirliğiyle karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip
……………………………………………………………..

………..