Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/1283 E. 2022/1359 K. 01.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 17. HUKUK DAİRESİ .
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1283
KARAR NO : 2022/1359

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :.
ÜYE : .
ÜYE : .
KATİP : .
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/07/2020
NUMARASI : 2018/121 Esas- 2020/541 Karar
DAVACI : .
VEKİLİ : Av. .
DAVALI .
VEKİLLERİ : Av.
: Av.
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 01/07/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ******

Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/07/2020 tarih, 2018/121 Esas ve 2020/541 Karar sayılı kararı aleyhine davalı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili…..sevk ve idaresinde olan….plakalı motosiklet ile kendi şeridinde giderken karşı sürüc…. sevk ve idaresinde bulunan….plakalı kamyonet ile dikkatsiz ve tedbirsizlik nedeniyle kontrolsüz bir şekilde tali yoldan ana yola çıkıp müvekkilinin kullandığı motosikletin sağ yan kısmına vurduğunu, müvekkilinin yaralandığını, meydana gele kazada müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, kazaya sebebiyet veren aracın davalı şirket tarafından kaza tarihini kapsayacak şekilde sigortalı olduğunu, sigorta şirketine başvuru yapıldığını ancak bu başvuruya herhangi bir cevap verilmediğini, müvekkilinin geçici ve sürekli iş göremezlik, bakım ve bakıcı gideri tazminatı olarak şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, davacı vekili 18/03/2020 tarihli dilekçesi ile dava değerini 57.235,23 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; …..plakalı aracın müvekkil şirket nezdinde sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sigortalısının kusur oranında sorumluluğu bulunduğunu, ilgili yerlerden gerekli raporların alınması gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince, davacının davasının kabulü ile; 44.584,52 TL kalıcı iş göremezlik, 10.651,36 TL geçici iş göremezlik ile 1.999,35 TL bakıcı gideri tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davalı …..vekili tarafından süresi içerisinde sunulan istinaf dilekçesinde: usulüne uygun başvuru yapılmadığını, davacı motosiklet sürücüsü koruyucu ekipman takmadığından müterafik kusur indirimi yapılmasını, maluliyet raporunun usulüne uygun olmadığını, bakıcı gideri ve geçici iş göremezlikten sorumlu olmadıklarını belirterek kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davacı vekili tarafından sunulan istinaf cevap dilekçesinde; keşif yapılmak suretiyle kusur raporu alındığını, üniversitede oluşturulan heyetten rapor alındığını, kararın içtihatlara uygun verildiğini belirterek istinaf talebinin reddini istemiştir.
HMK 355 maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde;
Dava, trafik kazası nedeniyle maddi tazminat davasıdır.
2918 sayılı KTK.nın 97. maddesi “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir…” hükmünü amirdir. Mahkeme tarafından delillerin değerlendirilmesinde ve takdirinde bir isabetsizlik olmamasına göre özellikle davacının söz konusu hüküm kapsamında davalı kuruma başvurduğu, kaldı ki madde metninde başvuru sırasında hangi belgelerin sunulacağına ilişkin hüküm de bulunmadığı sabit olduğundan davalı vekilinin faiz başlangıcının başvurudan 15 gün sonrasında başlatılması kararının hatalı olduğuna ve gerekli belgelerle başvurulmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğine ilişkin istinaf itirazları kabul edilmemiştir.
Mahkeme tarafından delillerin değerlendirilmesinde ve takdirinde bir isabetsizlik olmamasına göre özellikle 6111 sayılı yasanın 59. maddesi ile değişik 2918 sayılı KTK’nın 98. maddesi ile getirilen ” Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır” hükmü gereğince trafik kazası sonucu yaralanan kişi, tümüyle iyileşip eski sağlığına kavuşuncaya kadar yaptığı tıbbi tedavi ile sınırlı sağlık hizmet bedelleri SGK tarafından karşılanacaktır. Geçici iş göremezlik tazminatının ve bakıcı giderinin bu madde kapsamında değerlendirilemeyeceği ve bu tazminatların da davalı sigorta şirketinin sorumluluğunda olduğu belirtildiği üzere davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun devam ettiğinden, tüm bu açıklanan nadenlerle davalı vekilinin itirazın yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Mahkemece keşif yapılmak suretiyle alınan kusur raporunda ve ATK tarafından düzenlenen kusur raporlarının birbiri ile uyumlu olduğu davacı sürücüye %25 dava dışı sürücüye %75 kusur verildiği anlaşıldığı için davalı vekilinin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
Mahkemece alınan maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte bulunan özürlülük ölçütü sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkındaki yönetmelik hükümlerine göre düzenlendiği anlaşıldığından istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
6098 sayılı Borçlar Kanun’un, “Tazminatın belirlenmesi” üst başlıklı 51/1 maddesi ile (818 sayılı Borçlar Kanununun 43.maddesi); Hâkimin, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği hükme bağlanmıştır. Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı Borçlar Kanun’un 52. maddesinde (818 sayılı Borçlar Kanununun 44. maddesi) düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebilir.
Müterafik kusur indiriminde, her somut olayın özelliğine göre, olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde TBK’nın 52. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Eldeki davada motosiklet kullanıcısı davacının kaval ve fibula şaft kemiği kırıkları olduğu anlaşılmıştır. Kaza tespit tutanağına göre koruyucu ekipman ve kask takıp takmadığı belirsiz kodunun işaretlendiği, ancak kırıkların bulunduğu yer itibariyle koruyucu ekipman takmadığı anlaşıldığından kararın kaldırılmasına, ancak bu durum yeniden yargılamayı gerektirmediği için esas hakkında hüküm kurularak bilirkişi tarafından hesaplanan toplam tazminattan müterafik kusur indirimi yapılarak bakiye kalan tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu itibarla davalı sigorta vekilinin sunduğu istinaf başvurusunun kabulüne ve HMK’nın 353/1-b,2 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına ve esas hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurulmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,
2-Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 06/07/2020 tarih, 2018/121 Esas- 2020/541 Karar Sayılı Kararının KALDIRILMASINA,
3-6100 sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında kararla; 45.788,18TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-Harçlar Kanunu gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 3.127,79 TL karar ve ilam harcına davacı tarafça yatırılan 227,98 TL harcın (35,90 TL peşin harç ve 192,08 TL ıslah harcı) mahsubu ile bakiye 2.899,81 TL karar harcının davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-Davacı taraftan alınan ve mahsup edilen 227,98 TL harcın (35,90 TL peşin harç ve 192,08 TL ıslah harcı) davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davanın kabul edilen miktarı üzerinden hesaplanan 6.752,46 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-TBK’nın 51/52. maddeleri gereği hakkaniyet indirimi yapılan miktar üzerinden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
8-Davacı tarafından karşılanan 35,90 ilk başvuru harcı,2.260,90 TL bilirkişi ücreti, posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 2.296,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Yapılan giderlerin mahsubu ile bakiye gider avansının HMK ‘nın 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
İstinaf Harç ve Giderleri
1-Davalı taraftan alınan peşin istinaf karar ve ilam harcının talep halinde iadesine,
2-Davalı tarafından karşılanan 162,10 TL istinaf başvuru harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Karar kesin olduğundan tebligatların ve harç tahsil/iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK.362/1-a maddesi gereği kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 01/07/2022

Başkan Üye Üye Katip
.
.