Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/1287 E. 2022/1452 K. 12.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1287
KARAR NO : 2022/1452

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/03/2020
NUMARASI : 2019/657 Esas- 2020/305 Karar
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat

Birleşen Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/37 E. 2018/32 K. Sayılı dosyası

DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU: Tazminat

KARAR TARİHİ : 12/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 12/09/2022

Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/03/2020 tarih ve 2019/657 esas ve 2020/305 karar sayılı kararı aleyhine davacı vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 04/02/2016 tarihinde müvekkilinin …. isimli arkadaşının motorunda yolcu iken plakası tespit edilemeyen bir araç ile motorun çarpışması sonucu müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, kazaya sebebiyet veren aracın olay yerinden kaçtığından plakası tespit edilemediğini ve müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu motor sürücüsünün de kaçmasından ve tespit edilememesinden dolayı davanın ….na yöneltildiğini belirterek şimdilik 3.500,00 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini talep etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, davacının iddialarının ispatlanması gerektiğini, davacının kask takmaması ve korucuyu elbise giymemesi sebebiyle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, davanın yetkili mahkemede ikame edilmediğini, gerekli yerlerden raporların alınması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

Birleşen Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/37 Esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 04/02/2016 tarihinde müvekkilinin ….isimli arkadaşının motorunda yolcu iken plakası tespit edilemeyen bir araç ile motorun çarpışması sonucu müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, kazaya sebebiyet veren aracın olay yerinden kaçtığından plakası tespit edilemediğini, müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu motor sürücüsünün de kaçmasından ve tespit edilememesinden dolayı davanın …na yöneltildiğini belirterek şimdilik 11.707,20 TL iş göremezlik tazminatının davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini talep etmiştir.

İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Asıl dosya yönünden mahkememizce verilen karar istinafa konu edilmediğinden bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına, Birleşen Dosya yönünden;11.707,20 TL maddi tazminatın birleşen davanın açıldığı tarih olan 08/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,” karar verilmiştir.

İstinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili dilekçesinde özetle; Dava açmadan önce müvekkili kuruma usulüne göre başvuru yapılmadığından davanın reddinin gerektiğini, plakası tespit edilmeyen aracın varlığının zarar görenin beyanı dışında bilgi ve somut delillerle ispatlanmadığını, zarar görenin arkadaşı ….’in motosikletinde olduğunu iddia ettiğinden motosiklete ve arkadaşına ulaşılması gerektiğini, sigortasız aracın türünün tespit edilmesi gerektiğini, SGK’dan geçici iş göremezlik ödemesi yapılıp yapılmadığının araştırılmadığını, davacının yaralandığı bölgeler gözetildiğinde koruyucu tertibatının bulunmadığı tespit edildiğinden müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, olayda hatır taşımasının varlığının gözetilmediğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketine karşı açılan ilk asıl davanın 08.04.2016 tarihinde olduğunu, yani bu tarihte davalının iş bu kazadan haberdar olduğunu, birinci dava tarihinin tüm tazminat kalemleri açısından temerrüt tarihi olduğunu, bu tarihten itibaren faiz işletilmesi gerektiğini, ayrıca söz konusu kusur, maluliyet ve hesap raporunun da hatalı olup yeniden rapor aldırılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

Dava; trafik kazası nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Davacı tarafça, 04/02/2016 tarihinde …. isimli bir arkadaşının plakasını bilmediği motorsikletinde yolcu iken, motorsikletin plakası tespit edilemeyen bir araçla çarpışması şeklinde meydana gelen kazada ağır yaralandığını, çarpan aracın ve üzerinde yolcu olarak bulunduğu motorsiklet sürücüsünün kaçtığını belirterek asıl davada sürekli maluliyet nedeni ile maddi tazminat, birleşen Gaziantep 1. Asliye Ticaret mahkemesinin 2018/37 E. sayılı dosyasında ise geçici iş göremezlik nedeni ile maddi tazminat talebinde bulunulmuş, mahkemece 2016/475 E. Sayılı dosya üzerinden yapılan yargılama sonucunda 19/04/2018 tarih 2018/503 K. sayılı ilam ile asıl dava ve birleşen davanın reddine karar verilmiş, söz konusu karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 2018/1960 E. 2019/2125 K. sayılı ilamı ile “Birleşen dosyaya ilişkin dava dilekçesinde, davacı, 04/02/2016 tarihinde….. isimli arkadaşının motosikletinde yolcu iken plakası tespit edilemeyen bir araç ile çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında yaralandığını, her iki araç nedeniyle de davalının sorumlu olduğunu ileri sürmüştür. Mahkemece sadece davacı asilin yolcu konumunda bulunduğu motosikletin tescile tabi olup olmadığının kanıtlanamadığı gerekçesiyle birleşen davanın reddine karar verilmiş ise de; meydana gelen kazanın çift taraflı olması, dava dilekçesinde plakası tespit edilmeyen diğer araç sürücüsünün de kusuruna dayanılması nedeniyle bu araç yönünden ….nın sorumluluğunun hiç tartışılmaması doğru görülmediği” belirtilerek kararın kaldırılmasına karar verilmiş ve kaldırma kararı sonrası mahkemece asıl dava yönünden kararın kesinleşmesi nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına birleşen dosya yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

1-2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun ‘Doğrudan Doğruya Talep ve Dava Hakkı’ başlıklı 97. maddesinde (Değişik: 14/4/2016-6704/5 md.) “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” düzenlemesi yer almaktadır.

Somut olayda ……na karşı açılan birleşen dosyanın dava tarihi 08/01/2018 dir. Birleşen dava yönünden dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 2918 Sayılı Yasanın 97. maddesi uyarınca ….na başvuruda bulunulduğuna ilişkin belgelerin davacı tarafça dosyaya ibraz edilmediği, mahkemece söz konusu eksikliğin yargılama aşamasında tamamlanmadığı gibi, birleşen dosyada dava dilekçesi, cevap dilekçesi tebliği gibi usulü işlemlerin tamamlanmadan, tensiben birleştirme kararı verildiği ve birleştirme kararından sonra asıl dosyada da birleşen dosyanın dava dilekçesinin davalı tarafa tebliğine ilişkin tebliğ evraklarının dosya içerisinde olmadığı, 10/01/2018 tarihli birleştirme kararından sonra mahkemece 25/01/2018 tarihli duruşmada “asıl dosyada alınan bilirkişi raporlarının birleşen dosya arasına alınarak birleşen dosyadaki davalı tarafa tebliğine ” karar verilmesi ile yetinildiği, dava dilekçesinin tebliğine ilişkin herhangi bir ara kararın tesis edilmediği görülmüştür.

HMK’nin 114. maddesinde dava şartları gösterilmiş, 115/2. maddesindeki “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” şeklindeki düzenleme gereğince, eksik olan bir dava şartı, belirli bir süre verilerek giderilebilecek ise hakim tarafından eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilmesi gerekir. Bu süre içinde dava şartı eksikliği tamamlanmaz ise dava, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilmelidir.

Davacı tarafça, birleşen dosyanın dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 2918 Sayılı Yasanın 97. maddesi gereğince …..na yazılı olarak başvuruda bulunulduğuna ilişkin belgeler ibraz edilmeksizin doğrudan dava açılmış olduğundan, söz konusu husus Mahkemece davacıya süre verilerek tamamlanabilecek dava şartı olduğundan, mahkemece davacı tarafa davalı …..na davadan önce başvurusuna ilişkin belgeleri ibraz etmesi, davadan önce başvuru yapılmamış olması halinde ….na yazılı müracatta bulunması için uygun kesin süre verilerek yukarıda açıklamalar uyarınca sonucuna göre değerlendirme yapılması gerekirken dava tarihi itibari ile başvurunun dava şartı olması dikkate alınmaksızın hüküm tesisi yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 17. H.D.nin 2020/824 E. 2021/2980 K.)

2-Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunu’nun 44. maddesinde (6098 sayılı TBK md. 52) düzenlenmiştir. Zarar görenin kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılması da gerekebilir.

Mahkemece, davacı asilin trafik kazası nedeni ile yaralanmasının kask takıldığı surette korunacak olan kafa bölgesinde meydana gelmemesi sebebiyle hesap edilen tazminat miktarından müterafik kusur nedeni ile indirim yapılmadığı belirtilerek hüküm tesis edilmiş ise de, dosya içerisinde mevcut hükme esas alınan maluliyet raporu içeriğine göre, davacının kaza nedeni ile “herhangi bir sekel bırakmadan iyileşmiş sağ pariyetal kemikte fissür hattı, aynı bölgede subaraknoid kanama, sol zygomatik arkta, sağ tibia ve klavikula kırığı “arızasının olduğu belirtildiğinden davacının pariyetal kemikte fissür hattı arızasının kafa bölgesinde olması ve sağ tibia kırığı olduğu anlaşıldığından, aynı zamanda davacının motorsiklete binerken dizlik koruyucu ekipman kullanıp kullanmadığının değerlendirilerek sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken eksik inceleme ve değerlendirme ile yetersiz gerekçe ile hüküm tesisi yerinde görülmemiştir.

3-Davalı tarafça hatır taşıması indirimi yapılmadığı belirtilerek istinaf itirazında bulunulmuştur. Birleşen dosyaya ilişkin dosya içerisinde dava dilekçesinin tebliğine ilişkin tebligat parçası görülemediğinden, öncelikle mahkemece birleşen dosyanın dava dilekçesinin davalıya usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği araştırılarak tebliği halinde dosya içerisine alınması, tebliğ edilmemiş olması halinde tebliğinin sağlanarak, davalının süresi içerisinde hatır taşıması savunmasında bulunup bulunmadığı değerlendirilerek sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken eksik inceleme ve değerlendirme ile hüküm tesisi yerinde görülmemiştir.

4- Mahkemece SGK dan davacıya davaya konu trafik kazası nedeni ile rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı sorulmaksızın varsa yapılan ödemeler değerlendirilmeksizin hüküm tesisi yerinde görülmemiştir.
5-Davacı tarafça ilk dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği belirtilerek istinaf itirazında bulunulmuştur.
2918 sayılı KTK.’nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Sigortaya başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir.

Somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Davacı tarafça kaza nedeni ile sürekli maluliyetinden kaynaklı iş göremezliği nedeni ile Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/475 E. sayılı dosyasında dava açılmış, sonrasında geçici iş göremezlik tazminatı nedeni ile birleşen Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/37 E. sayılı dosyası üzerinden dava açılmıştır. Bu itibarla davalı …. ilk dava ile temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak ilk dava tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. O halde, mahkemece davalı yönünden faiz başlangıcının ilk dava tarihi olarak kabulü gerekirken son açılan birleşen dava tarihinden itibaren faize karar verilmesi yerinde görülmemiştir. (Benzer nitelikte Yargıtay 17. H.D.nin 2019/2379 E. 2020/6538 K. Sayılı ve Yargıtay 17. H.D.nin 2015/9150 E.2016/6377 K. Sayılı ilamı)

Yukarıda açıklanan nedenle, bu aşamada sair yönler incelenmeksizin HMK’nın 353/1-a.4-6 maddesi uyarınca taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve dairemiz kararına uygun şekilde tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak davanın yeniden görülerek eksikliklerin giderilmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE;
Gaziantep 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/03/2020 tarih ve 2019/657 esas ve 2020/305 sayılı kararının HMK’nın 353/1-a,6 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA,
Dosyanın davanın yeniden görülmesi için MAHALLİNE İADESİNE,
2-Taraflardan tahsil edilen istinaf karar harcının istek halinde yatıran tarafa iadesine,
3-İstinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama neticesinde verilecek kararla birlikte değerlendirilmesine,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davalı …. tarafından tehiri icra talebi kapsamında … İcra Dairesinin …Esas sayılı icra dosyasına mehil vesikası için ibraz edilen … tarihli ve …. numaralı …. TL tutarlı teminat mektubunun yatırana İADESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak oybirliğiyle karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip